
Kraliyet taçlarından Hollywood ikonlarına uzanan zamansız tasarımlar… Cartier’nin büyüleyici mücevherleri, Victoria & Albert Müzesi’nde açılan sergide göz kamaştırıcı bir şekilde hayat buluyor.
Londra’daki Victoria & Albert Müzesi (V&A), 30 yıl aradan sonra Cartier’ye adanmış ilk büyük sergiye ev sahipliği yapıyor. Geçen ay kapılarını açan “Cartier” adlı sergi, Fransız mücevher evinin yüzyılı aşkın yolculuğunu, eşsiz tasarım anlayışını ve ikonik mirasını mercek altına alacak.
350’den fazla göz kamaştırıcı obje ile Cartier’nin 20. yüzyıl başlarından günümüze uzanan evrimini anlatan sergi kraliyet taçlarından efsanevi taşlara, avangart saatlerden daha önce hiç görülmemiş arşiv çizimlerine kadar büyüleyici bir seçki sunuyor.

Bu ışıltılı hikâyenin merkezinde, markanın kurucusu Louis-François Cartier’nin torunları olan Louis, Pierre ve Jacques Cartier yer alıyor. 1900’lerin başında Paris, Londra ve New York’ta açtıkları butiklerle Cartier’yi bir aile işletmesinden küresel bir lüks imparatorluğuna dönüştürdüler.

“Kralların mücevhercisi, mücevhercilerin kralı” olarak anılan Cartier, zamanla sadece soyluların değil, Grace Kelly’den Rihanna’ya uzanan çağdaş ikonların da gözdesi oldu.

Sergide öne çıkan parçalar ise şunlar:
Kraliçe II. Elizabeth için 1953’te tasarlanan ve nadir bulunan 23.6 karatlık pembe elmasa sahip Williamson broşu.
1902’de hazırlanan ve II. Elizabeth’in taç giyme töreninde takılan Scroll tacı. Bu taç, 2016 yılında W dergisinin kapağında Rihanna tarafından yeniden yorumlanmıştı.
Prenses Margaret’in kardeşinin taç giyme töreninde taktığı 1938 tarihli gül broşu.

Grace Kelly’nin 1956’da taktığı nişan yüzüğü. Bu yüzüğü aynı zamanda son filmi High Society’de takmıştı.

Meksikalı film yıldızı María Félix için hazırlanan ve 1968’de tamamlanan eşsiz yılan kolyesi.
V&A koleksiyonuna ait, 1903 yılında Manchester Düşesi için tasarlanan Manchester tacı.

Cartier’nin en ikonik sembollerinden biri olan panter mücevherlerinden seçmeler.

Cartier London tarafından 1967’de tasarlanan, saat tasarımında bir devrim olarak kabul edilen Crash kol saati.

Helen Molesworth ve Rachel Garrahan küratörlüğünde hazırlanan sergi, Cartier’nin yalnızca takı tasarımındaki değil, marka imajı yaratmadaki öncülüğünün de altını çiziyor.

“Cartier, dünyanın en ünlü mücevher evlerinden biri. Bu sergi, Louis, Pierre ve Jacques Cartier’in babaları Alfred ile birlikte özgün tasarım anlayışı, olağanüstü zanaatkârlık ve uluslararası vizyonla Parisli aile atölyesini küresel bir ikona nasıl dönüştürdüklerini mercek altına alıyor,” diyor serginin küratörleri Helen Molesworth ve Rachel Garrahan.

“Dünya standartlarındaki mücevher koleksiyonuyla V&A, Cartier’nin öncü mirasını ve bir asırdan uzun süredir kültürle yaratıcılığın merkezinde kalma gücünü kutlamak için kusursuz bir sahne. Cartier’nin en ikonik tasarımlarını sergilemekten ve daha önce gün yüzüne çıkmamış arşiv materyalleriyle bu büyüleyici hikâyeyi zenginleştirmekten büyük heyecan duyuyoruz. Bu sergi, takı kavramına yeni bir derinlik katarken, kendimizi süsleme biçimimizi şekillendiren yaratıcı vizyonu da gözler önüne seriyor.”

Serginin çarpıcı atmosferi ise, ünlü Britanyalı mimar ve sanatçı Asif Khan MBE tarafından tasarlandı. Khan, “İzleyicileri sanat ve bilimin kesiştiği bir rüya evrenine davet etmek istedim. Cartier tasarımları, ışık, zaman ve ses içinde süzülüyor; tarih nefes alıyor, gelecek sahnede kalıyor” diyerek serginin hissiyatını özetliyor.

Cartier’nin imza stilinin nasıl doğduğundan teknik ustalığına, ikonik görsel dünyasından çağdaş moda üzerindeki etkisine kadar birçok yönünün ele al sergi, Cartier London tarihine de ışık tutacak. Finalde ise göz alıcı taçların sergilendiği bir bölüm ziyaretçileri bekliyor. “Cartier” sergisi 16 Kasım 2025 tarihine kadar V&A Müzesi’nde görülebilir.
Bu Yılın En Pahalı Mücevheri: The Mediterranean Blue
Prenses Sirivannavari’den Sonsuz Aşka Adanmış Koleksiyon