Panerai CEO’su Jean-Marc Pontroué ile markanın 2023 yeniliklerini, İtalyan köklerini ve limanlarından biri İstanbul olmak üzere büyük bir tur için yelkenlerini açacak Eilean’ın hikâyesini konuştuk.
Saatçiliğin en büyük fuarı Watches and Wonders’ı geride bıraktık. Panerai için fuar nasıl geçti?
Bu sene fuar her zamankinden daha sürükleyici ve ilgi çekici oldu. Saat severler, en ikonik ve klasik saatlerimizi keşfettiler. Bu fuarda ayrıca Akdeniz’de bir Eilean deneyimi için kayıt yaptıran saat meraklıları oldu. Harika sonuçlar elde ettiğimiz bir fuar geçirdik. Bu seneki ana konseptimiz Panerai’nin kökleriydi. İtalyan tasarımı ve geleneğinin bir araya geldiği, zamanla daha da büyüyecek Radiomir Koleksiyonu odağımızdaydı. Genel olarak yeniliklerimizde, markamızın ilk saatlerine atıflar yapan özellikler bulunuyordu. 2023’ün yeni modellerinden Radiomir Annual Calendar, markanın yıllık takvim komplikasyonlu ilk saati; Radiomir Quaranta Goldtech boasts Panerai Goldtech™ ise bünyesindeki Panerai Goldtech™ materyali ve beyaz, gün ışığı fırçalı kadranıyla göğsümüzü kabartan modellerden oldu. Radiomir Otto Giorni, eSteel™ kasası ve pütürlü kadran yapısıyla kendini gösterdi. Radiomir California, Roma ya da Arap rakamlarının kullanıldığı California kadranı ve Brunito eSteel™ kasasıyla boy gösterdi. Tüm bu saatler, klasik Radiomir’in çağdaş bir yorumu.
Radiomir Koleksiyonu’nun DNA’sından bahsedebilir misiniz?
Aslında Radiomir, bizim için her şeyin başladığı yeri işaret ediyor. Panerai’nin efsanevi hikâyesini başlatan, İtalyan Donanması için Radiomir materyalinin icadıydı ve 1935’te üretilen Radiomir, ilk Panerai saatiydi. O zamandan bu yana Panerai, gelişen teknolojiyle uyumlu olarak ilerliyor. Son yıllarda da sürdürülebilirlik ve yeni materyallerdeki ilerlemelerde geleceğe projeksiyon tutarken mirasımızdan yararlanmak bizim için hep çok önemli.
Bahsettiğiniz yeniliklerden biri olan California kadranı da oldukça ilgi çekti. Bu model nasıl ortaya çıktı?
California kadranını 45 mm boyutunda tasarlayarak cazibesini genişletmeyi amaçladık, bu boyut bizim için de çığır açan bir yenilik oldu. Radiomir Origine Brunito PAM01349, Panerai’nin daha önce hiç görmediğimiz unsurlarını barındıran, türünün tek örneği bir saat oldu. Arşivlerdeki Ref 3646’dan ilham alan California kadranı, Roma ve Arap rakamlarının, saat göstergelerinin bir karışımını sergileyerek diğer kadranlardan ayrıştı. Saate otantik ve vintage görünümünü kazandıran yenilikçi kaplama Brunito eSteel™ ise horoloji meraklılarınca çok beğenilen bir materyal oldu.
Kadranda İtalyanca kelimeler de görüyoruz. Panerai’nin geleneksel yanıyla ilgili ne söylersiniz?
Yaratıcı ve stratejik konseptlerimizde, saat kadranlarında ve isimlerinde İtalyanca sözcüklere yer vererek İtalyan köklerimizi her zaman gururla kucaklıyoruz. Geleneksel yanımız, marka kimliğinin dört ana unsuru etrafında çevreleniyor: Sualtı kökenlerini ve yelken dünyasıyla bağlantısını vurgulayan deniz dünyası, Laboratorio di Idee’nin çalışmalarıyla Panerai’yi teknik çözümler ve yeni materyaller konusunda sektör lideri haline getiren yenilikçi yanı, markanın kimliğini kişiselleştiren “Modern Heroes” ve son olarak İtalyan mirası. Tam da bu yüzden, kadranında İtalyanca kelimeler olan bu saatimiz var. Dahası saat, Roma’da düzenlenecek özel bir turla da ilişkili.
Panerai’nin geleneksel ve denizcilik kökenli yanını fuardaki stand tasarımında da gördük. Bu standda nereden ilham aldınız?
