Zamansız, Cesur, İkonik: Valentino Kırmızısının Yolculuğu
1959’da sahneye çıkan “La Fiesta” elbisesinden günümüze kadar uzanan Valentino kırmızısı, bu kez 50’den fazla ikonik tasarım ve çağdaş sanat yapıtlarıyla Horizons | Red sergisinde.
Birkaç ay önce Valentino, modaevinin kalbi olan Roma’daki Piazza Mignanelli’de yeni bir başlangıç yaptı. Fondazione Valentino Garavani e Giancarlo Giammetti, Piazza Mignanelli 23 numarada PM23 adını taşıyan kültür merkezini açarak güzelliğin mirasını korumak, yüceltmek ve paylaşmak için kalıcı bir alan yarattı. Valentino atölyesinin hemen yanında ve İspanyol Merdivenleri’ne birkaç adım mesafedeki bu mekân, Horizons | Red adlı açılış sergisiyle perdelerini araladı.

Valentino Garavani için kırmızı hiçbir zaman yalnızca bir renk olmadı. 1959’daki ilk defilesinde sahneye çıkan ateş kırmızısı “La Fiesta” elbisesinden 2008’deki veda defilesine kadar kırmızı onun imzası, hatta kimliği oldu. Zamanla öyle ayırt edici bir tona dönüştü ki, sonunda “Valentino Kırmızısı” adıyla Pantone tarafından ölümsüzleştirildi. 66 yıl sonra, bu renk yeniden sahneye çıkıyor, hem de her şeyin başladığı yerin birkaç metre ötesinde.

Modayla Sanat Arasındaki Diyalog
Küratörlüğünü moda tarihçisi Pamela Golbin’in, sanat seçkisini ise Anna Coliva’nın üstlendiği sergi, 80 başyapıtı bir araya getiriyor: Valentino’nun arşivinden 50 ikonik kırmızı elbise ve 30 çağdaş sanat eseri. Çoğu Roma’da ilk kez sergilenen bu işler, moda ve sanat arasında güçlü bir köprü kuruyor.

Altı salona yayılan ve beş tema etrafında kurgulanan sergi (Güzelliğin Yörüngesinde Kırmızı; Kırmızının Yüzeyi, Kırmızı ve Kimlik, Duygusal Manzaralar ve Bir Düş Ufku) olağanüstü bir görsel ve duygusal yolculuk sunuyor.

Öne çıkan eşleşmeler arasında 1959 koleksiyonundan tül bir elbiseyle Cy Twombly’nin “Untitled” (2008) eseri; 2008 İlkbahar/Yaz koleksiyonundan sırt dekolteli bir kreplerle Clyfford Still’in “PH-387” (1955) tablosu; Francis Bacon’ın “Sand Dune” (1983) resmiyle karşı karşıya gelen balon etekli tafta elbise; Louise Bourgeois’nin çarpıcı “10am Is When You Come To Me” (2006) yapıtıyla Valentino’nun kırmızı sütun elbiseleri.
Tarihin Kırmızı İpliği
Kırmızı, insanlığın yarattığı ilk pigment ve binlerce yıldır güzellik, güç, kimlik ve duygu sembolü. Valentino içinse bir kader; o tek bir renk üzerine böylesine bütünlüklü bir yaratıcı dil kuran tek couturier.


“Elbiseler ve sanat eserlerini yan yana görmek beklemediğimiz duyguları uyandırdı,” diyor Giancarlo Giammetti. “Bize güzelliğin ne kadar zamansız olabileceğini, yaratıcılığın ise on yıllar boyunca nasıl konuştuğunu hatırlattı.”

Bir Misyon Olarak Güzellik
Sergi yalnızca Valentino’nun kariyerine bir saygı duruşu değil, aynı zamanda vakfın geleceğe dair vizyonunun da bir yansıması. Valentino ve Giammetti, “Vakıf güzellik sevgimizden doğdu,” diye açıklıyor. “Onun insan hayatını dönüştürme, yüceltme ve kalıcı izler bırakma gücüne inanıyoruz.”

Pamela Golbin, 2008’de Musée des Arts Décoratifs’teki efsanevi “Valentino: Themes and Variations” sergisinde de küratördü. Bu kez arşive geri dönerek 50 elbiseyi tek tek seçmiş, titizlikle restore ettirmiş ve onlara yeni bir hayat vermiş.

Roma’nın Yeni Kültür Mabedi
PM23 ise bir zamanlar Vatikan’a bağlı bir okul ve matbaa olarak kullanılan yapıda hayat bulmuş. Yenilenmiş ihtişamıyla, yalnızca sergilere değil, söyleşilere, atölyelere ve disiplinler arası etkinliklere ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.
PAIN: New York’un Statü Takıntısının Acımasız Aynası