Spor tarihinin ikonik aksesuarları arasında Jack Nicklaus’ın kol saati de var. Efsanevi golfçü ve çoğu zaferine eşlik eden Rolex’in öyküsü aslında tesadüf eseri başlamıştı…
Tüm zamanların en iyi golf oyuncusunun kim olduğu tartışması epey sık gündeme geliyor. 1990’larda ortaya çıkıp internet çağında golfün bir numaralı fenomenine dönüşen Tiger Woods bu bahiste adı en sık geçen isim. Tiger’a benzer bir dönüştürücü etkiyi 1950’lerde gösteren Arnold Palmer ile sporun en büyük turnuvaları olan majörleri tam 18 defa kazanmayı başaran Jack Nicklaus da ekseriyetle konuya dahil edilen öteki figürler. Bilhassa da majörler; Masters, Britanya Açık, Amerika Açık ve PGA Şampiyonası’nda gösterdiği inanılmaz performanslar Nicklaus’ı başarı hususunda rakiplerinin bir parça önüne çıkarıyor.
1940 senesinde Ohio’da doğan Jack Nicklaus’ın ne denli müthiş becerilere sahip olduğu sopayı eline ilk kez aldığı çocuk yaşlarda anlaşılacaktı. Üstelik zamanlama açısından da doğru noktadaydı ve golfün o tarihe dek en şaşaalı günleri yaklaşıyordu. Spor dünyasının televizyondaki ilk süper yıldızı olarak kabul gören Arnold Palmer’ın doğal karizması kitleleri arkasından sürüklemeye başlamıştı. Golf hem daha çok takip edilen hem daha kazançlı bir uğraşa dönüşürken Nicklaus ABD’deki en iyi genç oyuncuydu. Henüz amatör turnuvalarla adını duyurmuş ve gelecekteki rakiplerine âdeta gözdağı vermişti. Nitekim profesyonel kariyerinde de kazanılmadık kupa bırakmayacaktı.
Mevzubahis dönemde golfün bilinirliği sadece lokal değil global ölçekte de ivmelenmekteydi. Öyle ki 1960’lardan başlayarak “Büyük Üçlü” olarak anılacak oyuncu grubu şekillenmiş; Arnold Palmer ve Jack Nicklaus’ın yanına Güney Afrikalı Gary Player da katılmıştı. Nicklaus, Golf Digest’a verdiği röportajda “Birbirimizi çok seven iyi arkadaşlardık ama kazanmak ve en iyi olmak için gerekeni de fazlasıyla yapıyorduk” sözleriyle o günleri anımsıyordu. İş turnuvaları ilk sırada bitirmeye geldiğinde içlerinden en iyisi şüphesiz ki Nicklaus’tı. Sarı saçları ve kalıplı fiziği nedeniyle Altın Ayı lakabını almıştı ve seksenli yıllara kadar zirveden inmeyecekti.
Geriye dönüp Jack Nicklaus’ın kupa kaldırdığı, sayısı epey fazla fotoğraf arasında gezintiye çıkmak isterseniz gözünüzün başka bir detaya daha takılması olası. Zira Nicklaus aynı zamanda spor dünyasındaki en şöhretli saatlerden bir tanesinin sahibiydi. Hatta Hodinkee YouTube kanalınının Talking Watches programına konuk olduğu bölümde elli küsur sene kolundan çıkartmadığı Rolex Day Date’in öyküsünü keyifle anlatmıştı:
“Arnold’ın Rolex’le iyi ilişkileri vardı ve Japonya’da turnuva oynarken onun aracılığıyla bir etkinliğe çağırıldık. Katıldığımız için teşekkür mahiyetinde bir de saat hediye etmek istediler ama ben daha önce hiç saat kullanmamıştım. Gary bana, ‘Bunu seç, en iyisi bu’ dedi ve sonraki nisan ayında hediye elime ulaştı. O tarihlerde 300 dolarlık bir saatti ve bir daha asla kolumdan çıkarmadım. Muhtemelen sonrasında kazandığım her turnuvanın kupa töreninde ve çektirdiğim her fotoğrafta taşıdım. Sadece oynarken çantama koyar, sonra tekrar koluma takardım…”
Nicklaus’ın lakabına gönderme yaparcasına uzun yıllar bileğinden ayırmadığı altın Rolex, 2019’da yapılan açık arttırmada 1,2 milyon dolara alıcı buldu. Elde edilen tüm gelirin ünlü golfçü tarafından kurulan çocuk sağlığı vakfına aktarılmasıyla birlikte ikonik saat ve efsane sahibinin birlikteliği de hayırlı amaç uğruna sona erdi. Çok geçmeden aynı modelin siyah kadranlı versiyonunu kullanmaya başlayan Nicklaus’a ilerleyen yaşına rağmen hâlâ bazı turnuvaları yerinden takip ederken rastlayabilirsiniz. Tarihin en iyisi o mu, değil mi muhakkak tartışılır ancak unutulmaz ismin sporuna duyduğu sevgiden ve saatlerine duyduğu bağlılıktan şüphe etmek imkânsız.