Bu sene 15.’si düzenlenen Contemporary Istanbul’da Akbank Sanat, her sene olduğu gibi bu senede ilgi çekici bir sergiyle katılıyor.
Akbank Sanat’ın “Olan ve Aşkınlık” sergisi, bir başka tarihte, başka koşullarda açılacakmış, fakat yaklaşık bir buçuk senedir tecrübe ettiğimiz salgın kaçınılmaz olarak serginin imkânlarını da etkilemiş. Nasıl ki insan, yeni baştan başlayansa sanat da “yeni baştan” diyor ve “Olan ve Aşkınlık”, yeni yapıtlarla, yeni koşullarda ve yeni bir kurguyla Contemporary Istanbul’da sanatseverlerle buluşuyor. Küratörlüğünü Hasan Bülent Kahraman’ın üstlendiği sergi, 11 sanatçının eserlerinden oluşuyor. Sergide sanat yaratımı, içinden geçtiğimiz salgın ve zamanın imkanları üzerinden inceleniyor. Bir nevi, zamana yaratarak nasıl karşı koyduğumuzu gösteriyor.
“Olan ve Aşkınlık”, insanın her defasında yeniden başlayabilen olduğunu Nietzsche’nin meşhur sözcükleri capo – yeni baştan ile anımsatıyor. Zira, böyle olmadı mı? İstanbul çağdaş sanatının baharı Contemporary Istanbul, tüm zorluklara rağmen yeniden düzenlendi. Tıpkı doğa gibi, insan gibi, sanat da “Da Capo!” dedi. “Olan ve Aşkınlık”ı anlatırken sanatın yeniden başlama direnci şu cümlelerle anlatılmış: “Sanat sadece trajiğe başkaldırmak değildir. Zamanın sonsuzluğuna meydan okumaktır. Ölümün karşısında durmaktır. Sanat yapıtı aşkınlıktır. Bir başka aşkınlık olan ölüm sadece yapıtın karşısında yeniktir. Üstelik ölümün ötesi yoktur. Sanat yapıtı daima ötesine yazgılıdır. Ötesinde dönüşür ve sonsuz bir döngüde yeniden t/ürer.”
“Olan ve Aşkınlık” sanat yapıtını, hem gerçek hem de gerçek ötesi olarak ele alıyor. Gerçek ötesi dediğimiz ise “aşkınlık”. Koronanın yıkım günlerine yaratarak direnen sanatçıların bu yıkım içerisinden dirilttikleri – Yeni baştan! – eserlerin aşkınlığı, gerçekliğin bir kanıtı olarak çıkıyor önümüze. “Olan zamanın geçtiğidir. Aşkınlık ise ötesi: her şeyin.”
İnsanın her zaman yeniden başlaması ise bize Adalet Ağaoğlu’nun Bir Düğün Gecesi’nde “İntihar etmeyeceksek içelim bari!” diyerek yaşamaya her zaman pay bırakan Tezel’i anımsatıyor. Çünkü Tezel, her defasında yeniden başlamayı hatırlatan “Olan ve Aşkınlık”ı görmeye mutlaka giderdi…