Süperyat ve helikopterin bir araya gelerek adrenalin tutkunu misafirlerini ultra lüks koşullarda ağırladığı yeni kayak trendi heli-skiingi radarımıza alıyoruz.
Süperyat ve helikopter… Bu iki aracın bir araya gelerek misafirlerine özel hizmet ettiği kayak tatilinde lüks adına ne ararsanız var. Nasıl mı? Süperyatla Kutup bölgelerindeki noktalara demirliyor ve helikopterle daha önce hiç kimsenin ayak basmadığı pistlerde kayak yapıyorsunuz. Sonra da sıcacık süperyatınıza lüksün tadını çıkarıyorsunuz. Rüya gibi ama gerçek!
Dünyanın küçük bir kesimini oluşturan süper zenginlerin talepleri sınır tanımıyor. Özellikle macera düşkünü “start-up” zengini yeni neslin sıra dışı istekleri dünyada lüks turizmin şeklini değiştiriyor. Bunlardan biri de süperyat ve helikopterin bir araya gelerek adrenalin tutkunu misafirlerini ultra lüks koşullarda ağırladığı yeni kayak trendi heli-skiing.
Adından da anlaşılacağı üzere heli-skiing, artık Aspen ya da Chamonix’de kalabalıklarla aynı pisti paylaşmaktan sıkılan ve daha fazla adrenalin arayan kayak tutkunlarının yeni merakı. Aslında heli-skiing uzun süredir oldukça popüler bir deneyim. 1960’lı yıllarda başladı ve son yıllarda daha da yaygınlaştı. Bu deneyimde kayak tutkunları özel bir helikopterle dağların tepelerinde bulunan ve dolayısıyla hiç kimsenin ulaşamadığı pistlere çıkıyor ve oradan kendini yumuşacık karların üzerine bırakıyor. Japonya’dan Alaska’ya kadar uzanan dünyanın popüler heli-skiing rotaları arasında bizim Kaçkar Dağları da bulunuyor.
Bir süredir popüler olan heli-skiing trendi işin keyfini artırmak isteyen bazı kişiler için yeterince doyurucu gelmemiş olacak ki son yıllarda işin içine bir de süperyat dahil edildi. Dolayısıyla bu trendin ortaya çıkmasını sağlayan da yine farklı macera arayışlarına giren ve harcayacak bolca parası olan süper zenginler oldu. Bu yeni trend şöyle başladı: Süperyat endüstrisinin gelir kaynağı olan sayıca az ama son derece güçlü bu kesim, Akdeniz ve Karayipler’in sıcak sularının her bir köşesini didik didik ettikten sonra bir süre önce farklı rota arayışına girdi.
Özellikle lüks anlayışı öncekilerden çok daha farklı olan yeni nesil zenginler, süperyat tasarımcı ve üreticilerine sıra dışı rotaları görmek istediklerini ama bunu yaparken konforlarından vazgeçmek istemediklerini dile getirdi. Aslında bu yeni nesil süper zenginlerin kafasındaki rota belliydi: Kutuplar. Bu talep de süperyat endüstrisinin, kutup koşullarının zorlu hava ve deniz koşullarına uygun keşif (explorer) tipi teknelerin üretimine yönelmesine yol açtı. Bunun sonucu olarak son yıllarda suya inen süperyatların önemli bir kısmını en sert deniz koşullarında bir kaya gibi sağlam duran ve hatta buzları yararak ilerleyen keşif tipi süperyatlar oluşturdu. Hatta bazı süperyat sahipleri, denizlerin en sağlam gemileri olan eski buzkıranları satın aldı ve onları neredeyse yeniden inşa ettirerek lüks bir süperyata dönüştürdü.
Trendin Öncü Süperyatlarından Cloudbreak
Artık Kutup bölgelerine sadece bilim insanları değil yeterince parası olan herkes ulaşabiliyor. Buzullar erimeden dünyanın bu en az el değmiş bölgesini görmek için harekete geçen bu kitle belki de hayatlarının en heyecanlı deneyimini yaşıyor. Süperyatla heli-skiing trendinin ortaya çıkışı da bu zincirin devamı olarak geldi. Süperyatla heli-skiing trendini ortaya çıkaran öncülerinden biri ödüllü yat Cloudbreak oldu.
