Puslu sonbahar günlerinde İlkbahar-Yaz 2025 koleksiyonları defileleriyle dünyaya renk getiren Paris Fashion Week’in öne çıkan tasarımlarını sizin için inceledik.
VALENTINO
Gucci’den ayrıldıktan sonra Valentino’nun yeni yaratıcı yönetmeni olarak yeni bir yola çıkan Alessandro Michele’nin merakla beklenen ilk İlkbahar-Yaz koleksiyonu, Paris Fashion Week’te izleyicilerle buluştu. “Pavillon Des Folies” adını taşıyan koleksiyonda Michele, Valentino‘nun özellikle 70’lerdeki altın çağını araştırarak arşivlerden ilham aldı ve vintage esintili tasarımlar hazırladı.
Fiyonklar, puantiyeler, fırfırlar, dantel eldivenler ve taytlar, türbanlar, duvaklar ve şapkalar gibi detaylarla öne çıkan İlkbahar-Yaz 2025 koleksiyonu, maksimalist tarzıyla büyük beğeni topladı. Michele, bu tasarımlarda Valentino’nun zengin geçmişini modern dokunuşlarla birleştirerek izleyicilere nostaljik ve aynı zamanda yenilikçi bir moda deneyimi sundu.
- Sanatına Şapka Çıkarılacak Bir İsim: Stephen Jones
- Milano Moda Haftası İlkbahar-Yaz 2025’te Öne Çıkan Tasarımlar
- Parfümler Hakkında Bilmeniz Gereken 9 Yanlış
Stil İkonu Diane Keaton’dan Moda Anıları: “Fashion First”
SAINT LAURENT
Saint Laurent’in yaratıcı direktörü Anthony Vaccarello, son koleksiyonunda markanın kurucusu Yves Saint Laurent tarafından şekillendirilen benzersiz Saint Laurent kadınını yeniden ele alıyor. Yves Saint Laurent, kadınlara takım elbise giydiren ilk tasarımcılardan biriydi ve bu hamlesi moda dünyasında devrim yaratmıştı. Vaccarello’nun sunduğu zarif ve akışkan takım elbiseler de bu mirası devam ettiriyor. Koleksiyonda bu takımlar, klasik kravatlar ve markanın ikonik gözlükleriyle tamamlanarak modern ve şık bir görünüm sunuyor.
Rahat ve konforlu bir estetikle karşımıza çıkan klasik tasarımlar, Saint Laurent kadınının farklı bir yönünü de gözler önüne seriyor. Koleksiyonda, katmanlı ipek etekler, parlak kısa ceketler, dantelli elbiseler ve bohem bir havaya sahip parçalar, maskülen görünüme karşı zıt bir kontrast yaratıyor. Bu çeşitlilik, Saint Laurent kadınının hem güçlü hem de romantik yanlarını ustalıkla bir araya getiriyor.
ISSEY MIYAKE
Issey Miyake, “The Beauty of Paper” adlı koleksiyonu için yola “Kağıt bizi neden rahatlatır?” sorusuyla çıktı. Bu koleksiyonun araştırma ve geliştirme süreci, kağıdın tarihine, yapımına ve zanaatına odaklanarak şekillendi. Elde edilen bulgular, deneysel terzilik çalışmalarıyla çeşitli malzemelere, tekniklere ve tasarımlara ilham verdi. Ortaya çıkan giysiler, farklı dokular aracılığıyla zanaatkarların ustalığına saygı duruşunda bulunurken, kağıdın modern zamanlarda bile yankı bulan, aynı zamanda geçmişe dair bir şiirsellik taşıyan özelliklerini yansıtıyor.
Koleksiyonun bir diğer dikkat çekici unsuru ise mekanda kullanılan tabureler. Issey Miyake’nin pileleme teknolojisinin yan ürünü olan sıkıştırılmış kağıt levhalardan yapılan bu silindirik tabureler, kağıdın malzeme olarak sınırlarını zorlayarak yaratıcı bir kullanım sunuyor. Ayrıca kağıt yapımının tarihini onurlandırmak adına yüzde 100 ince kenevir liflerinden yapılmış kamiko (washi kağıdından üretilen giysiler) serisi de koleksiyonda yer alıyor. Araştırma sırasında prototip olarak geliştirilen bu seri, markanın Japonya’da yüzyıllardır süregelen bu geleneksel zanaatı günümüze taşıma isteğini simgeliyor. Satoshi Kondo ve tasarım ekibinin yaratıcı yönetimi altında hayata geçirilen koleksiyon, washi kağıdına ve kağıt yapımının köklü tarihine derin bir saygı duruşu niteliğinde.
ANREALAGE
Moda ve teknoloji arasındaki sınırları keşfetme mirasını sürdüren Anrealage‘nin yaratıcı direktörü Kunihiko Morinaga, İlkbahar/Yaz 2025 koleksiyonu “WIND” ile doğanın gücünü giysilere yansıtarak yeni bir tasarım dili oluşturuyor. Morinaga, havanın doğal hareketini kullanarak kıyafetlere hayat veriyor, silüetlere dinamizm katıyor ve görünmezi görünür kılmayı başarıyor. Japonya ve dünyada giderek artan sıcak yazlara eğlenceli ve teknolojik bir çözüm sunan tasarımcı adeta ferahlatan bir ‘cool wear’ (serin giyim) gardırobu yaratıyor.
Bu yenilikçi koleksiyon, Kuchofuku ile yapılan iş birliği sayesinde teknolojinin moda ile buluştuğu noktada şekilleniyor. Kıyafetlere entegre edilen küçük fanlar, bir düğmeye basıldığında giysileri şişirerek, onları gerçek dışı oranlarda genişletiyor ve başka bir dünyadan gelen yaratıkları andıran silüetler ortaya çıkarıyor. Morinaga’nın bu şiirsel ve biraz da tuhaf vizyonu, dünyadaki yaşamın yeni zorluklarına teknolojik çözümlerle uyum sağlamanın eğlenceli bir yolunu sunuyor.
WIND koleksiyonu, teknolojiyi yalnızca işlevsel bir araç olarak değil, aynı zamanda yaratıcı bir ifade biçimi olarak kullanarak gerçeküstü ama yaşanabilir bir evrenin kapılarını aralıyor. Bu koleksiyon, görünmez ve öngörülemez olan rüzgârın gücünü somutlaştırarak gerçek dünyanın sınırlarını zorlayan ama aynı zamanda ona uyum sağlayan bir estetik sunuyor.