Parfümün doğallığını ve zarafetini mükemmel bir şekilde harmanlayan Matiere Premiere ile kokuların ardındaki büyülü dünyaya adım atıyoruz.
Parfüm yalnızca bir koku değil; hafızaların taşıyıcısı, ustalığın ve ham maddelerin en saf haliyle ifadesidir. Yolculuğuna bundan henüz dört yıl önce başlayan niş parfüm markası Matiere Premiere’de bu unsurlar hem son derece kişisel hem de taze bir modernlikle bir araya geliyor. Markanın kurucusu ve parfümörü Aurélien Guichard ve kurucu ortak & CEO Caius von Knorring ile bu benzersiz parfüm yaklaşımı üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Kendi hammaddelerini yetiştirmelerinden sokakta baş döndüren kokular yaratmaya kadar Matiere Premiere’i günümüzün hızla değişen parfüm dünyasında özel kılan unsurları bizimle paylaştılar.
Parfüm aile mirasınızda yedi kuşağa dayanıyor. Bu mirası sürdürmek sizin için ne ifade ediyor?
Aurélien Guichard: Matiere Premiere’in mirası iki temel unsura dayanıyor. İlki, hammadde yetiştirme konusundaki uzmanlığımız. Bu anlamda geleneği sürdürüyoruz ama bunu organik bir şekilde yapıyoruz—güllerimizi, sümbüllerimizi ve lavantalarımızı kendimiz yetiştiriyoruz.İkinci unsur ise yaratım süreci; bu çok daha özgür ve soyut. Ultra yüksek kaliteli parfümeriyi, modern ve uluslararası bir stille harmanlamaya çalışıyoruz; bağımlılık yaratan, kullanımı zahmetsiz kokular. Amacımız, bugünün zevklerine hitap eden, sokakta insanların sizi durdurup “Ne sürüyorsunuz?” diye sorduğu parfümler yaratmak. Matiere Premiere işte tam olarak bu.
Fransa’nın güneyindeki en büyük organik çiçek bahçesinde, topraktan şişeye uzanan sade ama tamamen kontrol altında bir süreç benimsedik. Hammadde temininden kalite kontrolüne kadar her aşamayı biz yönetiyoruz.
Matiere Premiere’in felsefesi, doğal hammaddeleri en saf ve güçlü hâliyle sergilemeye dayanıyor. Bu yaklaşım markanızı lüks parfüm dünyasında nasıl konumlandırıyor?
Aurélien Guichard: “Matiere Premiere” Fransızca’da “hammadde” demek. Adımız, fonksiyonellik temelli modern ve minimalist yaklaşımımızı yansıtıyor. Bizi gerçekten farklı kılan ise parfümleri formüle etme şeklimiz—bir Matiere Premiere parfümünü kokladığınızda hammaddenin kendisini en saf hâliyle deneyimliyorsunuz. En yüksek kaliteye sahip içerikleri yüksek yoğunlukta kullanmamız, parfümlerimizin kalıcılığını olağanüstü kılıyor. Diğer markalara kıyasla kokularımız çok daha uzun süre kalıyor. İnsanlar sıkça “Matiere Premiere sürdüğümde günlerce kalıyor, yürürken bile hammaddenin dokusunu hissedebiliyorum,” diyor.
Caius von Knorring: Bizim için çiçeklerin organik çiftliğimizde büyümesini izlemek her zaman çok önemliydi. Fransa’nın güneyindeki en büyük organik çiçek bahçesinde, topraktan şişeye uzanan sade ama tamamen kontrol altında bir süreç benimsedik. Hammadde temininden kalite kontrolüne kadar her aşamayı biz yönetiyoruz. Böylece Matiere Premiere kullanan biri, ne sürdüğünü ve onun nereden geldiğini biliyor. Önceliğimiz her zaman kalite ve izlenebilirlik. Diğer önemli unsur ise Aurélien’in de belirttiği gibi; stil. Koleksiyonumuzda tutarlı bir stil yakalamak bizim için çok önemli. Aurélien’in Matiere Premiere için geliştirdiği formülasyon anlayışıyla bağ kurduğunuzda, tüm kokularımızla da bağ kurabiliyorsunuz. Bu tutarlılığa çok değer veriyoruz.
Yeni bir parfüm yaratırken başlangıç noktanız nedir? Bu, bir hikâyenin ilk cümlesini yazmak gibi mi? Ve ne zaman “tamam, oldu” diyorsunuz?
