Biri oyuncu, biri yazar, bir diğeri üzüm erbabı olan üç kadının matruşkayı andıran performansı MonoVino, aşk, şarap ve tiyatroyu bir araya getiriyor.
Hayyam’ın şiirleri gibi sonsuz eserde iç içe geçmiş ortak sözcüklerle anlatılıyor; aşk ve şarap. Hangisi birbirini daha çok besliyor bilinmez. Sözlükleri nerdeyse bir, coşkusu tavan, merakı sonsuz. Yanına bir de sanatın gücü eklenince tarifi imkansız bir seyre dönüşüyor. İşte MonoVino tam da böyle bir şey. Birbirinden yetenekli üç kadının ellerinde arşa uzanan bir coşku seli. Bir yanda Anadolu’nun üzümleri, diğer yanda tatlı bir aşkın heyecanı ve gülümsemeleri birbiri ardına dizen bir performans. Matruşkayı andıran harika bir deneyim için MonoVino’nun bir sonraki etkinliğini kaçırmayın.
Aşkı şarap üzerinden, şarabı aşk üzerinden anlatmak kuşkusuz daha önce yapıldı ama işin içine bir de tiyatro girince bambaşka bir şeye dönüşmüş. En basit haliyle soralım, nedir bu MonoVino? Bir tadım mı, tiyatro mu?
Melis: Bu bir “E) Hepsi”. Hem tadım hem tiyatro ile birleşen bir etkinlik.
Başak: Farklı duyulara dokunan bir deneyim. 70 dakikalık bir yolculuk diyelim.
Projenin çıkış noktası neydi?
Melis: Proje Zeliha’nın fikriydi. Önce biz bir araya geldik, daha sonra ben Başak ile tanışmalarına vesile oldum ve birlikten kuvvet doğdu.
Zeliha: Mesleğim gereği çok fazla şarap yemek eşleşmesine katıldım. Bir süre sonra yeni bir şeye, yeni bir deneyime ihtiyaç duydum. Fikir kafamda belirginleşmeye başladı. İnsanlarla üzüm lezzetlerini tanıştırmak, tattırmak için bir araca ihtiyacımız vardı, bu da tiyatro ile çok mümkün gibi gözüktü bana.
Etkinliğe katılmış biri olarak söyleyebilirim ki, çıkan herkesin yüzünde tatlı bir gülümseme vardı. Monovino bu anlamda ne bırakmak istiyor seyirciye?
Zeliha: Bunun için çok mutluyum çünkü en başından beri planladığım şey tam olarak buydu. Sıcacık olsun, sınırsız olsun istedim. Duygu deneyimine odaklandım. Başak ve Melis de bunun için çok doğru isimlerdi.
Melis: O tatlı gülümseme benim için çok önemli çünkü aynı gülümseme benim de içimde hop oturup hop kalkıyor. Bunu seyirciyle de paylaşabildiğim için çok mutluyum. O tatlı tebessümle akıllarda kalalım, kalpleri çarptıralım istiyorum.
Başak: Bu iş temelinde bir kadın girişimcinin hayali. Onu alıp, en doğru şekilde aktarmaktı en önemlisi sanırım. Melis müthiş bir oyuncu, müthiş bir hikaye anlatıcısı. Onunla bu yolculuğa çıkıp da mutsuz olmak, gülümsememek mümkün değil.
“Flört etmeyen kalmasın istiyoruz, amacımız bu”
Melis’in oyunculuğu sayesinde aşka mesafeli insan bile oyundan tatlı bir flört özlemiyle çıkıyor. Gizli bir planınız mı var?
Melis: Eyvah yakalandık, amacımız tam da bu. Şaka bir yana, aşk insanın kalbini bu denli çarptırabilen yegane duygulardan biri, yaşayabiliyorsak ne mutlu bize. Aslında biz hiç mesafeli değiliz ama hayat bir şekilde bir yerlere mesafe koyuyor. Paylaşım anındaki büyü de o mesafeyi ortadan kaldırıyor. Hep beraber hatırlıyoruz.
Zeliha: Buradan Melis’in oyunculuğunun ne kadar kuvvetli olduğu açığa çıkıyor. Aşkı o kadar güzel anlatıyor ki her oyun ben bile “Aşk lazım” diyorum.
Başak: Flört etmeyen kalmasın istiyoruz, tadım ve anlatı üzerinden amacımız bu. Bir de bu kadar sıcak anlatılan bir hikaye ile belki de o savunma kalkanlarımız iniyordur ve biz de daha cesur bakabiliyoruzdur her şeye. Aşka, flörte, hayata…
Klasik bir tiyatro sahnesinin aksine capcanlı ve etkileşimli, klasik bir tadımın aksine bilgiyi dramayla birleştirerek akılda kalıcı bir performans bu. Nedir bu oyunu bu kadar özel kılan?
