Bugün duyurulan Apple Watch Ultra, 5. derece titanyum bir macera saati; gece ekran fosforlu görünüyor. 8 komplikasyonu, dalış detaylarını ölçen bir ekranı var. Bu özellikler size de çok tanıdık geliyor mu?
Apple’ın bugün tanıttığı Apple Watch Ultra, ilk görüşte bizi şaşırtan sansasyonel bir saat, çünkü bizi birden bir zaman kapsülüne götürdü: Apple Watch’un ilk çıktığı tarih olan 2015’ten bugüne, yani 2022’nin Eylül’üne.
Dokunmatik ekranlı bir akıllı saatin ilk gerçek örneği olan Apple Watch’un çıkışıyla birlikte İsviçre saatçiliği tıpkı Quartz Krizi’ndeki gibi büyük yara almış, büyük oranda değişmek zorunda kalmıştı. Markalar Apple Watch’un yarattığı arzu nesnesi atmosferinden pay kapabilmek, hatta İsviçre saatçiliğini ayakta tutabilmek için aşama aşama tavır değiştirdiler: Önce inkâr edip otomatik saatlerin üstünlüğünü savundular, sonra bir kısım marka (Montblanc, TAG Heuer, Frederique Constant, Movado, Tissot…) akıllı saatler alanında üretim yapmaya başladı, bir kısım marka ise asla akıllı saat üretmeyeceğini açıkladı (Quartz Krizi döneminde de böyle olmuştu. Blancpain “1738’den bu yana hiç quartz saat üretmedik, hiçbir zaman da üretmeyeceğiz” diyecekti). İnkâr dönemini izleyen kabullenme ve harekete geçme aşamalarından sonra Apple Watch’un pazar hakimiyeti kabullenildi, ancak bu yine de İsviçre saatçiliğinin sonu olmadı. Forbes’ta Roberta Naas imzalı bir makalenin başlığı şöyleydi: “Apple Watch tüm İsviçre’den daha fazla saat satıyor, ama yine de henüz 600 yıllık İsviçre saatçiliği için ölüm çanları çalmıyor.” Yazarın yazıyı yazdığı 2020’den önce, bir yılda tüm İsviçre saatleri 21,2 milyon satarken Apple Watch tek başına 30,7 milyon adet satmıştı.
Sektörün duayeni Jean-Claude Biver, “Aslında artık bir saate ihtiyacımız yok,” diyordu, “biz onu bir sanat eseri olduğu için alıyoruz.” Apple Watch ve getirdiği, arkasından Huawei, Samsung ve irili ufaklı birçok markanın katıldığı akıllı saat piyasasında ise asıl konu estetik değil, işlevdi. Bu saatler de iddialarını giderek artırdılar: İlk başta telefon mesajlarınızı, spor yaptığınız zamanı ve kaloriyi gösteren akıllı saatler, zamanla uykunuzu, kan şekerini (Quantum Operation), tansiyonu ölçebilir hale geldi, kişisel asistan gibi hangi sporu yaptığınızı anlıyor, saatte bir “Hadi kalk hareket et” diyordu.
O sırada yüksek saatçilikte başka trendler de birbiri ardına geldi: Hafifliği ve sağlamlığıyla ünlü titanyum saatler sektörü sardı, maceraperestler ve kâşifler için üretilen ve onlarla bir araya gelinen “tool watch” denen işlevsel saatlerin sayısı giderek arttı, modern görünüm için sanatçı ve tasarımcı işbirlikleri yapıldı.
Bu çerçeveden bakıldığında neden bugün duyurulan Apple Watch Ultra’ya sansasyonel dediğimiz de anlaşılacaktır: Bazı saat markaları Apple Watch’a yaklaşmaya çalışırken akıllı saat sektöründe rakipsiz olan Apple, ters köşe yapıp tıpkı bahsettiğimiz “işlevsel saatler” gibi bir saat duyurdu ve onlara yaklaştı. 799 dolarlık fiyatıyla da bu alanın lüks saatlerinden birini duyurmuş oldu. Şu andan sonra yazacağımız tüm özellikler akla İsviçre saatlerini getiriyor.