Aurélien Guichard: Genel olarak parfüm tasarlarken, bir markanın hizmetinde çalışan bir parfümörüm. Ama Matiere Premiere için çalışırken hammaddenin hizmetindeyim. Süreç her zaman ana hammaddenin seçilmesiyle başlar—dünyanın dört bir yanındaki üreticilerle görüşüp, vizyonuma uyan ve doğaya saygısı olanlarla çalışarak en uygun olanı seçiyorum. Hammaddenin kendisini koklayarak, cildimde deneyimleyerek çalışmaya başlıyorum ve “Bunu bir parfüme nasıl dönüştürebilirim?” diye soruyorum. Sayısız revizyon ve denemeden sonra, çevremdeki insanlara—Caius, Cédric ve diğer kurucu ortaklarıma—başvuruyorum. Parfümü birlikte geliştiriyoruz.
Ama son test, dışarıdaki insanların kokuyu kullanmaya başlamasıyla gerçekleşiyor. Sektörden biri, bir arkadaşımız ya da sokaktaki biri durdurulup “Ne sürüyorsunuz?” diye sorulduğunda, işte o zaman biliyoruz ki doğru noktadayız. Bu olmadan bir parfümü piyasaya sürmeyiz. Asansörde, alışverişte ya da sokakta fark edilmek… İşte sihir o an başlıyor.
Caius von Knorring: Parfümde subjektif bir yön vardır; bir kokuyu sevip sevmemeniz gibi. Ama aynı zamanda performans gibi daha objektif kriterler de var. Matiere Premiere için iyi kokmak elbette önemli, ama bunun ötesinde teknik faktörler de bizim için çok değerli. Örneğin; kalıcılık. Kokularımızın gün boyu kalmasını istiyoruz. Bir diğer önemli nokta da yayılım; biri sizi bir, hatta iki metre öteden koklayabilmeli. Bu teknik detayları her zaman önceliklendiriyoruz.
Aurélien’le yıllarca çalıştıktan sonra fark ettiğim bir diğer şey de, her parfüm için zihninde bir görsel tasvir oluyor. Yaratıcı süreci bu imaj tarafından yönlendiriliyor ve formülasyon da bu vizyona ulaşmak için şekilleniyor. Parfüm isimlerinde de bunu görebilirsiniz. Örneğin, « Crystal Saffron », safranın parlak, kristalize bir yorumuydu. “Vanilla Powder” ise vanilya özünü hafif ve beyaz bir forma dönüştürmekti. Bu yaratıcı vizyon, titiz işçilik ve teknik mükemmelliğin birleşimi, Matiere Premiere’i tanımlayan şey. Hem özgün bir stil hem de yüksek performans böyle ortaya çıkıyor.
Aurélien Guichard: Bu çok önemli çünkü çoğu markada önce bir isim ve konsept olur, sonra parfümör bu konsepte uygun bir koku yaratır. Ama Matiere Premiere’de tam tersi. Önce parfüm yaratılır, ardından isim gelir. Koku süreci her şeyin merkezinde. Tüm yaratım bu süreçle başlar. Parfüm mükemmelleştiğinde isim kendiliğinden gelir, ardından görsel kimliği geliştiririz. Ama başlangıç hep koku olur.
Kokularımızın gün boyu kalmasını istiyoruz. Bir diğer önemli nokta da yayılım; biri sizi bir, hatta iki metre öteden koklayabilmeli.
Tüm parfümlerinizin kendine özgü bir karakteri var, ama sizin için öne çıkanlar hangileri?
Aurélien Guichard: Kesinlikle en özel olan “Radical Rose”. Sadece favori parfümüm olduğu için değil, hayalini kurduğum şeyi gerçekleştirdiği için. Kendi güllerimizi yetiştirip özünü çıkararak, en saf haliyle bir parfümde kullanabilmek benim için eşsiz bir deneyim. Ama tüm kokuların bende yeri ayrı. Örneğin “Vanilla Powder”da markaya bambaşka bir boyut kattı. Lansmanından bu yana, dünyanın neresine gitsek, insanlar “Sizi Vanilla Powder sayesinde tanıdık” diyor. Sokakta “Crystal Saffron” veya “Vanilla Powder”ın kokusunu aldığımızda hâlâ büyüleniyoruz. Dört yıl önce böyle bir şeyi hayal bile edemezdik.
