Yaşam alanlarınızı dönüştürecek ipuçları ve 2025’in tasarım trendlerini Yüksek İç Mimar Selina Kazazoğlu’dan dinledik.
Tasarım, yalnızca bir mekanın estetik görünümünü değil, aynı zamanda o mekanda yaşanacak hisleri de belirler. Hikayesi ise tasarımcısının gözünden şekillenir. Selina Kazazoğlu Interior & Product Design’ın kurucusu, Yüksek İç Mimar Selina Kazazoğlu ile tasarım dünyasının inceliklerini konuşmak için bir araya geldik ve yalnız mekanları değil, aynı zamanda yaşam alanlarını anlamlı ve özgün kılmanın ipuçlarını da konuştuk. 2025 tasarım trendleri, mekanlara ruh katan detaylar ve ışığın tasarımdaki gücünü uzmanından dinliyoruz.
Mimarlık ve tasarıma yöneliminiz nasıl oldu?
Mimarlık ve tasarıma olan ilgim çocukluğumdan itibaren içimde var olan bir merak sayesinde şekillendi. Farklı tarzlara olan düşkünlüğüm beni sürekli yeni arayışlara yöneltti. Bu merakım giyim tarzım, arkadaşlık çevrem ve hatta odamın dekorasyonu gibi hayatımın birçok alanına yansıdı. Annem de küçük yaşlarımdan itibaren bu ilgimi destekleyerek evimizde değişik renk ve düzenlemeler yapmama olanak tanıdı. Ergenlik yıllarımda ise bu ilgim daha da yoğunlaştı ve odamı kişiselleştirerek kendi tasarım dünyamı oluşturmaya başladım.
Ne tür projeleri tercih ediyorsunuz? Bize tasarım gustonuzdan bahseder misiniz?
Projelerim konusunda bugüne kadar kendime herhangi bir limit getirmedim ancak tasarımlarımda özgür olmama izin veren müşterilerle işbirliği yapmak benim için çok değerli, o zaman gerçekten hissettiklerimi yansıtabildiğimi düşünüyorum.
Proje sürecinde en çok keyif aldığınız anlar hangileri oluyor?
Benim için en büyük keyif, yeni bir tasarım ortaya çıkarmak ve bunu müşterimle paylaşmak. Bilgisayarda çizim yaparken ki o heyecanın yerini başka hiçbir şey tutmuyor ve aynı his, tasarımımı müşterime sunarken de devam ediyor. Müşterimin de benim kadar heyecanlandığını görmek ise tarifsiz bir duygu.
Tasarımını yapacağınız bir mekana girdiğinizde ilk dikkatinizi çeken şey ne olur? Nelere dikkat edersiniz?
Sanırım ışık; bir mekanı en iyi ışık tanımlar. Hem mekanın genel atmosferini belirliyor, hem de kullanıcıyı doğrudan etkiliyor. Işık hatalıysa, yetersiz ya da fazla ise o mekandan keyif alamazsınız.
Konsept oluşturulurken sizin açınızdan süreç nasıl işliyor?
Önce müşterimi dinlerim, söyleyecekleri ya da söylemeyecekleri benim mottom olur. Sonrasında proje için belirlenen yer ve kullanım amacı gibi detaylara yönelirim. Tüm bu bilgileri bir araya getirerek, müşterim için en uygun konsepti oluşturmaya çalışırım.
Projeleriniz genelde Ege Bölgesi’nde. Ege ambiyansının projelerinizde nasıl bir etkisi oluyor?
Ege Bölgesi’nde yetişen yer örtücü bitkilerin hem tropikal hem de kırsal bir havası var. Bu çeşitlilik sayesinde keyif aldığım tarzlarla her iki bitki örtüsünü de kullanabiliyorum. Bu durumun büyük avantaj sağladığını düşünüyorum. Ege’nin neredeyse her yerinde toprak rengi farklılık gösteriyor. Projenin bulunduğu bölgeye göre konseptimi bu tonları kullanarak oluşturmayı tercih edebiliyorum.
Mimari dokunuşlar söz konusu olduğunda esin kaynaklarınız nelerdir?
Çevresi, projenin nerede yer aldığı çok önemli. Bazen çevresine uyumlu, bazen de tam aksine kontrast olmasını isteyebilirim. O zaman tarih içerisinde veya günümüzde yer alan ya da ileride yer alabilecek olan farklı dönemlerin tarzlarından parçalara başvurabiliyorum.
