Galataport Istanbul CEO’su ve Doğuş Perakende Yönetim Kurulu Üyesi İlhan Sipahi ile bir araya gelerek kariyerini ve bir gününün nasıl geçtiğini konuştuk.
İlhan Sipahi’yi uzun yıllardır saat dünyasındaki başarılı kariyeriyle tanıyoruz. Ancak Sipahi’yle bu sefer yalnız saatleri değil, iş ve yaşam sırlarını konuşmak için bir araya geldik. Galataport’un huzur veren Boğaz manzarasına karşı İlhan Sipahi’nin iş yaşamındaki başarısının sırlarını, rutinlerini ve tabii ki saatleri konuştuk.
24 Saat
Güne nasıl başlıyor?
07:30’da kalktıktan sonra ilk iş, duş alıp kahvemi demliyorum. Sabah uyanır uyanmaz kahve içmek güne zinde başlamamı sağlıyor.
09.00
İşe gelince önce ajandamı kontrol ediyorum. Program ve toplantılarımı önden belirlemek, günümü verimli kullanmamı sağlıyor. Hemen ardından onay vermem gereken konular için imzalarımı tamamlıyorum. Sonrasında maillerimi kontrol ediyor, ardından da rutin işleri ve saha gezilerimi yapıyorum.
12.00
Öğle yemeğini hangi saatte ve nerede yediğim toplantı ve iş akışına göre değişebiliyor. Fakat her daim glutensiz ve sağlıklı yiyecekler tüketmeye özen gösteriyorum.
14.00
Yemeğin ardından ekiple bir araya geliyoruz, akabinde tekrar sahaya dönüp mağazalarla görüşüyor ve genel saha kontrolünü yapıyorum.
Gün sonu
Ofisten çıkış saatimin çok değişken olduğunu söyleyebilirim. Önceliğim her zaman hemen eve dönmek.
19.00
Genelde iş yoğunluğu sebebiyle akşamları sakin geçirmeyi tercih ediyorum. Evde müzik ve puro ikilisi, bana en keyif veren kaçamaklardan oluyor.
Uyuma
İşten saat kaçta dönersem döneyim, evde biraz zaman geçirmeye özen gösteriyorum. Genelde gece yarısından evvel uyumam.
İş ve Yaşam Sırları
Galataport, şehrin en dinamik noktalarından biri. Burada zaman misafirleriniz ve sizin için nasıl geçiyor?
Hafta içi ortalama 30 bin, hafta sonları ise 50 binden fazla kişinin ziyaret ettiği çok yönlü bir mahalle Galataport. Sadece bir alışveriş merkezi ya da yeme-içme alanı değil, aynı zamanda İstanbul Modern ve İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’yle içinde kültür barındıran bir alan. Dünyanın en güzel manzaralarından birine ve sahil boyunca uzun bir yürüyüş yoluna sahip. Tüm bu dinamikleriyle Galataport’ta geçirilen zaman oldukça zengin ve dolu dolu oluyor. Uzun yürüyüş yolu, yeme-içme mekânları ve kültürel etkinlikleriyle Galataport’taki hayat buraya sığmayacak kadar büyük aslında. Paket Postanesi’nde de yine çok büyük yenilikler var.
Yeni mağaza açan markalarımız ile birlikte Paket Postanesi artık çok daha aktif, hepsinin ayrı ayrı etkinlikleriyle her gün farklı deneyimler yaşanıyor. Kış aylarında sıcak atmosferiyle alışveriş için insanların özel olarak geldiği bir mekân haline geldi. Keza atölyeler, sergiler de yine Paket Postanesi’nde hayli ilgi görüyor. Tarihi Paket Postanesi’nin, 2025 yılının en çok ziyaretçi alan mekânlarından biri olacağını söyleyebiliriz.
Bir liman olarak şehrin ekonomisine katkı sunan bir yanı da var Galataport’un…
Kesinlikle. Yıllık olarak yaklaşık 500 bin yolcu ağırlıyoruz. Geçen sene iki yüze yakın kruvaziyer gemisi ziyaret etti; bunlarla birlikte 500 bine yakın turist geldi. Şöyle ki; Türkiye’ye gelen ortalama bir turistin harcamasına 100 dolar desek, buraya gelen turistin harcaması 200 ila 500 dolar arasında değişiyor. Buradaki yolcu akışı ekonomiye büyük katkı sağlıyor. Çok büyük bir gelir kapısı ve inanılmaz bir turist sayısı var. Günün sonunda İstanbul turizminin tam ortasındayız.
