Üzerinize kara bulutlar çökmüş olabilir, evet, bazen daha iyi günlerimiz de oluyor… Merak etmeyin, yeniden olacak. İşte izlerken sizi yeniden yaşamın güzelliklerine bağlayacak, dünyanıza güneşler açtıracak o iyi hissettiren diziler.
İtiraf edelim, hepimizin biraz daha iyi hissetmeye ihtiyacı var. Gündelik hayatın dertlerine dalıp bazen öyle bir boğuluyoruz ki, neredeyse nefes almayı bile unutuyoruz. Biraz durup, dinlenmek için de bize nefes aldıran, bazı şeyleri hatırlamamıza yardımcı olan şeylere ihtiyacımız var. Kimi zaman arkadaşlığın gücünü, kimi zaman ailenin sevgisini hissetmek, aslında bir parça kendimize gelebilmek için itici güç olabilecek bazı diziler var. Üstelik izlediğiniz karakterler de aslında kendi yaşamlarımızda karşımıza çıkan, varlıklarından çok mutlu olduğumuz, bizi gülümseten karakterler. Yani, size mutlaka birilerini hatırlatacak. Kara bulutları dağıtmak için hazırsanız, size ilaç gibi gelecek, tabir-i caizse size biraz “pozitif basacak” dizileri sıralıyoruz. Pencerelerinizi biraz açın, kumandanızı hazırlayın.
Kumandalarınız Hazırsa Başlıyoruz
Ted Lasso
Amerikan futbolu antrenörü Ted Lasso’nun ABD’deki işinden kovulması, ardından İngiltere’ye gelerek kötü durumdaki AFC Richmond’u çalıştırmaya başlamasını konu alan “Ted Lasso” 2020-2023 yılları arasında yayınlandı. Başrolünde Jason Sudeikis’in olduğu “Ted Lasso” bugüne kadar içinde Altın Küre ve Emmy’nin de olduğu 34 ödül kazandı. Apple TV’de yayınlanan ve 8.8’lik bir IMDB puanı olan dizi her ne kadar futbolu konu alıyor olsa da hemen “Futbola ilgim yok, neden izleyeyim?” demeyin.
Futbol takımının sahibi Rebeca, sert ama kabuğunun içinde altın bir yüreği olan Roy Kent, koç Beard, takımın yıldızı Jamie Tartt, takımın halkla ilişkiler yöneticisi Keeley benzersiz karakterler. Ana hikâyenin yanında yan hikâyeler de çok güzel akıyor. Ted Lasso ise şartlar ne olursa olsun umudunu asla kaybetmeyen bir antrenör. Kazanmak için birlik olmayı, arkadaşlığın gücünü anlatan dizide komedi ve dram öyle dozunda ki yüzünüzde muhakkak bir tebessüm bırakıyor. İzlemediyseniz ve karanlık günler geçiriyorsanız, mutlaka bu diziye bir şans verin. Pamuk gibi olacaksınız.
The Good Place
Ölümden sonraki hayat kavramına nasıl bakıyorsunuz? Bu konudaki fikriniz ne olursa olsun “The Good Place” size başka bir bakış açısı sunacak. Dizinin yaratıcısı “Parks and Recreation”da da imzası olan Mike Schur. Başrollerinde ise Kristen Bell ve Ted Danson var. Öldükten sonra iyilerin gittiği tarafa gittiğini sanan Eleanor’ın “Hoş geldiniz! Her şey yolunda” yazan bir resepsiyonun önünde bir koltukta oturmasıyla başlayan “The Good Place” cennet-cehennem, iyiler-kötüler, ödüller-cezalar, zebaniler-melekler gibi pek çok konuya parmak basıyor.
Eğlenceli görüntülerle ve ince mizah sosuyla harmanlanan dizinin IMDB puanı 8.2. İyi tarafı, dizinin bir bölümünün 20 dakika sürmesi. Kötü tarafı ise bazı bölümlerde süreklilik sağlanmaması. Yani birkaç bölüm sıkılırsanız hemen kapatmayın. Netflix’te yayınlanan “The Good Place”in ülkemizde çok büyük bir şöhreti yok ama hayatı sorgulayabileceğiniz, kendinizi üzerine düşünürken bulabileceğiniz ilginç bir dizi olduğunu belirtelim.
