Moda Takviminin Vicdanı: Kopenhag Moda Haftası

Cesur stiller, şeffaf tasarımlar ve çevreye duyarlı koleksiyonlar… 2026 İlkbahar/Yaz koleksiyonlarının sergilendiği Kopenhag Moda Haftası, yaratıcılığı sorumlulukla harmanlayarak modanın geleceğini yeniden yazıyor.
Kopenhag Moda Haftası (CPHFW), artık yalnızca trendlerin değil, moda endüstrisi standartlarının da belirlendiği bir platform. Bu sezon, İskandinav yaratıcılığı ile etik inovasyonun buluştuğu bugüne kadarki en güçlü edisyonlardan birine tanıklık ettik.
Kısa adıyla CPHFW, modanın en ileri görüşlü runway sahnesi haline geldi. Sadece sezonluk bir showcase olmanın ötesinde, kendini sektörün vicdanı olarak konumlandırdı: sürdürülebilirliğin, İskandinav estetiğinin ve küresel etkinin kesiştiği bir arena. Moda takviminin ilk durağı olan Kopenhag, yalnızca yeni trendleri ortaya koymakla kalmıyor, aynı zamanda modanın geleceğini şekillendiren framework’ü de çiziyor. Çevreye duyarlı pratikleri ve zahmetsiz Scandi minimalism’iyle “beşinci moda haftası” unvanını fazlasıyla hak ediyor.


2026 İlkbahar/Yaz edisyonunun sergilendiği Kopenhag Moda Haftası, şehrin enerjisini zirveye taşıdı: 35 defile, 9 sunum, 60’tan fazla etkinlik, 16 yaratıcı hub etkinliği ve 5 özel konuşmayla rekor kırıldı. Yalnızca yeni estetik vizyonların değil aynı zamanda belirsizliklerle dolu küresel ortamda umudun, topluluk ruhunun ve dayanışmanın da sahnesi oldu.


Şüphesiz Kopenhag Moda Haftası’nın en dikkat çekici yeniliklerinden biri, ilk kez hayata geçirilen Guest Slot uygulamasıydı. Bu onur, romantik ve heykelsi silüetleriyle tanınan Cecilie Bahnsen’e verildi. Bahnsen’in 10 yıllık yaratıcı yolculuğunu kutlayan koleksiyonu, duygusal zarafetin ne kadar güçlü bir ifade biçimi olabileceğini kanıtladı. Bunun yanı sıra Kettel Atelier’in el işi detayları, Rabens Saloner’in bahar esintili yeşil paleti, Caro Editions’ın vintage esintili romantizmi, Skall Studio’nun katmanlı şıklığı ve Taus’un upcycled parçaları Kopenhag podyumlarına derinlik kattı.


Çevreye duyarlı pratikleri ve zahmetsiz Scandi minimalism’iyle “beşinci moda haftası” unvanını fazlasıyla hak ediyor.
Royal Danish Academy mezuniyet defilesi ise adeta bir yaratıcılık patlamasına dönüştü. Genç tasarımcılar, geleneksel el sanatlarını, kültürel referansları ve queer tarihini işledikleri tasarımlarıyla sahneyi dönüştürdü.


CPHFW’nin küresel moda sahnesindeki asıl farkı ise 2020’de yürürlüğe giren zorunlu sürdürülebilirlik standartları. Dünyada ilk kez bir moda haftası, markalara bağlayıcı kriterler getirdi: koleksiyonların en az yüzde 60’ının geri dönüştürülmüş veya sertifikalı materyallerden üretilmesi, tek kullanımlık plastiğin yasaklanması, tasarımların tamir edilebilir ve geri dönüştürülebilir olması, şeffaf iş gücü politikaları ve “fur-free” prensibi. Artık bunlar isteğe bağlı birer ideal değil, katılım için tartışılmaz kurallar.


Bu tavizsiz yaklaşım, Kopenhag’ı yalnızca modanın değil, etik modanın da merkezi yaptı. Cecilie Thorsmark’ın vizyonu, Londra’dan Berlin’e, Amsterdam’dan Paris’e birçok moda başkentini etkiledi. Bugün Londra’nın NEWGEN programı ya da Berlin ve Amsterdam’ın çevresel politikaları, CPHFW’nin açtığı yoldan ilham alıyor. Özellikle Z jenerasyonu ve genç kuşak, şeffaflık ve özgünlük arayışıyla bu liderliği güçlü bir şekilde destekliyor.


Zamanlaması da büyük bir avantaj. Ağustos ve Ocak aylarında gerçekleşen CPHFW, New York, Londra, Milano ve Paris defilelerinden önce sahne alıyor. Bu erken açılış, ona hem trend belirleyici bir güç kazandırıyor hem de daha samimi, topluluk odaklı bir atmosfer yaratıyor. Burada odak, statüden çok ortak amaç, rekabetten çok işbirliği.


Ve elbette Kopenhag’ın dünyaya armağan ettiği imza stili: “Copenhagen Look”. Cesur renkler, eğlenceli desenler, konforlu siluetler ve yaratıcı katmanlar; çabasız şıklığı yeniden tanımlıyor. Fransız danteli sweatshirt ya da denimle kombinlenebiliyor.


2026 İlkbahar/Yaz trendlerinin bu estetiği daha da ileri taşıdığı kesin: sheer layering, cesur çizgiler, dantel ve crochet detaylar, oversized çantalar, ipek eşarplar ve flip-flop’lar. Pastel bir renk paleti, canlı kırmızılar ve 80’lerin yeniden doğuşu, İskandinav minimalizmini eklektik bir enerjiyle buluşturdu. Puantiyeler yeniden sahnede—ve bu kez daha büyük. Heykelsi aksesuarlar, grandma-core detaylar ve gender-fluid tasarımlar ise sezonun must-have’leri arasında.


Chanel 2025/26 Koleksiyonunda Moda Senfonisi
Moda Tarihinde Bir Dönüm Noktası: Charles Frederick Worth
Zarafetin Direnişi: 2025 Sonbahar/Kış Paris Haute Couture Moda Haftası
