Saatolog.com.tr

Saatolog.com.tr Logo

Yaşayan Mekanizma Calibre 473 ile Sohbet

23 Ocak 2023
Yaşayan Mekanizma Calibre 473 ile Sohbet

Calibre 473 ile sinema, tv dizileri ve edebiyattan yola çıkarak tartıştık: Saatçilik iradesi nedir ve neden pes etmiyor?

Mekanik saatlere meraklı olanlar ilk “Big Crown Pointer Date” modelinin eldiven kullanan havacılar için üretildiğini (bu nedenle kurma kolu büyük) kırmızı uçlu ok şeklindeki tarih göstergesinin zaman içinde hilal şekline büründüğünü, 2021’e kadar merkezi saniye ibresinin olduğunu, akrep ve yelkovanın ise katedralden kalem tarzına geçtiğini, tırtıklı bezelin de koleksiyonun ayırıcı özelliklerinden biri olarak uzun yıllar korunduğunu bilir.

Ayrıca saatseverler “Big Crown Pointer Date” modelinin tıpkı Jaeger-LeCoultre Reverso ve Patek Philippe Calatrava gibi 1930’larda tasarlanmış olup da günümüze kadar gelen nadir görülen türden hiç eskimeyen bir tarza ve mimariye sahip olduğunu da bilir.

Gündemi takip eden meraklılar 2021’de Oris’in Big Crown Pointer Date Caliber 403 ile 1938’de piyasaya çıkan koleksiyona küçük saniye ibresi gibi detaylarla yeni bir yorum getirdiğini de görmüştür. Aslında yapılan iş daha klasik bir bakışla yeni öğeleri bir araya getirip birleştirmek olarak tarif edilebilir. Daha önce bu seride merkezi saniye ibresi, hilal şeklinde tarih göstergesi vardı ve son mekanizmalar da Sellita SW200-1 temelliydi.

Yeni Big Crown Pointer Date Caliber 473 ise 2023’ün en güzel haberlerinden biri. Elle kurmalı saatin en çarpıcı özelliği ise 120 saatlik güç rezervine sahip mekanizması. Falan filan.

Bütün bu bilgiler saat uzmanlarının yazdığı internet sitelerinde ve çeşitli saat dergilerinde ve konuyla ilgili kitaplarda bulunuyor zaten ama ben başka şeylerden, bilimden, sanattan, edebiyattan, sinemadan, Saul Goodman, Kim Wexler ve Calibre 473’ten söz etmek istiyorum.

Calibre 473, yani yepyeni Big Crown Pointer Date modeline hayat veren o muhteşem mekanizma bir yandan ideallerinden ödün vermeyen saatçilik sektörünün aynası gibi. “Ayna” demek mütevazı geliyorsa “saatçilik sektörünün iradesi” de diyebiliriz. Öyle bir irade ki hemen herkesin kahvaltıda, öğle ve akşam yemeğinde, metroda yolculuk yaparken, araç kullanırken veya uyumadan önce elinden bıraktığı son nesne olan cep telefonu ve telefonun zırhlı gövdesinin içinde yuvalanan bütün o durmadan güncellenen vahşi uygulamaların karşısında hiç pes etmiyor ve zerre geri adım atmıyor.

Yaşayan Mekanizma Calibre 473 Ile Sohbet

Güzel çarkların, pürüzsüz veya süslü yüzeylere sahip katmanların ve üzerine serpiştirilmiş sentetik mücevherlerin bir araya geldiklerinde tarihin hemen her döneminde görülen zarif bir direnişe dönüşen iradesine bakıp şunu soruyorum: Sen kim olduğunu sanıyorsun? Seni kim icat etti de insanlığın geldiği bu çok yararlı ama giderek çirkinleşen dijital tahakküme kafa tutuyorsun?

120 saatlik güç rezervine sahip Calibre 473 cehaletime gülümsüyor gibi geliyor bana. Çarklar döndükçe sanki “2015’ten bu yana 6 Emmy, 46 Golden Globe adayı olan ‘Better Call Saul’a bir tane bile ödül verilmedi haberin yok mu?” diyor bana. Haklısın diyorum, aynı şekilde “Arka Pencere” (1954) ve “In the Mood For Love” (2000) gibi pek çok müthiş filmlere de Oscar verilmedi ama bunun konumuzla ne ilgisi var?

Oysa Calibre 473 beni duymamış gibi konuşmaya devam ediyor: “Edebiyat farklı mı? Proust, Joyce, Tolstoy, Woolf, Borges, Nabokov, Conrad ve senin o çok sevdiğin yere göre sığdıramadığın Andrey Platonov’a da bir ödül verilmedi,” diyor.

Calibre 473 iştahla konuşurken sözünü kesiyorum birden: Benim güzel İsviçreli arkadaşım, bütün bunların zamana ayak uydurmakla ne ilgisi var?

“Bütün meselenin insanla ilgili olduğunu görmüyor musun? Bir ödüle gerek yok sinema tarihinin en iyi filmlerinin iyi olmalarının ödüllerle bir ilgisi yok zaten bu sohbette adı geçen yazarların eserleri çok seviliyor, Bob Odenkirk de Rhea Seehorn da müthiş oyuncular. Ödüller çoğunluk için bir göz boyama sadece, değeri yücelten bir şey değil. Cep telefonlarına bakma, onlar çok değerli şeyler değil; değerli olan ölümsüzdür.”

Başımın ağrısı geçti birden, anlıyorum dedim çarklara bakarken, bütün mesele düşünmeye devam etmek ve çok daha güzelini çok daha iyisini yapabilmek. Dünyada sanata ve bilime değer veren insanlar olduğu sürece saatçilik gelişmeye devam edecek.