Schitt’s Creek
İflas eden multimilyoner Johnny’nin karısı Moira, oğlu David ve kızı Alexis ile birlikte sıradan ve küçük bir kasaba olan Schitt’s Creek’e taşınmasını konu alan dizi oyunculukları, prodüksiyonu ve senaryosuyla dünya çapında geçer not almış bir dizi. Schitt’s Creek’i Johnny, oğlunun doğum günü için isminden ötürü, aslında bir şaka olarak satın almış. Aile iflas edince ellerinde bir tek burası kalıyor.
Kanada’da bir yer olarak tasvir edilen kasabaya mecburen taşınıyorlar ve bir türlü alışamıyorlar. Kasaba halkı da onları hiç ciddiye almıyor. Ancak tabii olaylar sonra değişiyor. Dizi bugüne kadar aralarında Critic’s Choice, Altın Küre, Emmy gibi prestijli ödüllerin de bulunduğu tam 65 ödülün sahibi oldu. IMDB puanı 8.5 olan “Schitt’s Creek” sevginin gücünü ve ailenin sıcaklığını merkeze alıyor. Böylece izlerken içiniz ısınıyor. Gerçekten de bazen böyle dizilere ihtiyaç var. Bazı şeyleri hatırlamak için çok geç değil… Diziyi TV+’dan izleyebilirsiniz.
Derry Girls
“Derry Girls” 90’larda Kuzey İrlanda’da siyasi çatışmaların ve Katolik-Protestan savaşlarının orta yerinde büyüyen beş ergenin hikâyesini anlatıyor. İrlanda’da geçtiği için bolca İrlanda aksanı duyacağınız dizide Saoirse-Monica Jackson, Dylan Llewellyn ve Nicola Coughlan başrollerde yer alıyor. 90’larda geçtiği için haliyle hem atmosfer hem de müzikler harika. Elbette The Cranberries’in de payı bunda büyük. Tuhaf ergenler, tuhaf aileleri, gençlik hataları, harika doğa manzaraları eşliğinde geçen bir dizi. Dizideki her bir karakter ayrı bir alkışı hak ediyor. İzlerken hem kafanız dağılacak, hem de ince şakalara bayılacaksınız. Aile ve arkadaşlık bağlarının sıcaklığını hissedebileceğiniz “Derry Girls” hele bir de İngiliz komedilerini ve gençlik dizilerini seviyorsanız size gerçekten iyi hissettirecek. IMDB puanı 8.5 olan diziyi Netflix’te izleyebilirsiniz.
Abbott Elementary
Hepimizin hayatında, öğrencilik yıllarımızı kökünden değiştiren bir öğretmen vardır. Aradan yıllar geçse bile, o öğretmenin hayatımıza nasıl dokunduğunu hatırlar ve gülümseriz. İşte ABD’nin en çok izlenen sit-com’larından biri olan “Abbott Elementary” de kendilerini işlerine adamış, öğrencilerinin yaşamlarına dokunan bir grup öğretmenin hikâyesini anlatıyor. Bunlar, maddi imkansızlıklara rağmen öğrencilerine en iyi eğitimi vermek için çalışıp didinen öğretmenler.
Quinta Brunson’ın hem yaratıcılığını hem de başrolünü üstlendiği dizi, mockumentary olduğu için pek çok izleyici tarafından “The Office”e benzetiliyor. Kör göze parmak olmadan Amerikan eğitim sistemini de eleştiriyor tabii. 2021 yılında başlayan ve halen devam eden “Abbott Elementary”de canlandırdığı Müdire Ava karakteriyle Brunson’un komedi kategorisinde “En İyi Kadın Oyuncu” Emmy ödülünü kazandığını, bu ödülü 40 yıl gibi bir süre sonrasında kazanan ilk siyah oyuncu olduğunu da ekleyelim. Kendisi aynı zamanda 2022 yılında People dergisi tarafından “Yılın İnsanları” listesine de seçilmişti. IMDB puanı 8.2 olan diziyi Disney Plus’ta izleyebilirsiniz.