Apple Watch Ultra her şeyden önce aerospace (saatçilikte 5. derece diye geçmesine alışkınız) titanyum kasalı bir saat ve 49 mm boyutunda. Safir kristal ön cama, 36 saate varan (düşük kullanımda 60 saat) pil ömrüyle bu zamana kadarki en iyi bataryasına sahip (bir alışkanlıkla güç rezervi de diyebiliriz). Kadranda 8 komplikasyonu gösteren bir pusula mevcut. Sırasıyla dalış, koşu, dağcılık gibi outdoor aktiviteler için Ocean Band, Trail Loop, Alpine Loop adlı üç farklı kayışla üretilmiş. Bitmedi: Bakın Apple’ın yöneticilerinden Jeff Williams onu nasıl tanıtıyor: “Dünyanın dört bir yanından kâşifler ve sporculardan ilham alarak yeni ve zorlu ortamlar için bir Apple Watch kategorisi oluşturduk. Bu, şimdiye kadarki en sağlam ve yetenekli Apple Watch. Ultra, kullanıcılarının macera, dayanıklılık ve keşifle sınırlarını zorlamalarını sağlayan çokyönlü bir araçtır.”
Apple Watch, Huish Outdoors işbirliğiyle Oceanic+ uygulamasıyla dalışta bir dalış bilgisayarı moduna geçiyor. 8’e göre iki kat suya dayanıklı olan saat, dalış zamanı, derinlik, suyun derecesi, suda geçen zaman ve ulaşılan maksimum derinliği gösteriyor.
Akşam saatin ekranının okunaklı olması için (saatte SuperLumiNova’ya karşılık gelen) dijital taçla gece moduna alınıyor ve parlak kırmızı yazılı ekranla okunaklılık böylece artıyor.
Tıpkı Victorinox saatler gibi ekstrem koşullara da alışkın olduğu belirtilmiş: -20 dereceden +50 dereceye kadar dayanıklı. Kum, nem, yağmur, şok, kar, titreme koşullarında da sağlamlığını koruyor.
Apple Watch’ın bataryasının bir triatlonu tamamlamaya izin verecek ölçüde olduğu söylenmiş. Dağcılıkta ise saatin pusula, bulunduğunuz yer, tam konum bilgisi ile birlikte kaybolduğunuzda 86 desibellik bir siren sesi yayarak sizi kurtarabileceğini belirtmişler (Breitling Emergency’nin gelişmiş versiyonu).
Bir dalış, GMT, sağlam işlevsel saatler ve macera saatini birleştirerek onu kalp atış hızı, kan şekeri değerleri gibi akıllı saat özellikleriyle donatan Apple Watch Ultra, görüntü olarak da retro turuncu işlevsel saatlerin görünümünü almış.
Bu hamleyi hem saatçiliğe bir yakınlaşma ve onun tüm know-how’ından yararlanma hem de madalyonun ters yüzünü çevirerek İsviçre saatçiliğinin önemli kısmını oluşturan macera saatleri dalına bir darbe olarak yorumlayabiliriz. Çünkü Apple Watch, açıklamadan anladığımız kadarıyla devamını getireceği macera saatlerine analog saatlerde henüz görmediğimiz birçok özellik katacak ve mühendislik ürünü mekanik İsviçre saatçiliğini de ona erişmeye zorlayacaktır. En azından yarın birçok saat markasının şirket içinde özel bir toplantı yapacağına eminiz.
Öte yandan titanyum, lüks ve işlevsel bir saat seçimi, gerçekten şaşırtıcı ve Apple’ın da saatçilik sektörünü yakından izlediğinin bir kanıtı. Peki sizce bundan sonraki adım ne olacak?
Merak edenler için: Apple Watch Ultra, 23 Eylül’den itibaren satışta olacak.