Caius von Knorring: Benim kişisel favorilerimden biri “Parisian Musc”. İlk anda bağ kurdum. Zahmetsizce havalı ve kullanışlı bir kokuydu. Paris Moda Haftası’nın enerjisini yakalamak istedik ve bunu çok güzel başardı.Marie Claire’in Yılın En İyi Parfümü ödülünü kazandı. “Falcon Leather” ise uğurlu bir koku oldu bizim için. İlk olarak Harrods’a özel olarak çıkardık ve orada en çok satan parfümlerden biri oldu. Ardından küresel lansmanını yaptık ve ilk kez Vogue’da haber olduk. “Crystal Saffron” da kalbimde ayrı bir yere sahip. Kullanılan safran, Yunanistan’ın Makedonya bölgesindeki Kozani’den geliyor. 900 aileden oluşan bir kooperatif tarafından 400 yıldır üretiliyor. Bu kadar derin bilgi ve saygıyla çalışan insanlarla işbirliği yapmak bizim için çok kıymetli.
Aurélien Guichard: Her yaratımın arkasında insan var ki bu düşünce bizi çok etkiliyor. Genellikle göz ardı ediliyor ama emeğin, sevginin ve gerçekliğin hissedildiği anlarda o güzellik ortaya çıkıyor. Bizim için parfüm yaratmak sadece koku değil, hammaddelere ve dolayısıyla onları yetiştiren, işleyen insanlara duyulan saygıyla ilgili. Bu felsefe, Matiere Premiere’de yaptığımız her şeyin özünü oluşturuyor.
Bizim için parfüm yaratmak sadece koku değil, hammaddelere ve dolayısıyla onları yetiştiren, işleyen insanlara duyulan saygıyla ilgil.
Bugün, niş ve ticari parfüm arasındaki çizgi giderek bulanıklaşıyor. Sizce “niş” kavramı artık ne anlama geliyor? Matiere Premiere bu evrende nerede duruyor?
Aurélien Guichard: Biz hiçbir zaman “niş” bir marka olma hedefiyle yola çıkmadık. Asıl amacımız, parfümeride kaliteli ve “cool” olan şeyi yansıtan bir marka yaratmaktı. Kategorilere göre hareket etmektense, kaliteye sadık kalıp bunu özgün bir stille birleştirmeye çalıştık. Stil, özgünlükle ilgilidir; kalite ise uzmanlıkla. Niş markaların bazıları çok yüksek kalitede, bazıları değil. Aynı durum seçkin markalar için de geçerli. O yüzden bir eseri “niş mi, değil mi” diye sınıflandırmak zor. Her yerde şaheserler görüyorum. Bizim hedefimiz, ustalık, lüks ve özgünlüğü anlamlı bir şekilde bir araya getirmek.
Caius von Knorring: Aurélien’e tamamen katılıyorum. Bu ortak vizyon, Matiere Premiere’in doğuşunun temelinde vardı. Sadece seçkin birkaç kişi için bir şey yaratmak değil; aksine yüksek kaliteli parfümü daha erişilebilir kılmak istedik. Çünkü ne kadar çok insan gerçek kaliteyi deneyimlerse, o kadar iyi olur diye düşündük.Açıkçası Z jenerasyonu ve milenyum kuşağının parfüme bu kadar tutkuyla bağlanmasını beklemiyorduk. Ama bu müthiş bir gelişme. Sosyal medya ve sizin gibi gazetecilerin sayesinde insanlar artık parfüm konusunda çok daha bilinçli. Ne kadar çok şey bilirseniz, kaliteyi ve arkasındaki emeği o kadar takdir ediyorsunuz. Bu farkındalık da sektörü ileri taşıyor.
Aurélien Guichard:. Biz bu çalışmalara 10 yıl önce başladık ki o zamanlar neredeyse kimse yapmıyordu. Şimdi ise Matiere Premiere ve birkaç benzer marka, sadece beş yıl içinde bu kategorinin yönünü belirledi ve artık daha fazla marka kendi hammaddesini yetiştiriyor, kökenini ön plana çıkarıyor. Bu dönüşümü görmek çok tatmin edici. Elbette bu değişim yalnızca bize bağlı değil; pek çok başka marka da harika işler yapıyor. Ama geriye dönüp baktığımızda, Caius’un da dediği gibi, bu kadar etki yaratacağımızı asla hayal etmemiştik.
Parfümler Hakkında Bilmeniz Gereken 9 Yanlış
Yenilenmenin Mevsimi: Kadınlar için En Yeni Bahar Parfümleri