Superstore
Kıyıda köşede kalmış çerezlik bir dizi istiyorsanız, “Superstore” tam size göre. Başrollerini Ben Feldman’la America Ferrera’nın paylaştığı dizinin IMDB skoru 7.9. “The Office” senaristlerinden Justin Spitzer’in kaleme aldığı “Superstore” adı üstünde bir markette geçiyor. “Amerikan Rüyası” kavramının deyim yerindeyse üstüne basarak onu çiğneyen, aslında kapitalist sistemin insanları ne hale düşürdüğünü anlatan dizi 2015-2021 yılları arasında 6 sezon boyunca yayınlandı. Dizinin izleyicileri, ilk sezonun daha ortalama ama ikinci sezonun beklentileri tam anlamıyla karşıladığı görüşünde. Marketteki müşteri manzaraları da oldukça eğlenceli. Hafif ve iyi hissetmelik bir sit-com olan “Superstore” biraz “The Office”e biraz da “Brooklyn 99”a benzetiliyor. Eğer her iki diziyi de sevdiyseniz, bu dizinin size iyi geleceğini söyleyebiliriz.
Community
Dizi tarihinin en kıymeti bilinmemiş yapımlarından biri olarak tanımlanan “Community”nin kadrosunda Donald Glover, nam-ı diğer Childish Gambino da var. Emmy ve Critic’s Choice ödüllerine, hatta 6 sezon boyunca devam etmesine rağmen reyting sıralamalarında hiçbir zaman çok yükseklerde olmayan “Community”, dizinin yazarı Dan Harmon’ın kendi kolej yıllarındaki deneyimlerinden esinlenerek kaleme alınmış. Arkadaşlık kavramı ve ekip ruhunu çok iyi işleyen “Community”deki karakterlerin hepsinin geçmişine dair pek çok detay izliyorsunuz. IMDB puanı 8.5 olan dizideki konuk yıldızlar da çok iyi. Jack Black, Brie Larson, Betty White, John Goodman, Owen Wilson gibi isimler “Community” dünyasına konuk olarak katılıyor. Cesur bir mizah anlayışı seviyorsanız “Community” size kendinizi çok iyi hissettirecek.
Ghosts
Konusu çok güzel bir diziyle karşınızdayız. IMDB puanı 7.9 olan ve yine kadri kıymeti bilinmemiş olan “Ghosts”. Sam ve Jay adındaki genç bir çift perili bir malikaneye taşınıyor ve orada yaşayan hayaletlerle sıra dışı bir arkadaşlık kuruyor. Bafta ödüllü bir İngiliz dizisi olan “Ghosts”un Amerikan versiyonu da mevcut. Bir Viking, dizanteriden ölen bir subay, 1800’lerde intihar etmiş bir hanımefendi, bir salon şarkıcısı, 80’lerde ölmüş bir İtalyan gibi eğlenceli hayaletlerden oluşan kadroya bayılacaksınız. Tabii bunlar gibi pek çok hayalet de hikâyeye girip çıkacak. 20 dakikalık bölümleriyle izlerken yormayan “Ghosts”un eğer İngiliz mizahı seviyorsanız İngiliz versiyonunu izlemenizi tavsiye ederiz.
Shrinking
Jason Segel’in hem oyuncu, hem senarist, hem de yapımcı olduğu “Shrinking”de başrollerde usta aktör Harrison Ford’u izliyoruz. 2023’te yayınlanmaya başlayan dizi, her ne kadar karısının ölümünün ardından yas tutan bir adamın hikâyesi üzerine başlasa da sonrasında gerçekten iletişim kurmanın, konuşabilmenin, bazı bariyerleri eritebilmenin önemini göstermesi bakımından izleyene keyif veriyor. İzleyenler tarafından “After Life” ve “Ted Lasso”ya benzetilen “Shrinking”in IMDB puanı 8.
Dizinin senaryosu “Ted Lasso”da Roy Kent karakterini canlandıran Brett Goldstein, yine “Ted Lasso”nun yazar ekibinden Bill Lawrence ve Jason Segel tarafından kaleme alınmış. Gerçekten çevremizdeki insanlara güvenmeli miyiz? Yalnızlık sahiden de insana iyi gelmiyor mu? Acıyla yüzleşmek ve onu aşmak için acının içinde bulunmak, üzüntüden kaçmamak doğru mu? İzlerken tüm bu soruları kendinize sorabileceğiniz “Shrinking” günün sonunda size tertemiz bir his bırakacak. Diziyi Apple TV’de izleyebilirsiniz.