Milanolu mücevher markası Pomellato’nun Değerli Taş Ustası Stefano Cortecci nasıl Güney Amerika’dan Afrika’ya dünyanın dört bir yanını gezip Pomellato koleksiyonları için değerli taşlar peşine düştüğünü anlatıyor.
Mücevhere olan tutkunuz ne zaman başladı?
Babam yaklaşık 30 sene boyunca bir üniversitede jeoloji hocası olarak dersler verdi. Çocukken ben de onun çalıştığı laboratuvarda oyunlar oynar, bolca vakit geçirirdim. Böylece bir şekilde işin içinde büyüyüp sonrasında da jeolog oldum. Fakat bir süre sonra bu alanda çalışıp elimde bir jeolog çekiciyle gezinmek istemediğimi fark ettim. Çok daha farklı bir şeyler yapmak istediğimi sezince doğduğum şehir Pisa’dan ayrıldım ve sonrasında yolum bugün yaptığım işle kesişti, yani mücevherlerle.
Bir arayış içerisinde olmak içten ve ruhtan gelen bir şeydir; yolumun mücevherle kesişmesini de buna bağlıyorum. Ayakkabı, araba ya da giysileri satın alırsınız fakat mücevher biraz daha farklı bence. Taşların geçmişle bir bağı ve hikâyesi oluyor. Bu yüzden değerli taşlarla, mücevherlerle bir ilişki içerisine girdiğinizde, kendi beğeni ve zevklerinize de bir daha özel bir yerde konumlandırmanız, onları adapte etmeniz gerekiyor.
Şu an bir Pomellato butiğindeyiz, burada gördüğünüz her parça işlenmiş takılar, fakat her biri bir zamanlar ham halde, işlenmemiş taşlardı. Tüm bu mücevherlerin bir zamanlar işlenmeden önce nasıl göründüklerini biliyorum; bence işimin en iyi kısımlarından biri bu.
- Sürdürülebilir Mücevher Üretmek: Runda Jewelry Anlatıyor
- Tiffany & Co.’dan Herkes İçin Bir Mücevher Koleksiyonu
- Zamanda İz Bırakan Bir Usta: Avedis Kendir
Koleksiyonlarda kullandığınız taşları nasıl keşfediyorsunuz?
Dünya genelinde çok seyahat ediyoruz. Bir de bu iş için yeteneklerinizin epeyce güçlü olması gerekiyor çünkü mücevherler renkleri, aksanları ve tüm detaylarıyla gerçekten özel parçalar. Tüm bunlarla birlikte güçlü olması gereken bir diğer yanınız ise insan ilişkileri; dünyayı gezip farklı coğrafyalarda, farklı insanlar ve kültürlerle iletişim kurarken buna ihtiyacınız oluyor. Ve belki de en önemli kıstas, koleksiyonlarımızda kullanacağımız taşları keşfederken kim olduğumuzu aklımızda tutmak. Koleksiyonlarımızdaki her bir parça bizi, Pomellato’yu temsil ediyor. Tam da bu yüzden, keşfederken aklımı olduğu kadar kalbimi ve ruhumu da işin içinde katıyorum.
Mücevherle bu kadar iç içeyken sizin için çok özel olan, sürekli taktığınız bir parça var mı?
Daha çok sevdiklerime mücevher almayı seven biriyim; eşime, kızıma, anneme… İnsanları bizim tasarladığımız mücevherleri takarken görmek daha çok hoşuma gidiyor. Daha önce de söylediğim gibi mücevherler özel parçalar, üzerimizde taşıdığımız taşlar bir parçamız haline geliyor.
Pomellato koleksiyonlarından favori parçanızı söyleyebilir misiniz?
Nudo çok ikonik bir koleksiyon, tamamıyla Pomellato’yu temsil ediyor.
Pomellato, koleksiyonlarında “sorumlu altın” kullanıyor. Sizce mücevher sektörü de pek çok sektörde olduğu gibi sürdürülebilir bir yöne doğru ilerliyor mu?
Kesinlikle öyle. Bugünlerde hemen herkes sürdürülebilirlik ve etik kavramları hakkında konuşuyor olsa da, bu kavramlar içinizden bir yerlerden gelmeli. Bu işi yapmayı başlayalı neredeyse yirmi seneyi geçti, o zamanlar sürdürülebilirlik bugünkü gibi konuşulan bir kavram değildi. O günlerde bile Pomellato olarak bizler, işimizi en sürdürülebilir şekilde yapmaya çalışıyorduk. Bu yüzden de sürdürülebilirlik konsepti bizim için oldukça önemli bir yerde duruyor.
Hatta geçen sene de kırık değerli taşlardan tasarladığınız Kintsugi koleksiyonunu duyurmuştunuz…
Kintsugi harika bir projeydi gerçekten. Kırılmış değerli taşlarını Japon geleneğini kullanarak tasarladık, sofistike bir koleksiyon oldu. Kırılmış taşlarla çalışmak pek kimsenin yapabileceği bir yöntem olmasa da, kintsugi ile harika bir koleksiyon ortaya çıkarmış olduk. Hatta şimdilerde pek çok alanda, farklı parçalarla kintsugi konsepti kullanılıyor. Tüm bu özellikleriyle farklı bir koleksiyon oldu Kintsugi.
Biraz da Türkiye’ye gelmek istiyorum… Türkiye’den bildiğiniz değerli taşlar var mı?
Anadolu topraklarından çıkarılan ve oldukça nadir bir taş olan sultan taşını biliyorum. Müthiş klivajı olan ve farklı ışıklarda renk değiştiren bir taş. Gerçekten ilginç bulduğum taşlardan biridir.
Siz ne tür mücevherler takmayı seversiniz?
Ofisimde büyük bir masam var. Bir sürü kristali bu masada saklıyorum. Mücevher takmayı pek sevmesem de onlara dokunmayı seviyorum. Mücevherlerle uğraşmak, onlarla oynamak çok keyifli; çünkü her bir kristal farklı hisler veriyor. Benim için işin en ilginç kısımlarından biri de burası.