Nocturne CEO’su Can Tarlan henüz 24 yaşındayken kurduğu markasını ve bir gününün nasıl geçtiğini anlatıyor.
Son yıllarda adından söz ettiren başarılı Türk moda markalarından Nocturne’un yolculuğu 2014’te, o zamanlar henüz 24 yaşında olan Can Tarlan’ın girişimiyle başlıyor. On yılı aşkın bir süredir moda dünyasında kendinden emin adımlarla ilerleyen markanın arkasındaki isim Tarlan’la bir araya gelerek bir gününün nasıl geçtiğini ve iş yaşamındaki sırlarını konuştuk.
24 Saat
Güne nasıl başlıyor?
Sabahları 06.30 da kalkar, haftada 2-3 yürüyüş yapar veya o günkü programıma göre tenis oynarım.
09.00
En geç 08.30 gibi ofiste olurum. Gider gitmez çalışma arkadaşlarımla odalarında mesai öncesi sohbet ederim, sıklıkla güncel haberlerden konuşuruz.
12.00
İlk öğünümü 13.30’da yer, genelde aralıklı oruç diyetini uygulamaya gayret gösteririm. Öncelikle protein tüketmeyi tercih ederim. Bir toplantım ya da misafirim yoksa öğle yemeğimi tek başıma yerim. Ofisime yakın olduğu için Isola’da bir şeyler yemeyi de seviyorum.
14.00
Sabahları rutin işlerle ilgilendiğimden, öğle vakitlerinde haftalık toplantılara veya yeni projelere kafa yorarım.
16.00
Saat farkından dolayı öğleden sonra 16.00-17.00 gibi yurt dışı ekiplerimizle online toplantıda bir araya gelmeye çalışırım. Operasyonel süreçler ve genel satış durumları hakkında bilgi alırım.
19.00
19.00 gibi çıkış yaparım. İkinci öğünümü 19.30 civarı yerim genelde, hava güzelse günün stresini atmak için sahilde zaman geçiririm. Akşamları herhangi bir rutinim yok, eğer evdeysem yemekten sonra televizyon seyreder, köpeklerimle zaman geçiririm.
Uyuma
Erken yatma konusunda çok başarılı olduğumu söyleyemem, çoğunlukla 01.00 sularında uyuyorum.
İş ve Yaşam Sırları
Sizin zaman yönetimi metodunuz nedir, zamanı nasıl verimli kullanırsınız?
O an ele alınan konuyu hemen çözümlemek isterim, sonraya bırakınca konuların uzamasını faydasız buluyorum. Belli bir sürede halledebileceğimiz meseleleri saatlere ya da günlere yaymayı zamanı öldürmek olarak görüyorum. “Hemen-şimdi” özellikle işle alakalı konularda benimsediğim bir metottur.
Günün en sevdiğiniz saati?
Akşamüzeri, tam da güneşin batmakta olduğu saatler.
Stresinizi atmak için ne yaparsınız?
Genelde iki haftada bir hafta sonu kaçamağı yapar, doğa ile iç içe zaman geçirmeyi, mevsim uygunsa denize çıkmayı veya ormana gitmeyi tercih ederim. Doğanın iyileştirici bir gücü olduğuna inanıyor ve bundan sıklıkla faydalanıyorum.
İstanbul’un trafiği ve kaosundan kurtulma metodunuz nedir?
İstanbul’un trafiğinden kurtulmanın pek mümkün olmadığını, bununla yaşamaya alışmak gerektiğini düşünüyorum. Genelde gittiğim yerler ya da toplantılarım ev ve iş güzergahımda oluyor. Trafik saatlerinde yola çıkmamayı da tercih ediyorum tabii.
Gençlere yönetici olmakla ilgili en önemli öğüdünüz?
Hayatın içinde sonsuz bir öğrenme halindeyiz. Yaşımız kaç, tecrübelerimiz neler olursa olsun, sürekli öğrenmeye devam ediyoruz. Verebileceğim en büyük tavsiye, hiçbir zaman “oldum” dememeleri. Bir konfor alanı yaratıp, içine kendilerini hapsetmesinler. Her türlü yenilik ve bilgiye açık bir şekilde, öğrenme halini sürdürsünler. Çalışma hayatında ekip olmanın ve insan ilişkilerinin hayati önem taşıdığını da unutmasınlar.
“Belli bir sürede halledebileceğimiz meseleleri saatlere ya da günlere yaymayı zamanı öldürmek olarak görüyorum. ‘Hemen-şimdi’, özellikle işle alakalı konularda benimsediğim bir metottur.”
İşinizde kişisel olarak en güçlü yanınız nedir?
Empati yeteneğim diyebilirim. Karşımdaki kişinin yorumunu, o yorumun sebebini ve önerdiği çözümü çok iyi gözlemlerim. Kendi sistematiğim çerçevesinde değerlendirir ve ona göre bir sonuç çıkarırım.
Bir koleksiyonu yaratma sürecinden bahsedebilir misiniz?
Her koleksiyon bir hayal, bir düşünce ile başlıyor. Sonra onu sağlam zeminlere oturtarak bir hikâye oluşturuyoruz. Genellikle 10 ayrı gruptan meydana geliyor sezon koleksiyonlarımız. Ardından o hayale ulaşabilmek için bir kumaş ve o kumaşa uygun bir kalıp çıkarılması gerekiyor. Önce grup tamamlanıyor, grupların oluşumu ile koleksiyonumuz ortaya çıkıyor.
Nocturne’ü üç kelimeyle nasıl tanımlardınız?
Cesur, özgüvenli ve dikkat çekici.
Hafta sonu için vazgeçilmez aktiviteniz nedir?
Mümkün olduğunca seyahat etmek, yeni yerler ve lezzetler keşfedip kaliteli vakit geçirmek.
İş-hayat dengesini sağlama yönteminiz nedir?
Seyahatler sırasında hem kendimi çok farklı açılardan besliyor hem de dinlenme imkânı buluyorum, bu da iş-hayat dengesini yakalamama yardımcı oluyor.
Türkiye’de müdavimi olduğunuz restoranlar ve mekânlar nereleri?
Bysteak’i evime yakınlığı sebebiyle sıklıkla tercih ediyorum. Dışarıda planlanan bir toplantı ya da arkadaşlarla buluşmak için Delicatessen ilk seçimim oluyor genellikle. Şehir dışındaki favorimse Manzara Söğüt Restoran.