Maiora ve Elie Saab’ın imzasını taşıyan 42 Exuma, lüks yat anlayışını baştan tanımlıyor. Zarafetle tasarlanmış yaşam alanları ve panoramik açıklıklarıyla, denizle bütünleşen bir tasarım manifestosu.
İtalyan yat üreticisi Maiora ile dünyaca ünlü moda evi Elie Saab’ın ilk ortak projesi olan 42 Exuma adlı yat, sessiz ama etkileyici bir devrim sunuyor. Sadece bir yat değil ışığın, malzemenin ve mekânsal duygunun ustalıkla işlendiği bir yaşamın yeniden yorumu.
Next Yacht Group CEO’su Sebastiano Fanizza bu projenin çıkış noktasını şöyle anlatıyor: “Denizde yaşam deneyimi doğru şekilde tasarlandığında, yat neredeyse görünmez hale gelir; sahibinin gözünde yalnızca deneyimin kendisi kalır. 42 Exuma da tam bu anlayışla doğdu. Bu yat, artık geçerliliğini yitirmiş geleneksel kalıpları aşarak, odağına insanı koyan yeni bir denizcilik yaklaşımını temsil ediyor. Bu, statik mantıklara göre kurgulanan alanlardan gerçekten yaşanacak, hissedilecek ve paylaşılacak mekanlara doğru bir geçiş—tıpkı Orta Çağ’dan Rönesans’a uzanan zihinsel dönüşüm gibi. Biz bu projede klasik yaklaşımlarla yollarımızı ayırdık; estetik, işlevsellik ve yaşam kalitesi arasında yeni bir denge kurarak, deniz üzerindeki deneyimi yeniden tanımlamayı hedefledik.”
Bu hafta İtalya’nın köklü yatçılık merkezi Viareggio’da tanıtılan 42 metrelik yat, bir yandan Maiora’nın İtalyan denizcilik mirasını taşırken diğer yandan Elie Saab’ın rafine yaşam tarzını yansıtıyor. 42 Exuma, performansla şiirselliğin birleştiği Akdeniz ruhunun haute couture zarafetiyle bütünleştiği bir yaşam sahnesi adeta.
Elie Saab Group CEO’su Elie Saab Jr, 42 Exuma’yı şu sözlerle özetliyor. “Bu projeye bir modacının kumaşı biçmesi gibi yaklaştık—sadece örtmek değil, hareketi ve hissi dönüştürmek. 42 Exuma bir deneyim, duygulara dokunan heykelsi bir obje.”
Yatın dış hatları, ünlü tasarımcı Giorgio Maria Cassetta tarafından çizilmiş. Temiz çizgiler, geniş cam yüzeyler ve heykelsi hacimler, tekneye hem çağdaş bir zarafet hem de dingin bir güç kazandırıyor. Gövde formu gösterişli değil, tam tersine zarif ve sade. Gözü yormayan bu denge tekneyi çevresindeki doğayla uyumlu hale getiriyor.
Tasarımcı Giorgio Maria Cassetta “Amacımız iç ve dış mekân arasındaki sınırlarını eritmekti. Sonsuzluk hissi veren, açık, hiyerarşisiz yaşam alanları yaratmak istedik. Deniz başrolde; biz sadece onun güzelliğini destekledik” diyor.
Yatın iç mekânları ise mimar Carlo Colombo ve Elie Saab Maison (A++ iş birliğiyle) tarafından tasarlanmış. Markanın DNA’sını taşıyan zarif çizgiler, sofistike malzemeler ve deniz yaşamına uygun teknik çözümlerle buluşuyor. Fumo di Londra ve Mystic Ocean mermerleri, bronz aynalar, sıcak tik kaplamalar… Her malzeme İtalya’da üretilmiş, her detay deniz koşullarına uygun olarak düşünülmüş.
Mobilyaların bir kısmı Elie Saab Maison koleksiyonundan seçilmiş, bir kısmı ise bu proje için özel olarak tasarlanmış. Yat sadece güzel değil aynı zamanda fonksiyonel, huzurlu ve yaşanabilir bir mekân. Işıklandırmalar mimari bir incelikle yerleştirilmiş, açıklıklar ufka yönlendirilmiş. Tavanlar ahşap kaplamayla kaplanarak akustik ve sıcaklık hissi artırılmış. Mimar Carlo Colombo “Yat yaşayan bir organizma gibi, nefes alıyor, hareket ediyor. Bizim görevimiz, konforu bir sanat düzeyine çıkarmaktı” diyor.
42 Exuma’nın asıl devrimi ise yerleşim planı. Geleneksel yatlarda alt güvertede yer alan misafir kamaraları, burada ana güverteye taşınmış. Böylece deniz manzarası ve doğal ışıkla dolu, dış mekâna açılan ferah yaşam alanları ortaya çıkmış. Tam genişlikteki ana süit de aynı güvertede yer alıyor. Üst güverte ise tamamen panoramik ve açılabilir bir yaşam alanı olarak tasarlanmış. İç ve dış mekan arasındaki sınırlar neredeyse tamamen siliniyor. En dikkat çeken detaylardan biri ise ön güvertedeki “sonsuzluk terası”. Manzarayla aranızda hiçbir engel kalmadan adeta denizle bir bütün oluyorsunuz.
Tasarımcı Giorgio Maria Cassetta “Bu sadece teknik bir proje değil, duygusal bir obje. İlk eskizden itibaren, hatıralar için tasarladık—yat bittikten sonra bile hissedilecek bir deneyim” diyor.
Dört güverteye yayılan 42 Exuma, 80 metrekarelik özel güneşlenme güvertesi de dahil olmak üzere geniş yaşam alanları sunuyor. 30 knot’a kadar ulaşabilen hızı ve 8,90 metrelik genişliğiyle hem performansı hem de konforu bir araya getiriyor. Alt güverte genellikle sadece işlevsellik için tasarlanır. Ancak burada mürettebatın yaşam alanları da aynı özenle düşünülmüş: geniş, ergonomik, operasyonel akışı destekleyen bir düzen yaratılmış.
Elie Saab’dan İsviçre Alpleri’ne Lüks Dokunuş
3daysofdesign 2025: Tasarımın Yeni Yorumları
Dünyanın En Lüks Kiralık Süperyatları
Ünlüler ve Yatları: Nicole Kidman’dan Ronaldo’ya Yüzen Saraylar