Zeliha: Disiplinler arası çalışmamız ve kadınların bir araya gelmesi diyebilirim. Aramızdaki güzel enerji işimize de yansıyor ve hepimizin yenilikçi yapısından kaynaklanıyor bence.
Melis: Sevgi, enerji, herkesin işine aşkla bağlılığı bence de. Buraya bir kalp emojisi.
İzleyicilerden fark ettiğim kadarıyla gelen bir daha geliyor. Bağımlılık yapar mı Monovino?
Zeliha: Sadece yedi gösterim yaptık ve şimdiden tekrar tekrar gelmek istemeleri ve gelmeleri beni jöle kıvamına getirecek kadar mutlu ediyor. Spoiler vermek istemiyorum ama devamı gelecek.
Başak: Bağımlılık yapıyor ve sağlığa zararlı değil. Uzun masalarda birbirlerini hiç tanımayan insanlar oyun çıkışı sohbet etmeye, gülümsemeye başlıyor. İşimizin kolektif yapısı aktarım biçimimize de yansıyor. Birlikte güzel bir deneyim yaşıyoruz, bir yolculuğa çıkıyoruz.
Şarap seçkisi neye göre yapıldı? Neden öküzgözü ve boğazkere?
Başak: Seçkiyi yapan Zeliha. Bana iki şarabın nerelerde karıştığı, nerelerde birbirlerini güzelleştirdiğini anlattı. Ben de bunun üzerine bir şeyler karaladım.
Melis: Çünkü mükemmel bir uyum, tadına doyulmaz bir aşk karışımı bence.
Zeliha: Anadolu’nun kadim üzümleri olan Öküzgözü ve Boğazkere’nin hak ettiği değeri dünya çapında bulması gerektiğine inanıyorum. Biz bu topraklarda yaşıyoruz ve bu üzümler bize onların armağanı. Ona borçluyuz ve Anadolu’nun bize bıraktığı mirası gururla taşıyalım istiyorum.
Merlot ve Shiraz aşkın neresinde duruyor?
Melis: Onlar biraz daha tek iken karakterliler galiba. Yalnız kadın olarak mutlular, elbette vardır içlerinde bir aşk.
Zeliha: Onlar da uluslararası çok kıymetli üzümler. Monosepaj olarak kendilerine aşıklar diyebilirim.
Etkinlik için özel bilekliklerinizden de bahsedelim istiyorum. Bu seramik bilekliklerin hikayesi nedir?
Zeliha: Giriş biletleri için bileklik istiyordum, Melis Antik Yunan’da kullanılan tiyatro biletlerini önerdi. Bu durum Işıl Çelik’le bizi bir araya getirdi; fikirlerimiz, Işıl’ın yeteneği ve profesyonelliği ile birleşince hem bilet hem bileklik tasarımı oluştu. Tiyatro sanatının başlangıcı olarak kabul edilen Antik çağ ruhunu canlandırmak istedik.
Melis: Bileklik tasarımında yer alan tiyatro maskı, üzüm ve asma yaprağı motifleri, tiyatro ve şarap tanrısı Dionysos ile tiyatronun temellerinin atıldığı Dithyrambos Şenlikleri’nden esinle, Antik dönem tiyatro biletleri fikriyle tasarlandı. Işıl tarafından Antik dönem tiyatro bileti üretim teknikleri kullanılarak üretilen el yapımı bilekliklerin arka tarafında sanatçı mührü yer alıyor. Seyircilerde bir hatıramız kalsın istedik, baktıkça bizi hatırlasınlar.
Başak: Hep bir deneyim ve yolculuk diyoruz. Biletinizi kolunuza takıp kemerlerinizi bağlıyorsunuz ve kendinizi uçuşa hazır pozisyona getiriyorsunuz. Gerisini Üzüm ile Tanen hallediyor.
Oyunun ana karakterleri Üzüm ve Tanen’den bahsetmeden bitirmeyelim. Sizce bu aşk hikayesi nereye evrilir? Ve sonsuza kadar mutlu yaşarlar mı?
Melis: Ve sonsuza kadar mutlu yaşadılar… Tanen ve Üzüm’ün enerjileri birbirlerine çok tutuyor. Hayatın içindeki heyecanları onları birbirlerine yaklaştırıyor. Zaten ikisi birbirleri olmadan biraz eksikler. Şimdiyse birbirlerini buldular. Bence sonsuza kadar mutlu yaşarlar ama ben yine de sözü yazarımıza bırakmak istiyorum.
Zeliha: Tanen Üzüm’ün kabuğunda, Üzüm Tanen’i içinde barındırıyor. Et ve kemik gibi ayrılmaz bir bütünün parçaları… Onlar mutlu olmasın sonsuza kadar da kim olsun…
Başak: Nereye evrilecegini göreceğiz. To be continued…
Not: Bir sonraki 17 Mart’ta Beyoğlu Şaraphanesi’nde gerçekleşecek MonoVino’nun gelecek etkinlikleri için Instagram hesabını takip etmenizde fayda var.