2017 yılında Dünya Süperyat Ödülleri’nde ödül kazanan modellerden biri olan 75 metre boyundaki Cloudbreak, maceraperest sahibinin istekleri doğrultusunda Kutup bölgesinin zorlu sularda konforlu seyirler için 2016 yılında üretildi. Ancak Cloudbreak’in sahibi tam bir adrenalin bağımlısıydı. Sahibi kayak tutkunu olunca ve el değmemiş pistlerde özgürlüğün tadını çıkarmak isteyince Cloudbreak’e bir de helikopter pisti eklendi. Böylece bu etkileyici süperyatın sahibi Arktik bölgenin el değmemiş zirvelerine ulaştı ve hedeflediği gibi oralarda kayak yapmaya başladı. Ve bu zevki, aynı deneyimi yaşamak isteyenlerle paylaşmaya karar verdi. Cloudbreak aynı zamanda bir charter teknesi. Dolayısıyla bu heyecanı yaşamak isteyenler tarafından kiralanabiliyor. Yedi kamarasında 12 misafirin konaklayabildiği Cloudbreak’te şömineli bir salon, açık hava havuzu, spor salonu ve spa bulunuyor. Cloudbreak misafirlerini Alaska’nın vahşi doğasına götürüyor ve hayatlarının deneyimini yaşamasını sağlıyor.
Cloudbreak’le ortaya çıkan bu fikir dünya jet sosyetesinde büyük ilgi görünce lüks turizm sektöründe yeni bir pazar doğdu. Kayak tutkunu olan ve el değmemiş zirvelerde macera yaşamak isteyen müşterilerine özel süperyat turları düzenlenmeye başladı. Hedef kitle çok büyük olmadığı için süperyatla heli-skiing turları düzenleyen şirketlerin sayısı bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az. Bu şirketlerden en önemlilerinden biri Papua Yeni Gine’den Madagaskar’a kadar birbirinden iddialı sıra dışı rotalara süperyat turları gerçekleştiren ve lüks seyahat sektöründe çıtayı iyice yükselten Eyos Expeditions.
Emektar Buzkıran Süperyata Dönüştürüldü
Eyos Expeditons heli-skiing turlarını, Arktik ve Atlantik okyanusları arasında kalan Grönland’da gerçekleştiriyor. Turu gerçekleştirdiği süperyat ise çok özel. Nansen Explorer isimli süperyat aslında kutup denizlerinin eski bir emektarı. 1983 yılında Finlandiya’da inşa edilen Nansen Explorer’ın suya iniş amacı Rusya hükümetinin Kutuplarda yapacağı araştırmalara katılan bilim insanlarını bölgeye taşımaktı. Bir süre bilim insanlarına hizmet eden Nansen Explorer ardından Japonya-Rusya arasında seyahat eden bir casino gemisine dönüştürüldü. Nansen Explorer 2002 yılında Norveçli bir şirket tarafından satın alındı ve Svalbard hükümetinin yine Kutup bölgesinde yaptığı araştırmalarda kullanıldı. Nansen Explorer’ın başarılı geçmişi, o sırada heli-skiing turları için uygun süperyat arayışında olan Eyos Expedition’ı çok etkileyince şirket projesini hayata geçirmek üzere bu emektar tekneyi satın almaya karar verdi.
Eyos Expeditions’ın CEO’su Audun Lie Dahl, Nansen Explorer’ı satın alma kararını şöyle anlatıyor: “Buzullara ve sert denizlere karşı çok dayanıklı olan Nansen Explorer’ın yeni hedefimizi gerçekleştirmek için çok uygun olduğunu geçmişini öğrenince anlamıştık. Ve elbette en önemlisi üzerinde bir helikopter pisti vardı. Yani tamamen hedefimize uygun bir yattı. Biz de satın almaya karar verdik ve önceden 80 kişi ağırlama kapasitesine sahip olan keşif gemisi Nansen Explorer’ı uzun süren bir refit süreciyle 12 kişilik lüks bir süperyata çevirdik.”
Eyos Expeditions’ın keşif teknesi Nansen Explorer’daki 12 kamaranın yedisi çok lüks. Bu kamaralar zeminden tavana kadar camla kaplı olduğu için müthiş bir manzaraya sahip. Dolayısıyla lüks kamaraları tercih edenler Kutupların buz gibi havasında güverteye çıkmadan, içerinin sıcacık havasında balinaları, dev buzulları, vahşi yaşamı seyredebiliyor.
