Saatolog.com.tr

Saatolog.com.tr Logo

Artık Diyet Kelimesi Yok

17 Ağustos 2023
Artık Diyet Kelimesi Yok

Aniden gelen tatlı krizleri, pişmanlık garantili gece yemeleri, paket paket cipsler ya da bağımlılığa dönüşen çikolata sevdası… Hepsinin duygusal bir karşılığı olduğunu biliyor muydunuz? Duygusal beslenme koçu Verda Çakan, diyet kelimesinin olmadığı sağlıklı kilo verme düzeninin anahtarını sunuyor.

Duygusal beslenmenin açılımıyla başlayalım. Nedir bu duygusal beslenme?

Duygusal beslenme olumsuz duyguları yemek yiyerek bastırmanın bir yolu. Bu durum daha çok öfke, endişe, kızgınlık, stres, üzüntü, korku, hayal kırıklığı gibi negatif duygularla tetikleniyor. Bu duyguları iyileştiremediğimiz takdirde bastırmak için yediğimiz şeyler zaman içinde alışkanlığa dönüyor. Ancak duygusal iştahınızı nasıl yönetebileceğiniz konusunda size yardımcı olabilecek yöntemler bulunuyor. Duygusal yeme sadece acı verici veya rahatsız edici duyguları kontrol etmekle alakalı değildir. Bazı duygusal yiyiciler herhangi bir duygu fazla güçlendiği anda bir kutu dondurma veya kurabiye kavanozuna uzanabilir. Burada önemli olan bu durumu alışkanlık haline getirmemektir.

Artık Diyet Kelimesi Yok
Diyet

Beslenme fiziksel bir ihtiyacın ötesinde başka ihtiyaçlara karşılık geliyor diyorsunuz. Bunu biraz açalım mı?
Duygular zekamızın bir parçasıdır ve hayatımızın en temel parçası. Bu yüzden onları görmezden geldiğimizde beynimizde uyandırdığı haz ve salgılattığı hormonlar sebebiyle bazı spesifik besinlere yöneliyoruz. Bizi baştan çıkartan yiyecekleri tercih ediyoruz. Kuruyemişler mesela eğlence eksikliğinin bir açılımı, cipsler veya kıtırdattığımız yiyecekler de bizi rahatlatan yiyecekler arasında. Dondurma, muhallebi gibi daha kremsi yiyecekler ise şefkat arzusunu simgeliyor.

Düşkün olduğumuz yiyecekler üzerinden psikolojik analiz yapmak mümkün yani…
Kesinlikle bazı yiyeceklere karşı düşkünlüğümüzün karşılıkları var. Her mutsuz olduğunuzda illa ki o yiyeceği canınız çekti diye size “Yeme bağımlılığınız var” diyemeyiz. Ancak kendinizi gözlemlediğinizde bazı dönemlerde aşırı bir yeme eğilimi gösteriyorsanız, her yediğinizde aşırı bir rahatlama ve mutluluk durumu var ise bunu söyleyebiliriz. Örneğin, “mood food” dediğimiz moduma göre değişen yiyecekler de var. Çocukluk dönemimizi hatırlatan veya bir dönemde bize mutluluk veren bir anımızı bize çağrıştıran yiyecekler. Annemizin yaptığı bir kek, ılık süt gibi. Ancak bunların dışında bizi baştan çıkartan yeni pişmiş ekmek kokusu, pilav, makarna gibi yiyecekler de var. Bunlar stresli, gergin ya da korkmuş kişiler tarafından arzulanan yiyeceklerden sadece birkaçı. Özellikle nişasta yeme isteğinin altında korku ve gerginlik duyguları vardır. Bir diğeri ise acı. Acıyı çok tüketen kişiler çoğunlukla başarılı kişilerdir ve büyük riskler alır ve adrenalinden kaynaklanan fiziksel coşkuyu severler. Özel hayatınızda heyecan ve adrenalin arzusu daha çok baharatlı yeme isteği yaratır. Eğer istediğiniz heyecanı yaşayamıyor ve öfkeleniyorsanız daha baharatlı, kıtır kıtır yiyecekler sizi rahatlatacaktır.

Yeme bozukluğunun olup olmadığı nasıl anlaşılır? Özellikle gençler ve çocuklarda nasıl gözlenmelidir?

Yeme bozukluklarının çeşitleri var. Bu beden algısının tamamen bozulması, kendini yok etme arzusuna kadar gidebilir. Anoreksiya, bulimia gibi son derece tehlikeli yeme bozuklukları durumunda kesinlikle ciddi bir tedavi gerekli. Bu yüzden özellikle çocukların büyüme çağında onların benlik algılarını iyi yönetmek gerekiyor. Kendilerini sevmeleri ilk sırada yer alıyor. Bunların yeme bozukluklarının çoğunun altında değersizlik, özgüvensizlik, kendini sevmeme ve kaçınılmaz stresler yatıyor. Bir uzmana gitmek için çok kilolu olmak gerekmiyor, farkındalık ve kendinizi tanıma açısından destek almak her zaman yararlı olacaktır. Beslenme serüveni uzun bir yolculuk ve kişinin bütün dengesini belirliyor.

Siz diyet kelimesinin olmadığı bir anlayışla kilo vermekten bahsediyorsunuz. Diyet, kısıtlamalar, irade kontrolü ve tartı üzerinden bir zafere ulaşma çabası kapitalist düzenin tavşan-havuç denklemine benzemiyor mu?