Projenin bulunduğu bölgeye göre tasarım özellikleri nasıl değişiyor?
Dokular, tekstürler, renkler, malzemeler, yapıların konumlandırılması, yapının kullanıldığı mevsim, mevsim koşulları, rüzgârın ve en önemlisi güneşin yönü gibi detaylar, projelerimde her zaman ilk başta düşünülmesi gereken konular arasında yer alıyor ve bunlar her projede mutlaka farklılık gösteriyor.
Şimdi biraz da güzel gelişmelerden bahsedelim. Maison Française Interior Awards 2024 kapsamında Endo Endüstriyel Yönetim Ofisleri projesi ile En İyi Ofis İç Mekan ödülü kazandınız. Bu ödül sizin için ne anlama geliyor?
Öncelikle Maison Française Interior Awards’ın bir yarışma olmaması ve jüri üyelerinin bile açıklanmadığı, bu derece şeffaf ve hiçbir çıkar gözetmeksizin yapılan bir ödüle layık görülmek hayatımda aldığım en paha biçilmez ödül oldu. Elimde ödülümü tutarken bile düşmesin, yoksa yerine bir şey koyamam korkusuyla o kadar sıkı kavramışım ki, tıpkı ‘white knuckle’ denildiği gibi eklemlerim bembeyaz olmuştu. Benim için unutulmayacak bir değer olacak her zaman.
Günümüzde iç mimarlığa karşı bakış açısını nasıl değerlendiriyorsunuz?
İç mimarlık çok yeni bir meslek, Türkiye’de maalesef hâlâ tam imza yetkimiz bulunmuyor, yok sayılıyoruz. Çok yeni ve güncel bir haberle büyük metrajlı projelerde yer almamız şart koşuldu fakat itirazlar devam ettikçe proje yapım süreci hem müşteri hem uygulamacı hem de tasarım ekibi tarafından çok sıkıntılı olacak gibi görünüyor. Şu her şeyi bilen tavrımızı bir kenara koyup ekipçe bir iş yapabilmeyi öğrenmemiz zaman alacak diye düşünüyorum.
“Meslek hayatım boyunca mutlaka tasarlamalıyım” dediğiniz bir yapı var mıdır?
Aslında hep aynı tür projeleri yapmak yerine, her sene yepyeni mekanları ve farklı alanları tecrübe ediyorum. Her yeni projenin benim için bir sürpriz olmasını tercih ederim.
Bir tasarımcı olarak yaptığınız konut, otel, ofis, müze gibi farklı mekanların hangisinde kendinizi daha iyi hissediyorsunuz?
Her bir projeye farklı bir bakış açısıyla yaklaşmak durumundayım. Hepsini farklı yönlerden ele alıyorum. Ancak bittiğinde tümünde ortak olarak görebildiğim bir unsur var, o da hepsinin kullanıcıyı evinde gibi hissettirmesi.
İç mekan tasarımlarında 2025’i domine eden renkler hangileri ve yaşam alanlarımıza nasıl adapte edebiliriz?
Karamel tonları bu aralar çok kullanılıyor; bakır renkler ve sıcak tonlar da bu sene sıkça göreceğimiz renkler arasında olacak. Soğuk grilerden uzaklaşma zamanı geldi artık. Bence ışıklarınızın tonlarıyla oynayabilirsiniz. Kısık ışıkta da kullanabileceğiniz akıllı ev sistemleriyle daha huzurlu bir ortam yaratabileceğimizi düşünüyorum.
2025 trendlerine göre yaşam alanlarımızı nasıl şekillendirebiliriz? Bize herkesin uygulayabileceği tüyolardan ya da mutlaka sahip olunması gereken aksesuarlardan bahseder misiniz?
L koltuklarınızı atın,
TV’lerinizi gizleyin,
Mutfakta yaşam alanı yaratın,
Mutlaka bir duvarı sanat eseriyle doldurun, bu büyük tek bir tablo veya ufak tablolar olabilir ya da sizi mutlu eden bir heykel yerleştirin,
“No Name” sanat eserleri toplayın.
Hayatın Renkleriyle Buluşma: Agathe Berjaut ve Nüanslar
İlham Veren Mutfak Dekorasyon Önerileri