Bu yoğun tempoda stresinizi atmak için ne yaparsınız?
Çok sevdiğim müzikleri dinlerim. Purom da bu keyifli dakikalara eşlik eder.
Günün en sevdiğiniz saati?
Eve vardığım zaman. Kendimi en iyi hissettiğim yer evim oluyor. Daha önce de söylediğim gibi eve gittiğimde mutlaka bir puro içerim. Bir de geçmiş yıllardan kalan bir alışkanlığım var; eskiden D Saat için marka yüzleri seçerdik, ben de uygun isimleri dizilerden keşfetmeyi severdim. Bugün hâlâ Türk dizilerini izlemeyi severim. Eğer sevdiğim bir dizi yoksa keyfimi yerine getirecek filmler izlemeyi tercih ederim. Gün içinde gerçekten çok yoğun bir tempoyla çalışıyoruz, o yüzden rahatlatıcı bir şeyler izlemeyi tercih ediyorum.
“Kimi zaman koşullar istemediğimiz yerlerde çalışmamızı gerektirebilir, yine de kabuğu kırmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Siz bu adımı attığınızda hayat sizi ait olduğunuz yere götürüyor.”
İstanbul’un trafiği ve kaosundan kurtulma metodunuz nedir?
Deniz yolu, trafiği ve kaosu atlatmama yardımcı oluyor. Marmaray’ı da uygun saatlerde kullanabiliyorum.
Gençlere yönetici olmakla ilgili en önemli öğüdünüz?
Benim gençliğim ve bugünün gençleri arasında büyük bir uçurum var. Ancak ne olursa olsun önerim, adil olmak ve ait olmadığınızı hissettiğiniz bir yerde bir dakika dahi durmamak olur. Kimi zaman koşullar istemediğimiz yerlerde çalışmamızı gerektirebilir, yine de kabuğu kırmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Siz bu adımı attığınızda hayat sizi ait olduğunuz yere götürüyor.
İşinizde kişisel olarak en güçlü yanınız nedir?
Hislerime çok güvenirim.
Bugüne dek konaklamayı en çok sevdiğiniz şehir / otel neresi oldu?
Cenevre, La Reserve.
İş-hayat dengesini sağlama yönteminiz nedir?
Kendime zaman ayırarak iş-hayat dengesini kuruyorum. Sık sık kısa süreli tatiller yapmak iş motivasyonumu artırıyor, böylece kendime vakit ayırıyorum.
Sizi aynı zamanda uzun yıllardır saat sektöründen de tanıyoruz. Türkiye’de saat sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Saat sektöründe son 10 yılda grafik oldukça yukarıya doğru hareketlendi. Lüks dünyasının nabzını tutan en önemli sektörlerden biri saat sektörü diyebiliriz. Öte yandan, pandemi sonrasında yaşanan ivmeden de bahsetmek gerekir. Salgınla birlikte diğer sektörlerde olduğu gibi saat sektöründe de satışlarda bir artış gözlemlendi, her şeyin normale dönmesiyle tüketim alışkanlıkları yeninden şekillendi ve bu ivme düştü. Ancak yine de saat sektöründe bir düşüş olduğunu düşünmüyorum, bir normalleşme yaşandığını söylemek daha doğru.
Türkiye’de müdavimi olduğunuz restoranlar ve mekânlar nereleri?
Galataport Liman İstanbul ve Marmaris Keçi Adası.
Bir koleksiyonunuz var mı, yapsanız neyin koleksiyonunu yapardınız?
Belli bir koleksiyonum yok; fakat bu aralar plak biriktirmeye başladım, sanırım kendime yetecek kadar bir plak koleksiyonu ortaya çıkacak.
Saat koleksiyonunuz var mı peki?
7-8 kadar saatim var, hepsinin benim için ayrı bir önemi var. Bunlardan biri de, Quadran’ı kurduktan üç sene sonra Doğuş Grubu’na devretmiştim, o zaman da Arnold & Son’la işbirliğinde limitli bir Quadran Edition modeli yapmıştık. Markam açısından özel bir saatti. 6 adetle limitli üretmiştik, 1 numaralı olanı hâlâ saklıyorum.
Sizin için yeri ayrı olan bir saat var mıdır?
Bir Zenith saatim var, Defy Extreme. Damas’ta çalışırken çok beğenerek sattığım bir saatti; ancak o zamanki ekonomik gücüm o saati almaya pek müsait değildi. Sonra kendi işimi kurduğumda ilk o saati almıştım.