Urwerk UR-220 SL Asimov modeli ilham kaynağı olan Isaac Asimov’un “Nightfall” öyküsü gibi pigment bazlı fosfor sayesinde karanlıkta bir meşale gibi parlıyor.
Asimov dendiğinde bazı kitap okurlarının içinde bir alev yanar. Ben de o kıdemli Asimov okurlarından biriyim, ilk okuduğum eser Okat Yayınevi’nin 1971’de bastığı Çelik Mağaralar (Caves of Steel) isimli, bilimkurgu-polisiye türünde bir robotlar evrenine ait romandı. Sonra aynı isimle Baskan Yayınları tarafından yayımlandı bu kitap. Bilimkurguyu öylesine sevmiştim ki Baskan Yayınları’nın 25 kitaplık serisini tamamlamak için çok uğraştığımı hatırlıyorum; 1990’ların başında bir iki kitap eksiğim kalmıştı.
Bilimkurgu edebiyatı, yaratıcı insan aklının ve galaksilerin sınır tanımayan büyüklüğü karşısında hissedilen o tuhaf duyguyu açığa çıkarır. Yaklaşık altı yıl önce Urwerk UR-210S Full Metal Jacket isimli saati görünce benzer şaşkınlığı ve hayranlığı tekrar yaşamıştım. Şimdi Urwerk, UR-220 SL Asimov ile yeniden kendini aşmış görünüyor.
“Neden Asimov?” sorusuna gelince, Urwerk saatlerin temel yapısıyla ilgili bir yaklaşım söz konusu. Ne var ki UR-210 serisini geçen yıl sonlandıran Urwerk karşımıza bu sefer daha gelişmiş bir versiyonu olan UR-220 ile çıktı. Serinin ilk iki saati daha önce duyurulmuştu.
Isaac Asimov, 1941’de henüz 21 yaşındayken “Nightfall” isimli, bilimkurgu edebiyatının en ünlü öykülerinden birini yazdı. (“Nightfall” daha sonra Türkçeye “Karanlık Bir Dünya” adıyla çevrildi ve Galaksi Şeytanları başlıklı kitapta bulunuyor.) Toplam altı yıldızın çevrelediği, her zaman aydınlık olan Lagash isimli bir gezegende geçen öykü 80 yıl sonra Asimov adının verildiği bir saate de ilham kaynağı oldu.
Öyküye göre 2049 yılda bir gezegende Güneş tutulması yaşanıyormuş. Gezegenler ve yıldızlar aynı hizaya gelince yarım günden fazla bir süreyle gezegen karanlığa gömülüyor. Daha önce ömürleri boyunca “gece” nedir bilmeyen insanlık ise dehşete kapılıyor ve bir kaos yaşanıyor. Karanlık gecenin dehşet saçan fikri bile katlanılmaz oluyor. Tam bu esnada öfkeli tarikatçılar da işin içine girince din ile bilim arasında bir anlaşmazlık yaşanıyor.
Bilimkurgu edebiyatının da kaynak olduğu oyunların ve filmlerin de okurun zihnini kışkırtan büyülü bir yanı vardır. Tasarım, felsefe, bilim ve sanat alanlarında hemen geleceğe uzanan bir yol çizilebilir. Bir zamanlar hayal gibi görünen, hatta hiç düşünülmeyen pek çok fikir önce bilimkurgu evreninde kendisine yer buldu, sonra zamanla hayatımıza karıştı.
Urwerk, radikal bir tasarıma ve fütürist bir yaklaşıma sahip saatler üreten bir firma. Ancak hemen her mekanik tasarımda olduğu gibi aynı zamanda tarihi bir altyapısı var. Urwerk’in özgün tasarımı, aslında 17. yüzyıldan kalma bir saati temel alıyor. Saatçi bir aileden gelen Felix Baumgartner, kardeşi Thomas ve tasarımcı Martin Frei’nin 1995’te kurduğu Urwerk üretimi saatlerin kadranında Güneş’in gökyüzünde izlediği çizgi örnek alınarak tasarlanan retrograd tarzı gösterge ile zamanın ilerleyişi bir eğri üzerinde gösteriyor.
Urwerk UR-220 SL Asimov modelinde akrep ve yelkovan yine var ama saatleri gösteren ve kendi çevresinde dönen üç adet akrep ibresi bulunuyor, onlarla birlikte üç boyutlu bir yelkovan var ki her saat değişiminde zamanı gelen akreplerden birini yanına alıyor ve 60 dakika boyunca iç içe ilerliyorlar.
Asimov modeli kardeşlerinden farkını karanlık olduğunda gösteriyor: Akrepleri temsil eden uydu ibreler tamamen pigment bazlı fosfor (SL harfleri Super-LumiNova kullanıldığını gösteriyor) içeriyor. Dönen üç uydu ibre önceki modellerden çok farklı olarak Super-LumiNova Grade X1 BL seviyesinde parlaması için tam anlamıyla ışıldayan malzemeden yapılmış. Teknik uzmanlık gerektiren işlemler, fosforlu pigmentlerde uzman olan İsviçreli RC Tritec şirketi tarafından geliştirilmiş. Super-LumiNova’yı yüzeye uygulamak yerine, RC Tritec, istenen herhangi bir şekilde hassas, parlak 3 boyutlu döküm kalıplar oluşturmak için bir yöntem geliştirilmiş. Çok daha yüksek bir lüminesans konsantrasyonuyla, parçalar gündüz saatlerinde ışığı depoluyor, böylece gece olduğunda daha yoğun ve daha uzun süreli bir parlaklık yayması sağlanıyor.
UR-220 Asimov’un kasası, 81 kat sıkıştırılmış karbonfiberden üretilmiş. Urwerk ekibi hem kasanın yüksekliğini azaltmak hem de zembereğin verimliliğini yükseltmek için de yeni bir kurmalı mekanizma tasarlamış. Yeni elle kurmalı kalibre UR7.20’nin dahil edilmesi sayesinde UR-220’nin kasa yüksekliği azaltılmış. Sonuçta UR-220 14,8 mm kalınlığında. Urwerk tarafından geliştirilen mekanizma 4Hz frekanslı (28, 800 v/h) 48 saate kadar güç rezervi depolayabiliyor.
Saatin bir başka özelliği eskiden UR-110 ve UR-203’te bulunan yağ değişimi göstergesini içermesi. Yağ değişimi kasanın arkasında bulunuyor. Göstergenin çalışması için koruyucu bir pimin çekilmesi gerekli. Ardından aktif çalışma süresini ay olarak gösteren bir itici devreye alınıyor, sonunda 39 ay (3 yıl 3 ay) sonra saat servise hazır hale gelince Urwerk yağ değişimini yapıyor, sayacı sıfırlayıp pimi değiştiriyor.
UR-220 saatlerindeki ortak noktalardan biri de “bölünmüş” güç rezervi. Kadranın üst köşelerinde her biri 24 saatlik gücü temsil eden iki gösterge bulunuyor. Elle kurma sırasında ilk doldurulan sağdaki gösterge. Maksimum seviyeye ulaştığında, soldaki gösterge devreye giriyor. İki göstergeye dağılan güç rezervinin yapısı göründüğünden daha karmaşık, çünkü 83 parçadan oluşuyor.