Kraliçe II. Elizabeth, Elvis Presley, John Lennon ve dahası… Bu sene 100. yılını kutlayan Rolls-Royce Phantom, yakın tarihin en ünlü isimlerinin otomobili oldu.
Phantom, Rolls-Royce ailesinin aristokrat üyesi. Rivayet o ki, isim babası Rolls-Royce’un ilk yıllarındaki efsanevi isimlerinden Cluade Johnson. İngilizcede hayalet anlamına gelen Phantom, Rolls-Royce otomobillerinin etkileyici sessizliğini ve zarafetini temsil etmesi için seçilmiş. 1925’ten bu yana yollarda olan bu ikonik otomobil, yakın dünya tarihinin şahidi, bir kültür fenomeni. İkinci Dünya Savaşı’nın meşhur amirali Bernard Law Montgomery de Kraliçe II. Elizabeth de Phantom’un misafirleri arasındaydı.
Buckingham Sarayı’nda The Beatles’a
İkinci Dünya Savaşı’nın İngiliz komutanlarından Bernard Law Montgomery, hayatı boyunca sade yaşam tarzıyla anılsa da kişisel ulaşımında konfordan vazgeçmeyip iki Phantom sahibi olmuş. Mareşalin Normandiya Çıkarması hazırlıkları sırasında 1936 model bir Phantom III kullandığı biliniyor. 1958’de ise “Butler” Phantom III modelini satın almış, 1963 yılına kadar kullandığı bu otomobil koltuğunda Kanada ve Avustralya başbakanları gibi pek çok üst düzey devlet yetkilisini taşımıştı.
Aristokratların otomobili Phantom, İngiliz Kraliyeti’nde de boy gösterdi. 1948’de yeni evlenen Edinburgh Dükü, Prenses Elizabeth ile Rolls-Royce’u ziyaret etmiş, “Scalded Cat” adı verilen bir test otomobilini denemek üzere almışlardı. Otomobili deneyimleyen Edinburgh Dükü kısa bir süre sonra Rolls-Royce’dan resmi bir otomobil üretmesini istedi. Bu talep üzerine ilk Rolls-Royce Phantom IV üretildi. Üretim süreci gizli tutulan otomobile “Maharajah of Nabha” adı verildi. Bu efsanevi Phantom, bugün hâlâ Kraliyet’in koleksiyonları arasında.
İngiliz Kraliyet Ailesi’nin yıllar içinde farklı Phantom’ları oldu. Kraliçe II. Elizabeth’e tahta çıkışının 25. yılında, 1977’de İngiliz otomotiv endüstrisi tarafından sonraları bir ikon haline gelecek Silver Jubilee Phantom VI hediye edildi. Aynı otomobil 2011’de Cambridge Dükü ve Düşesi’nin düğününde kullanıldı. Yıllar boyunca Phantom V otomobilleri New York, Washington, Tokyo ve Yeni Delhi gibi farklı ülkelerdeki İngiliz diplomatlara hizmet etti. Rolls-Royce’un İngiliz diplomasisindeki rolü gazetelere bile konu oldu, eski Paris Büyükelçisi Sir John Fretwell The Times gazetesine verdiği bir röportajda şöyle diyordu: “Élysée Sarayı’nı ziyaret ettiğimde Rolls-Royce’um kesinlikle işime yarıyordu. Kapıdaki nöbetçiler, gelenin İngiliz büyükelçisi olduğunu anlıyorlardı.”
Kraliyet mensupları, orduların en rütbeli askerleri ve bürokrasinin yanı sıra sanat dünyasının da otomobili oldu Phantom. The Beatles grubunun üyelerinden John Lennon, “A Hard Day’s Night” filmiyle elde ettiği başarı sonrası kendini bir Rolls-Royce ile ödüllendirir. İçi ve dışı tamamen siyah renkte tasarlanan bu Phantom V için Lennon bir röportajında şöyle der: “… Bu sadece gizlilik için değil. Eve geç saatte döndüğünde, dışarısı aydınlanmış olsa bile arabanın içi hâlâ karanlık. Camları kapatıyorsun ve hâlâ kulüptesin.”
Lennon ilerleyen yıllarda çingene tarzı bir karavandan ilhamla Phantom’unu yeniden tasarlattı. O simsiyah Phantom sarıya boyandı, çiçek motifleriyle ve burç sembolleriyle bambaşka bir otomobile dönüştü. Ve tabii ki Phantom’ın bu yeni kimliğine herkes hayran olmadı, Lennon’ın anlattığına göre bir gün Londra sokaklarında arabasıyla gezinirken yaşlı bir kadın, “Bir Rolls-Royce’a bunu yapmaya nasıl cüret edersin!” diyerek şemsiyesiyle otomobilin üzerine yürüdü. Lennon 1980’de hayata veda ettikten beş sene sonra Phantom’u bir müzayedede açık artırmaya çıkarıldı, o zaman için rekor bir fiyatla yaklaşık 2 buçuk milyon dolara satıldı. Bu hikâyeyle Lennon, otomobil dünyasına karşı-kültürün ürünü olan bir Phantom armağan etmiş oldu.
Rock’n Roll’un kralı Elvis Presley de bir zamanlar Phantom’ı olan yıldızlar arasındaydı. Elvis, 1963’te gece yarısı mavisi renginde bir Phantom V satın aldı. Ancak otomobilinin tasarımına beklenmedik bir dokunuş gelecekti. Rock yıldızının annesinin tavukları, otomobilin yüzeyini gagalayınca Elvis izlerin daha az belli olması için otomobilini gümüş mavisi rengine boyattı. Presley otomobilini 1968 yılında bir hayır kurumuna bağışladı. Leonard Cohen ve Was ise bu hikâyeden ilhamla bir şarkı besteledi: “Elvis’s Rolls-Royce”.