Misafirler kayak yapmak istediğinde ise Nansen Explorer’ın helikopteri devreye giriyor. Misafirler kayak takımlarıyla birlikte helikoptere biniyor ve önceden belirlenmiş, farklı seviyeye göre kayak pistlerine götürülüyor. Bu pistler İsviçre Alpleri ya da Fransa’nın kayak merkezlerindekilerden elbette çok daha farklı. Daha önce kimse ayak basmadığından son derece bakir ve vahşi. Yani tam da adrenalini sevenler için. Misafirler bu el değmemiş pistlerin tadını çıkardıktan sonra yine helikopterle alınarak süperyata getiriliyor. Bu süreçte misafirlerin yanında sürekli bir rehber bulunuyor. Birkaç saatlik maceranın ardından kayakçıları bazen buzların üzerinde şahane bir barbekü bekliyor. Tatlı yorgunluğun üzerine kayakçılar yine helikopterle kaldıkları süperyata götürülüyor. Burada da onları, kaslarını gevşetecek, midelerini şenlendirecek ve iliklerine kadar ısınmalarını sağlayacak lüks seçenekler bekliyor. Misafirler isterlerse kayaktan sonra esnemek için eğitmen eşliğinde yoga yapıyor isterlerse kendilerini tembelliğe teslim edip spa’nın ve masajın tadını çıkarıyor. Ya da tek başına kalıp buzul manzaralı konforlu ve sıcacık kamarasında huzurlu vakit geçiriyor.
Süperyatla Heli-Skiing Rotaları
Nansen Explorer yolcularını Grönland’ın ikinci büyük şehri olan Sisimuit’ten alıyor. Danimarka Krallığı’nın bir parçası olan Grönland’a ulaşmanın en kolay yolu ise Kopenhag’dan. Ancak süperyatla heliskiing’in tek rotası Grönland değil. Farklı süperyat şirketleri Alaska, Kanada, British Columbia, Şili gibi vahşi soğukların hüküm sürdüğü ülkelerde de heli-skiing turları düzenliyor.
Heli-skiing hizmeti veren süperyatların kimileri Nansen Explorer gibi Kuzey Denizinin eski emekçilerinden olan ve konforlu birer yata dönüştürülenler. Kimileri de yeni üretilen ve suya birkaç yıl önce indirilenler. 73 metre boyundaki Planet Nine, 85 metrelik Bold ve Damen Yachts’ın en son güzellerinden 77 metre boyundaki La Datcha da heli-skiing yapmak isteyenlere özel ekipmanla donatılan süperyatlar. Hepsinin ortak özelliği buza dayanıklı gövdelere, tam sertifikalı helikopter pistine sahip olmaları. Bu süperyatları heli-skiing’e özel bazı farklılıkları daha var. Bu süperyatlarda özel ısıtılmış odalar, ekipmanları düzgün bir şekilde saklayacak depolama alanları, kar motosikletleri ve buzul koşullarında eğlence sağlayacak özel deniz oyuncakları bulunuyor. Aslında bu çok özel süperyatlar sadece buzul bölgesine değil dünyanın her yerine, en el değmemiş ve ücra yerlere gidebilecek, misafirlerini konfor içinde ağırlayabilecek kapasiteye sahip. Yani misafirleri nereye isterse oraya gidiyor. Onlar için imkânsız bir rota yok.
Süperyatla heli-skiing turları düzenleyen Cookson Adventures’ın kurucusu Henry Cookson’un bu deneyim için önerdiği rota British Columbia’daki Bella Coola bölgesi. Burada kıyıya çok yakın bulunan dağların zirvesindeki karın kalitesi kayak için çok uygun üstelik süperyatın demirlemesi de çok rahat. Aralık ve mayıs arası bu bölgede kayak yapmak için en uygun zaman. Cookson alternatif olarak Kanada’nın Arktik Deniz’deki Baffin Adası’nı “gerçek kâşiflere” tavsiye ediyor. Özellikle bu bölgelerde daha önce hiç kimsenin kayak yapmadığı pistler bulunuyor. Buradaki sezon ise çok daha kısa, martta başlayıp mayıs ayında sona eriyor. Güney yarı kürede ise heli-skiing meraklılarını Patagonya ağırlıyor. And Dağları’nın 3.000-6.000 metre arasındaki yüksekliklerinde yumuşacık ve kesintisiz pistler yer alıyor.