Diyet kelimesi zaten kapitalist düzenin kendisi. Bu yeni nesil beslenme düzeninde diyet kelimesi yok, yüklerimizden hafifleme var. O yüzden en başta hedefimiz sağlıklı beslenebilmek ve fiziksel açlık ile duygusal açlık arasındaki farkı anlayarak yemek yemeyi bedene öğretebilmek. Özellikle diyet yapma kısır döngüsünde yaşayan birçok kişinin temel hatası büyük hedefler koyup başa dönmek veya hedefe ulaştıktan sonra daha fazla yapabileceği bir şey kalmamış olduğu için görevi bitmiş gibi düşünüp en başa dönüp yeniden hedef koymak. Bu genelde o kişiyi rahatlatan bir duygu oluyor. Tekrar ve tekrar başarı duygusunu yaşamak istiyor. Ancak yine aynı şekilde kilo vermeyi başarmış olsa dahi sonuç yine kilo alma verme kısır döngüsü olarak gelişiyor. Bunu kırmak için küçük hedeflerle başlamak daha sağlıklı. Büyük hedefler koymak kişide stres duygusunu uyandırdığı için mükemmeliyetçilik sendromuna yol açabiliyor ve en küçük başarısızlık, ufak bir öğünde sağlıksız yiyecekler tüketmek, diyeti bozmak, kişide başarısızlık hissi yaratıp motivasyon düşüklüğü ve diyeti bırakmayla sonuçlanıyor.

İdeal ölçüler, ideal kilo hakkında siz ne düşünüyorsunuz?
İdeal kilo kişinin yaşına, cinsiyetine, vücut yapısına, kas kütlesine ve diğer faktörlere bağlı olarak değişir. Vücut kitle endeksi dediğimiz ölçümler kullanılarak yapılır. Bu, kişinin kilosunu boyunun karesine bölerek hesaplanır ancak kas kütlesi fazla olan kişi bile VKI’ye göre aşırı kilolu görünebilir. Bu tamamen fiziksel sağlık açısından belirlenmiş bir ölçüm şeklidir. Kişi kilolu diye sağlıksız ya da kilo problemi yaşamıyor diye sağlıklıdır anlamına gelmez. İdeal kilo konusunda zihin ve beden algısı beraber yönetilmelidir. Önemli olan beden algınız. Eğer aynada gördüğünüz kişiden hoşlanmıyorsanız sayıların bir önemi kalmıyor. Burada önemli olan hem beden hem de zihninizin beraber çalışarak mutlu olması. Belki beş kilo daha vermeniz gerekiyor ama kendinizi iyi hissediyorsunuz, bu konuda kendinizi zorlamayın, strese sokmayın. Ve derin bir nefes alın. 

Siz danışanlarınızla nasıl çalışıyorsunuz? Diyet listesi haricinde nasıl bir destek sağlanıyor?
Kişinin ihtiyacına göre değişiyor. Haftada bir veya isteğe bağlı olarak iki görüşme yapıyorum. Görüşmelerde kişinin alışkanlıkları, diyet yapma serüveni, kilo alıp verme döngüsünün hayatının hangi dönemlerinde olduğu ve kişisel hayatındaki değişimler gibi birçok farklı konu üzerinde çalışıyorum. Her görüşme sonrası bir sonraki hafta yapmasını istediğim basit egzersizler oluyor, daha çok farkındalık ve kendini gözlemleyebilmesi için. Tamamen kişiye özel plan ve program doğrultusunda gün içinde devamlı danışanımla iletişim halinde oluyorum ve bu süreci beraber bedenimizi ve zihnimizi strese sokmadan devam ediyoruz. Benim asıl amacım duygularımızı doğru yönlendirmeyi ve duyguları yiyeceklerle bastırmamayı öğreterek yeni beslenme alışkanlıkları kazandırabilmek.

Anlattığınız programın daha köktenci bir anlayış olduğu kesin. Duygusal beslenme programının standart diyet programlarına göre başarı oranı nedir?
Şu anda bunu söylemek çok zor çünkü yeni nesil beslenme programı olarak insanların bu yeni beslenme ve diyet algısına alışmaları zaman alacak. Kendi danışanlarımdan çok olumlu sonuçlar aldığımı söyleyebilirim. Çünkü diğer eski diyet programlarında kişinin yalnızca ölçümlerine göre değerlendirme yapılıyor. Bir diyetisyene gittiğinizde o hafta yaşadığınız zorlu süreçten bahsedemiyorsunuz, belki o hafta biraz daha farklı yiyeceklere ihtiyacınız olacak veya farklı bir düzende olacaksınız. Bu yeni sistemde ilk önce kişinin duygu durumunu konuşuyoruz, hislerini ve hangi duyguları farkına vardığını. Bu yüzden ben aslında bu beslenme yolculuğu sürecinde kişinin yol arkadaşı oluyorum ve beraberce kendi dengesini bulana kadar devam ediyoruz.

Artık Diyet Kelimesi Yok
Diyet

VERDA ÇAKAN KİMDİR?

Verda Çakan 1981 yılında İstanbul’da doğdu. Lise öğrenimini Amerika’nın Florida eyaletinde tamamladıktan sonra ABD Tampa Üniversitesi iletişim fakültesinden mezun oldu. Çeşitli gazete ve dergilerde editörlük yaptıktan sonra beslenme ve psikolojiye olan tutkusunu profesyonel anlamda kullanabilmek için dünyanın seçkin üniversitelerinden uzmanlık eğitimleri alarak danışmanlık ve seminerler veriyor. 

Eğitimler

  • University of Tampa Mass Communication BA
  • Harvard Certificate Program Healthy Eating
  • Harvard Certificate Program Cognitive Fitness
  • Stanford Univesity Extension Food and Health
  • UCLA Extention in Nutrition 
  • Recall Healing Module IBizcon Academy Holistic Nutrition Diet and Eating Disorders Training
  • Opal Success London Emotional Eating and Binge Eating Specialist
  • Edinburg University Understanding Obesity Program
  • Opal Success London Anti Aging Nutrition Program