Fuardaki standımız, markanın denizle ve Bermudian yelkeniyle olan bağından ilham alıyor, Panerai’nin deniz kâşifleri için enstrümanlar yaratmaya olan bağlılığını yansıtıyor ve yakında yelkenlerini açacak Eilean’ın restorasyonuna saygı duruşunda bulunuyor. Fife’ın efsanevi tersanesinde 1936’da inşa edilen Eilean, Radiomir saatiyle eş vakitlerde ortaya çıkıyor. Müşterilerin Eilean’ın hikâyesini daha iyi anlamalarına yardımcı olmak için fuardaki sergiye birkaç önemli unsur da dahil edildi. Bunlar arasında, 2007 yılında Viareggio’daki Cantiere Navale Del Carlo tarafından restore edilen Eilean’ın tekne güvertesinin bir replikası, 36 Atlantik geçişinin bir kanıtı olan otantik çapası, teknenin tarihi boyunca kat ettiği 150.000 deniz milinin temsil eden Eilean’ın eski motorunun bir reprodüksiyonu ve Eilean’ın Flammarion kitabının büyük boy bir replikası standda yer alıyordu. Yanı sıra, direk ve yelken gibi başka orijinal unsurlar da saat severlerin tecrübe ettiği deneyimi zenginleştirmek için yeniden üretildi.
Gelelim Eilean’ın hikâyesine…
Eilean, bizim için tarihi ve sembolik değere sahip. İlk Radiomir ile aynı dönemde, 1936’da doğuyor. İskoç yat tasarımcısı William Fife III tarafından tasarlanan yelkenli, 1936’da İskoçya’da üretildi. Eilean, İskoç Galcesinde “küçük ada” anlamına geliyor. Geminin Bermudian yelkenleri olarak bilinen üçgen yelkenleri, Lateen yelken tasarımlarından ilham alınarak 17. ve 18. yüzyıllar arasında Bermuda’da geliştirilmiştir. Nemli koşullarda olağanüstü dayanıklılığıyla bilinen Birmanya tik ağacından yapılmış kompozit bir gövdesi var. Geminin iskeleti ise galvanizli demirden inşa edilmiştir. 1980’lerde pop kültüründe bile iz bırakan Eilean, bir Atlantik geçişi sırasında hasar gördükten sonra denize inemez bir hale geldi. 2006 yılında Panerai’nin o zamanki CEO’su Angelo Bonati, Eilean’ı bir mangrov bataklığının içinde yarı terk edilmiş bir halde buldu. Yelkencilikle olan bağımız, Eilean’ı restore etmek için bizi hemen harekete geçirdi. Viareggio’daki Cantiere Navare Del Carlo’ya 2007 yılında yaptırılan restorasyon süreci yaklaşık üç yıl sürdü, toplamda 40.000 saatten daha fazla süren titiz bir işçilik çalışması oldu. Restorasyon sırasında, yelkenlinin orijinal kaplamalarının yaklaşık yüzde 60’ı kurtarılabildi. Eilean’ın Ekim 2009’da yeniden denize indirilişi, İtalyan Donanması’nın La Spezia’daki Yelken Bölümü’nde kutlandı. Yelkenli bugün on kişiye kadar yolcu taşıyabiliyor. Bu meşhur yelkenli, 1 Mayıs’ta altı ülke ve 17 şehri ziyaret edeceği bir Akdeniz turuna açıldı.
Saatçiliğin geleceği için öngörünüz nedir? Akıllı saatler hakkında ne söylemek istersiniz?
Kendi adımıza, stratejilerimizde her zaman uzun vadeli yaklaşımlar benimsedik. Örneğin şimdiden Watches & Wonders 2025 için hazırlanıyoruz. Öte yandan, daha önce NFT’leri özel sürümlerimize dahil etmiştik; ancak müşterilerimizin yapay zekâ yerine insan etkileşimini tercih ettiğini keşfettik. Şunu gördük ki, pek çok kişi iş yaşamı ve artık hayatımıza çok dahil olan teknolojiden bir parça olsun uzaklaşabilmek için Panerai’nin kamp deneyimlerine ya da Arktik keşif gezilerine katılmayı seviyor. İşin daha finansal kısmına geldiğimizde ise Richemont’un yakında açıklanacağı istatistiklerinde Panerai’nin bu sene üst üste ikinci defa rekor kıran bir performansa imza attığını göreceğimizi öngörüyorum. Dünya çapında 200 butiğimizle, her mağazamızdaki gerçek zamanlı yaya trafiğini ve satış verilerini izleyebiliyoruz ve şu ana dek satışlarımızda bir yavaşlama yaşamadık.
Akıllı saatlere gelince, kişisel olarak akıllı saat kullanmasam da varlıklarından memnunum ve hatta destekliyorum. Birkaç yıl önce pek çok kişi akıllı saatlerin İsviçre saat endüstrisini tehdit edeceğine inanıyordu. Ancak şöyle düşünebiliriz; birçok akıllı saat alıcısı daha önce hiç saat takmıyordu. Bu yönüyle akıllı saatler pazarın gelişmesine yardımcı olabilir, bu müşterilerin yalnızca yüzde 1’i mekanik saatlere geçse bile pazar payı için önemli olabilir.