Amerika ve Schengen vizeleriyle sorun yaşıyorsanız, sadece pasaportunuzu göstererek girebileceğiniz bu 5 destinasyona şans tanıyın.
Seyşeller
Ekim ve kasım aylarında en güzel dönemini yaşayan Seyşeller her ne kadar balayı çiftlerinin gözdesi olsa da, denizi ve doğayı seven herkese hitap edebilecek nitelikler de barındırıyor. Dünyaca ünlü resort’lardan birinde kalabileceğiniz gibi, daha mütevazı bir konaklama seçip destinasyonun eşsiz flora ve faunasını deneyimlemeyi tercih edebilirsiniz. Örneğin dünyada sadece Galapagos Adası ve Seyşeller’de yaşayan dev kaplumbağaları görmeden dönmek büyük bir hata olur. Bu nazik devlerle tanışmak için Curieuse Adası veya Cousin Adası‘nı ziyaret edebilirsiniz. UNESCO Dünya Mirası ilan edilen Praslin Adası’ndaki Vallée de Mai ise Seyşeller’in orijinal palmiye ormanlarının kalıntılarına ve 4 binden fazla Coco de Mer ağacına ev sahipliği yapan bir tarihi rezerv olarak mutlaka görülmesi gereken yerlerden…
Maldivler
Kasım ayından itibaren yüksek sezona girecek olan Maldivler, lüks ada resort’larında yıl boyu dört dörtlük deniz tatili imkânı sunan bir cennet destinasyon. Tüm gün su üstü villalarında ya da uçsuz bucaksız kumsallarda uzanmak istemeyenler kendilerini dalış konusunda geliştirme fırsatı yakalayabilir. Hemen her Maldiv resort’unda bir PADI Center bulunuyor. Daha önce hiç dalmayanlar bile takımadaların rengarenk sualtının tadını çıkarabilir. Şnorkel ve sörf, dalış dışında ilgilenebileceğiniz diğer aktiviteler. Ancak bize göre Maldivler’in sunduğu en güzel fırsatlar arasında gece dalışları yer alıyor. Binlerce yavru köpekbalığıyla birlikte yüzebileceğiniz bu dalışlar sırasında biyolüminesans topluluklarının arasından süzülmek, dünyada eşi benzeri olmayan bir deneyim…
Fas
Yaz boyunca 45 dereceleri bulan sıcaklıkların geride bırakıldığı eylül ayı ile birlikte Fas’ta son derece keyifli bir sonbahar kaçamağı yapabilirsiniz. Şehirlerin zarif mimarisinin, engin çöl manzaralarının, engebeli dağların ve rüzgârlı kıyı şeridinin farklı güzellikler sunduğu bu Kuzey Afrika krallığında daha önce Marakeş’i keşfetmiş olanlar kozmopolit Kazablanka ya da tarih kokan Fez’de yepyeni bakış açıları edinebilir. Marakeş’te kararlı olanlar ise turistik mekânları gezdikten sonra Patrick Menac’h ve Marrakshi Hamid Mergani‘nin eski Fas fotoğraf koleksiyonunu barındıran Maison de la Photographie’ye şans tanımalı. Eski bir rida’dan dönüştürülen bu üç katlı galeride sergilenen fotoğraflar 1870 ile 1950 yılları arasında Fas’ın yaşam tarzını belgelerken dünden bugüne ülkenin orijinal yapısını ve kültürünü nasıl koruduğunu da gösteriyor.
- Vizesiz Gidebileceğiniz 6 Egzotik Destinasyon
- Sizin Maldiv Adanız Hangisi?
- Ekoturizm Seyahat Rotaları
- Vizesiz Tatilin Büyülü Adresleri
Ürdün
Eylül-kasım ayları arasında sıcaklıkların normal seviyelerde seyretmeye başlamasıyla Ürdün tarih, doğa ve keşif dolu bir sonbahar kaçamağı arayanlar için yakın ve büyülü bir seçenek haline geliyor. Hindistan ve Çin’e uzanan antik bir ticaret yolunun tam kalbinde yer alan ve muhteşem zenginlikte bir tarih ve ekosistem barındıran Ürdün’de tabii ki mutlaka görülmesi gereken yerler arasında Petra, Ölüdeniz ve Wadi Rum Çölü başı çekiyor… 19’uncu yüzyıla kadar yabancılardan saklanan Petra şehrine en az bir gün ayırmanız önemli. Ama daha da önemlisi, Petra’daki gece etkinliğini yakalamak… Haftanın sadece üç günü gerçekleşen Petra by Night adlı bu gösteriler sırasında UNESCO tarafından insanlık tarihinin en değerli hazinelerinden biri olarak tanımlanan antik şehrin mumlarla aydınlatıldığı anları yaşamak eşsiz bir deneyim…
Güney Afrika
Eylül ile birlikte ilkbaharı karşılayan Güney Afrika Cumhuriyeti, hem doğa hem de gastronomi tatili arayanların ilk tercihi olabilecek programlarıyla kış yaklaşırken yazı yaşayabileceğiniz destinasyonlardan. Cape Town’dan başlayacağınız seyahat programında mutlaka Afrika’nın en güney noktalarından biri kabul edilen Ümit Burnu’nu ve Boulders Beach’de yaşayan Afrika penguenlerini ziyaret edin. Şehirden sadece 45 dakika uzaklıktaki ünlü şarap bölgesi Cape Winelands ise günübirlik bir ziyaretten çok daha fazlasını hak ediyor. İyi planlanmış bir Güney Afrika seyahatinde mutlaka bu bölgedeki bir şarap çiftliğinde birkaç gece kalmanızı öneririz. Yaklaşık bir hafta geçirebileceğiniz Cape Town seyahati sonrasında ülkenin doğusundaki safari parklarından birinde kıtaya özgü yaban hayatını keşfetme fırsatını kaçırmayın.