Rafael Nadal, Roland Garros’ta 14. kez mutlu sona ulaştı. Bu zor ve hikâyeli zaferi ana hatlarıyla anımsıyoruz.
Pete Sampras, 2002 senesinde emekli olduğunda tam 14 Grand Slam şampiyonluğuna imza atmıştı. Roy Emerson’a ait 12’yi geliştiren ABD’li yıldızın uzun seneler zirvede kalmasına kesin gözle bakılıyordu. Fakat aradan geçen 20 yılda erkek tenisinin aşağı yukarı tüm rekorlarının alt üst oluşunu izledik. Yine de Rafael Nadal’ın Roland Garros’ta 14 şampiyonluğa sahip olması ve Sampras’ı tek turnuvada kazandıklarıyla egale etmesi kulağa gerçek gibi gelmiyor. Dün tamamlanan 2022 Fransa Açık’ın son maçında Casper Ruud’u üç sette geçen Rafa, böylelikle tenis tarihinin en inanılmaz rekorunu bir kez daha geliştirdi. Sezonu Avustralya Açık’taki sürpriz şampiyonluğuyla açan İspanyol efsane, sakatlık şüphelerinin gölgesinde geldiği Paris’ten yine “Silahşorlar Kupası” ile dönüyor. Peki Nadal bunu nasıl yaptı?
Rafael Nadal, 2022’ye sert kortta fırtına gibi girdikten sonra Indian Wells finalinde kaburgasından sakatlandı. Çok büyük bir problem sayılmazdı ama toprak kort sezonunun bir bölümünü kaçırması ihtimal dahilindeydi. Madrid Masters’ta geri döndüğünde henüz yüzde yüzünde değildi. Daha evvel 10 kez şampiyon tamamladığı Roma Masters’ta ikinci maçını oynarken daha ciddi bir sorun su yüzünde çıktı. Öyle ki, Nadal’ın 2005’ten bu yana aralıklarla nükseden ayak sakatlığı yine kendini göstermişti. “Ben sakatlanmadım, zaten sakatlıkla yaşıyorum” açıklaması, yaşadığı hayal kırıklığının tezahürüydü. Bu durumun birçokları tarafından çantada keklik görülen Fransa Açık iddiasına gölge düşürebileceğinin farkındaydı. 21’nci slam kupasını Melbourne kaldırmıştı ve o keskinliği ile 22’ye ulaşmak için altın bir şansı vardı. Turnuva başlarken bunu kullanıp kullanamayacağını –kendi de dahil– kimse bilmiyordu.
Müller-Weiss Sendromu şeklinde adlandırılan sakatlıkla epeydir mücadele halinde olan Rafael Nadal, Roland Garros’u oynamak için Paris’e gelirken tüm şartları zorlamak üzere plan yaptı. Doktoru Angel Ruiz Cotorro’yu da turnuvaya davet eden tecrübeli raket, oynadığı maçlarda ayağına uygulanan enjeksiyon sayesinde acı hissetmemeyi başarıyordu. Yarı final sonrası basın toplantısında ona yöneltilen, “Finali kaybetme karşılığında sana yeni bir ayak verilse bunu kabul eder miydin?” sorusunda verdiği net “Evet” cevabı birçok şeyi açıklar nitelikteydi. Sadece kortta değil günlük hayatında da onu rahatsız eden, hatta emekliliğinde hareket kabiliyetini etkileyebilecek bir rahatsızlığı vardı. Bu sayede üst düzey tenis oynaması savaşçı karakterinin dev yansımasıydı.
Toprak kortun kralı, Paris’teki performanslarına hafızalardaki gibi başladı. Jordan Thompson, Corentin Moutet ve Botic Van de Zandschulp maçlarında set vermemişti ama henüz yeterince test edilmediği de aşikârdı. Dördüncü turda amcası ve eski koçu Toni Nadal tarafından çalıştırılan Felix Auger Aliassime’e karşı ilk büyük zorluğunu yaşadı. Kanadalı genç raket, Nadal’ı 17 senelik Fransa Açık mazisindeki sadece üçüncü beş setlik müsabakasına zorlamıştı. Dünya 1 numarası Novak Djokovic ile yapacağı çeyrek final kapışması evvelinde dört saat civarı kortta kalacaktı. Buna rağmen Djokovic önünde karşılaşmaya çok agresif giren Rafa, 3-1’lik skorla yarı finale yürüyor ve ezeli rakibinden geçen seneki mağlubiyetin rövanşını alıyordu. Son dörtte onu bekleyen Sascha Zverev’e karşı arka arkaya dört set puanı çevirerek kariyerinin mucizevi setlerinden bir tanesini kazandı. Büyük çekişme devam ederken ikinci setin sonlarında düşüp ayağını burkan Sascha’nın devam edemeyişiyle 14’üncü kez finale yürüyordu. Rafa, tıpkı sene başında Melbourne’da olduğu gibi beklentileri eğip bükmeyi ve kendi gerçekliğini yaratmayı başarmıştı.
Tıpkı turnuvanın tek kadınlar şampiyonu Iga Swiatek gibi, ilk kez Grand Slam finaline yükselen Casper Ruud da Nadal’ı idolize ederek büyüyen çocuklardan biriydi. Rafa’nın 2013 senesindeki zaferini tribünden takip eden Norveçli tenisçi, 2022 şampiyonluğunu kazandığı an elini sıkan ve onu tebrik eden ilk kişi oldu. 6-3, 6-3, 6-0’lık ağır yenilgiye rağmen yüzü gülüyordu çünkü artık o da tenis tarihinin bir parçasıydı. Maçtan sonra emekliliğini açıklayacağı söylentileri Paris’ten dünyaya yayılırken, en sevdiği kupayı 14’üncü kez kucaklayan Rafael Nadal’dan umutlu sayılabilecek bir cümle duyduk: “Gelecekte ne olur bilmiyorum ama savaşmaya devam edeceğim.” Evet, Rafa her şeye rağmen geri gelmeye çalışacak. Bitmeyen şarkıyı sürdürmek için…