Miuccia Prada’nın kafasından geçenleri pratiğe dökmesi, hem tüketiciler hem de moda sektörü adına yıllardan beri süregelen bir deneyim. Çok değil, geçtiğimiz haftalarda dijital platformlarda yayınlanan, Raf Simons’ın da işin içine dahil olduğu Prada koleksiyonu, bu tezimizin sağlamasını yapan türden.
Birkaç gün önce yayınlanan Miu Miu defilesi mevzu bahis olduğunda da aynı durum geçerli. “Dağlarda gezinmeyi çok seviyorum, hava şartları kötü olduğunda bu oldukça zor bir aktivite halini alıyor” diyen Prada, Miu Miu Sonbahar/Kış 2021 koleksiyonunda bu zorlu yolculuktan ilham alıyor. “Geçen zaman içerisinde karlarla kaplı dağlarda yürümenin zorlu olmaktan ziyade, cesareti içerisinde barındırdığını fark ettim. Önemli ve zor olanı başarma isteğiyle birlikte gelen cesaret…” diyen Miuccia Prada’nın en büyük cesaret örneği, iç ve dış mekan arasındaki geçirgenliği artırması oluyor.
İtalya’da Cortina d’Ampezzo’da gerçekleşen tanıtımda, özellikle son bir yıl içerisinde evde kaldığımız süreçte hayatımızın her anına entegre olan ev giyim parçalarının metamorfoza uğrayarak dış giyime kaydığına tanıklık ediyoruz. Kayak kıyafetlerine dahil olan saten detaylar, ince ip askılar ve madalyonun öteki tarafında ev hayatına dahil olabilecek tüylü, yapay kürklü parçalar dikkat çekiyor. Koleksiyonun devam eden pandemik krizden de etkilendiği, aynı zamanda maske olarak da kullanılabilen balaklavalardan belli oluyor.
Miu Miu Sonbahar/Kış 2021 koleksiyonu, Prada’nın sözlerinden alıntı yapacak olursak, cesaret gerektiren ve seksi bir kürasyon olarak görsel hafızamıza şimdiden kazındı. Kış aylarında hala pandemik krizin etkisinde olur muyuz, bilemiyoruz lakin, bu koleksiyonun etkisinde olacak bir moda sektörü tahayyül edebiliyoruz.