Dünyaca ünlü kâşif Mike Horn, 20 yılı aşkın süredir keşfin ve maceranın sınırlarını zorluyor. Horn’un bu yoldaki destekçilerinden biri ise çevre duyarlılığıyla tanıdığımız saat markası Panerai. Mike Horn ile keşif yolculuklarını ve Panerai ile projelerini konuştuk.
Keşif dünyasının en bilindik isimlerinden birisiniz. Nasıl başladı yolculuğunuz?
Macera yolculuklarına çıkmak bir seçimden çok çağrı gibiydi benim için. Bilinmeyenin verdiği heyecan ve tehlikeyle dans beni genç yaşlarımdan beri manyetik bir çekim gücü gibi büyüler. Bu dünyaya girdikçe fark ettim ki gerçek macera arazide değil, zorlukların ortasında insanın kendini keşfetmesinde saklı.
Bu dünyaya girdikçe fark ettim ki gerçek macera arazide değil, zorlukların ortasında insanın kendini keşfetmesinde saklı.
Çıktığınız keşif yolculukları sayesinde doğayı gözlemleme fırsatınız oluyor. İklim değişikliği hakkında ne düşünüyorsunuz?
Doğa benim en büyük öğretmenlerimden biri oldu hep; ancak yolunda gitmeyen şeyler var ne yazık ki. Uzun yıllardır doğadayım, kimi zaman iklim değişikliğinin getirdiği güç fark edilir değişimlere kimi zamansa daha gözle görülür, büyük değişimlere şahit oldum. Doğanın bir zamanlar öngörülebilir olan ritimleri artık düzensiz. Bu da gezegenimizi ayakta tutan hassas dengeyi korumak için kolektif eyleme duyulan ihtiyacı gösteriyor.
Bu yolculuklarda bugüne kadar karşılaştığınız en tehlikeli durum ne oldu?
2019’da Kuzey Kutbu’na yaptığım son sefer sırasında böyle bir an oldu. Arktik çevresinde eriyen buzların ortasında, deniz buzu üzerindeki Arktik Okyanusu’na geçişimiz bir dayanıklılık testine dönüştü. Son düzlükte ince bir buz parçası altımdan kayarak beni buzlu bir uçuruma sürükledi. Bu kıl payı oluşan kaza, doğanın dengesinin bozulmasının sonuçlarından biriydi.
Bu ekstrem koşulların size nasıl bir felsefe kazandırdı?
Hem zihinsel hem de fiziksel sınırları zorlarken basit ama derin bir felsefeyi benimsemeye başladım: Uyum sağla ya da yok ol. Bu, yalnız dış etmenleri fethetmekle ilgili değil, içimizdekilerle de ustalaşmakla ilgili. Her aksilik gelişmek için bir fırsattır.
20 yılı aşkın bir süredir Panerai’nin marka elçisisiniz. Bu işbirliğinde yaşadığınız en unutulmaz an ne oldu?
Panerai, son 20 yıldaki yolculuğuma tanık oldu. Birlikte unutulmaz anlardan oluşan bir duvar halısı ördük, keşiflerimin ve Panerai yeniliklerinin zirvelerini paylaştık. Panerai ilk günden beri yanımda, yalnız projelerimi şekillendirmekle kalmadı, aynı zamanda dönüştüğüm kişiye de katkıda bulundu. İşbirliğimizin silinmez anlarından biri, Panerai’nin Submersible Ecopangaea Tourbillon GMT ve Submersible EcoTitanium saatleriyle bağlantılı özel Arktik keşif gezisi sırasında içgörülerimi ve mesajlarımı paylaşma ayrıcalığıydı. Lüks bir saat markasının böylesine etkili çabalara gönülden katıldığına tanık olmak çok yüreklendirici.
İnanın, disiplinli olun ve kendinizi çevre projelerine adayın.
Zaman tehlikeli durumlarda her zamankinden farklı mı akıyor? Panerai zaman testinin üstesinden geldiğini ve zorlu koşullarda dayanıklılığını kanıtladı mı?
Saatteki materyaller dayanıklılığınızı test ettiğinde ve zaman farklı bir ritme büründüğünde, saatiniz bir aksesuardan fazlasına dönüşüp dayanıklı bir yol arkadaşı haline geliyor. Saatlerin büyüsü de burada aslında. Panerai dünyasında saatler sadece zamanı tutmuyor; en çetin zorluklara karşı hassasiyet ve cesaretle dayanmak için üretiliyorlar. Gerçekten de Panerai, günümüzün “Modern Kahramanları” için hayatta kalma araçlarından biri.
Favori Panerai saatiniz?
Her bir Panerai benim için çok kıymetli, bu yüzden seçmesi zor; ancak Luminor Arktos PAM00092 bu saatlerden biri olabilir. Aşırı soğuk ve kutup manyetik alanları için özel mühendisliğiyle Arktik keşif gezilerim sırasında kıymetli bir yol arkadaşı oldu. Ve bir de kodladığımız son saat Submersible Ecopangaea Tourbillon GMT PAM01108 var. Saat, yelkenli gemim Pangaea’nın geri dönüştürülmüş tahrik miliyle tasarlandı. Düşünün 15 yılı aşkın süredir birlikte olduğum gemiden bir parça taşıyor, benim için çok anlamlı bir saat.
Şu anki projeleriniz What’s Left ve Pangaea X’den bahsedebilir misiniz?
What’s Left’te, kariyerim boyunca gezdiğim önemli yerleri yeniden ziyaret ederek zamansız bir anlatı oluşturuyorum. Panerai’nin desteği ve sağladığı ekipmanlar bu dört senelik keşif gezisi için çok önemli bir yerde duruyor. Pangaea X ise gelecek nesli cesaretlendiren, ilham veren ve destekleyen bir platform halinde. Uygulamalı deneyimler ve bilgi aktarımıyla çevre bilincinin gelişmesini hedefliyoruz. Pangaea ile vermek istediğim asıl mesaj: İnanın, disiplinli olun ve kendinizi çevre projelerine adayın.