Pandemik kriz sebebiyle hayatı eve sığdırmaya çalıştığımız günlerde, zaman algımızın ne kadar uçucu bir hal aldığını hepimiz hatırlıyoruz. Göz açıp kapayıncaya kadar hızla geçen bir senenin ardından takvimler 2021’i gösterdiğinde, yeni yılın bize neler getireceği konusunda şüphelerimiz vardı. Vaka sayılarına karşı tek vücut olup birlikte mücadele eden dünya, aşı haberleriyle birlikte hayatı biraz olsun normalleştirmeye, yeni normali eskiyle ortak paydada buluşturmaya başladı. Hal böyle olunca hayatın her alanında olduğu gibi, moda sektöründe umut yeşerdi. Tamamen dijital ortama entegre olan defileler, koleksiyon tanıtımları, yerini gerekli önlemlerin alındığı, titizlikle hazırlanmış etkinliklere ufak ufak bırakmaya başladı. Bu geri dönüş heyecanıyla birlikte, moda sektörünün de podyuma dönüşü deyim yerindeyse efsane oldu. 2021, moda sektöründe hatırı sayılır anların tarih sayfalarına eklendiği bir yıla doğru evrildi. Şimdilerde 2022’nin ilk haftalarında, önümüzdeki yılın yeni koleksiyonlarını görmeye başlamışken, son bir kez geriye dönüp aklımızda kalan ikonik anları bu satırlara döküyoruz.
Gucci x Balenciaga
Bugüne kadar pek çok iş birliğine sahne olan moda sektörü, böylesi bir birlikteliğe hazır mıydı, bilinmez. Balenciaga mağazasının üzerine graffiti ile yazılmış bir Gucci ibaresi, herkesin kafasında soru işaretleri oluştururken, Alessandro Michele ve Demna Gvasalia arasındaki danışıklı dövüş, iki kreatifin bu birlikteliğe dair sinyaller vermesiyle iyice şekilleniyor ve ortaya Gucci’nin retro desenleri içerisinde zerk edilmiş Balenciaga logosu oluyor. Lüks perakende sektöründeki iki büyük ismin tek bir çatı altında buluşması, şüphesiz 2021’in en önemli moda anlarından biri. Tabii bu koleksiyondan bir parça satın alanlar için ise bu, yılın belki de en önemli yatırımı…
Fendi x Versace
Biraz önce okuduğunuz satırların sektöre verdiği ilhamın yansımaları, çok gecikmeden kendisini podyumlarda hissettirdi. Lüks perakende sektöründen iki büyük isim, Fendi ve Versace, ya da 2021’de belki de en çok Google’lanan sözcüklerden biri olabilecek “Fendace”, Versace’nin Medusa’sını, Fendi’nin monogramıyla bir araya getirdi. Bu iş birliği sadece iki markanın alametifarikalarını tasarımlara dahil etmekle kalmadı, aynı zamanda iki markanın da moda sektöründe ne kadar köklü bir yerde durduğunu göstermek adına, iş birliğini Naomi Campbell, Kate Moss, Amber Valletta gibi isimleri podyumda ağırladı.
Virgil Abloh Aramızdan Ayrıldı
Off-White’ta elde ettiği başarılı sezonların ardından Louis Vuitton erkek koleksiyonlarının kreatif direktörü olarak lanse edilen Virgil Abloh, sadece moda sektöründe değil, pek çok disiplinde adını altın harflerle kazıdı. Yaptığı iş birlikleri ona Braun’un çalar saatini de tasarlattı, Ikea’nın en rustik halılarına tırnak içerisinde sloganlar da yazdırdı. 28 Kasım 2021tarihinde agresif bir kanser türü nedeniyle hayatını kaybeden, hastalıkla mücadele ettiği süre içerisinde bu hastalığı gizli tutan ve işine hiçbir şey yansıtmayan tasarımcı, aramızdan ayrıldığı günden beri deyim yerindeyse moda dünyası tarafından anılmaya devam ediyor.
Moda Sektörü Metaverse’i Keşfediyor
Mark Zuckerberg’in 2021 yılında yaptığı basın toplantısı, önümüzdeki yıllarda oluşacak ve yeni bir alt kültür olarak hayatımızda yer edecek yeni bir dünyanın kapılarını aralıyordu. Çatı şirket olan Facebook’un adı Meta olarak değiştirilirken, bu hareketle ve gördüğümüz yüksek teknolojiyle, dijital bir evrenin “meta”sı olacağımızı fark ediyoruz. Haliyle tüm sektörlerin bu alternatif dünyaya attığı adımları bir bir takip ediyoruz. Moda sektörü de üzerine düşen görevi yerine getiriyor ve Metaverse dünyasına uygun Avatar’lar, iş birlikleri, gaming projeleri geliştiriyor, yeni koleksiyonlarını Metaverse aracılığıyla tanıtıyor. Evet, bir yandan pandemi sonrası dönemde hayat normale dönüyor ve fiziksel aktiviteler yeniden hayatımıza dahil oluyor, ve ancak moda sektörü geleceğe yatırım yapmayı da ihmal etmiyor.
Alaïa Gen-Z Filtresinden Geçiyor
Moda sektörünün belki de son birkaç yıldır en büyük amaçlarından biri, gençleşmek. Her geçen gün değişen trend ve moda algısıyla genç nüfusu yakalamak, alışılagelmiş lüks moda algısının bir parçası haline getirmek, ve bunu yaparken sadece satış odaklı değil, deneyim ve eğlenceyi tek bir potada eritebilmek… Azzedine Alaïa’nın ölümünün ardından markanın kreatif direktörü ünvanını sahiplenen Pieter Mulier, klasik görünümleri kırarak kendi deyimiyle Alaïa’nın Z jenerasyonu için yeni bir oyun alanı haline gelmesine fırsat sağlıyor. Venedik Film Festivali’ne koleksiyondaki en iddialı parçalardan birini giyerek katılan Zendaya’nın bu hareketi, Mulier’in perspektifini destekler nitelikteydi.