Ulysse Nardin 175. yılını kutlamak için UFO adını verdiği, şimdiye kadar görülmedik bir deniz kronometresi icat ederek saat yapımıyla hayal dünyası arasında yeni bir köprü kuruyor.
Boylamı doğru belirlemek insanlık tarihinin en önemli dertlerinden biriydi. Boylam sorunu nedeniyle yön tayininde zorlanan yüzlerce gemi battı, binlerce denizci hayatını kaybetti. Boylamı belirlemek ülkeler, krallar, matematikçiler ve gökbilimciler arasında yüzyıllarca süren bir rekabete neden oldu. Boylam sorununu ilk çözen kişi John Harrison isimli İngiliz bir mekanik ustasıydı. Sonra gelenler onun bıraktığı yerden görevi alıp yeni buluşlarla boylamı belirleme ve zaman ölçümünü iyileştirmeye çalıştı. Ancak biri diğerlerinden farklıydı: Ulysse Nardin.
Ulysse Nardin 1846’dan beri gemi saatleri ve deniz kronometreleri ile ünlü, saygı duyulan bir isme ve geçmişten gelen büyük bir mirasa sahip bir firma. Cenevre ve Neuchâtel gözlemevlerinin yarışmalarında aldığı birincilik ödülleriyle tanınıyordu. Yönetime vizyon sahibi Rolf Schnyder geçince daha büyük başarılara imza attı: 2001’de silisyumu ve sentetik elması malzeme olarak kullanan ilk saat markası oldu. The Freak (ilk kez kullanılan Dual Direct Escapement sistemiyle 2002’de Chronos Teknik Yenilik Ödülü’nü aldı), Moonstruck, Trilogy of Time (bu üç saatlik set, Astrolabium Galileo Galilei, Planetarium ve Tellurium ile) Guinness Rekorlar Kitabı’na da geçti.
Şimdi ise Ulysse Nardin 175. yılını UFO adını verdiği, çağlar arasında zaman yolculuğu yaptıran yeni bir deniz kronometresi icat ederek geçmişi bugünü ve geleceği bir araya getiriyor. UFO, 19. ve 20. yüzyıl deniz kronometrelerinden 2001’deki Freak‘e ve 2020’deki Blast‘e kadar Ulysse Nardin‘in tüm saat yapım tarihini tek bir saatte barındırıyor.
UFO bir masa saati olmasının yanında dalgaların hareketini taklit eden üç boyutlu mekanik bir tablo.
Ulysse Nardin‘in CEO’su Patrick Pruniaux, “Eski kodları yeniden kullanarak geçmişte yapılan bir saati yeniden üretmek, bir yıldönümü eseri için yaratıcı niyetimizin bir parçası değildi. Aksine, geriye doğru bir sıçrayıştan ziyade sektörün genel eğilimini tam tersine çevirmek ve ileriye doğru 175 yıllık bir sıçrama yapmak istedik. Daima ileriye bakmak istediğimiz için 2196 yılında tasarlanan bir deniz kronometresinin nasıl olacağını merak ettik,” diyor.
Okyanustan ilham alan UFO‘nun hareketi, mekanik dalgaların hareketlerinden oluşuyor. Saatin mekanik yapısı, okyanusun sürekli devinimiyle birlikte gelgitlerin ritmini anımsatan yumuşak bir salınım üzerine, aslında bir dengesizlik üzerinde denge inşa etmek niyetiyle oluşturulmuş. Saatin devrilmemesinin sırrı, bir tungsten kütlesi içeren mavi yarım küreden alüminyum tabanında bulunuyor. Taban ve cam fanus, camın sökülebildiği eski deniz kronometresi sistemlerine benzeyen bir süngü montaj sistemiyle birleştirilmiş.
Deniz kronometreleri geminin sürekli sallanmasının etkisini ortadan kaldırmak için ahşap kutulara ve yalpa çemberi üzerine yerleştirilmişken Ulysse Nardin UFO bu durumu tam tersine çeviriyor: Sallanma sırasında dalgalar oluşturan saatin kendisi oluyor. Toplam 7,2 kg ağırlığındaki UFO, kendi ekseninden 60 dereceye kadar salınıyor. Ulysse Nardin saat uzmanları yerçekimi, kütle ve atalet merkezini büyük bir hassasiyetle hesaplayarak UFO‘nun her şekilde çalışmasına devam etmesini sağlamış.
Okyanustan ilham alan sadece UFO‘nun hareketi değil, mimarisi de öyle. Saatin yapısı şamandıraları anımsatıyor.
Ulysse Nardin, 1839’dan beri geleneksel saatler üreten ve son yıllarda MB & F‘in CEO’su Max Busser‘in fantastik hayallerini hayata geçirmesiyle ünlü saat firması Maison L’Epée ile işbirliği sonucunda UFO’yu hayata geçirdi.
UFO, 49 mm’lik devasa boyutlardaki denge çarkı ile birlikte 663 bileşenden oluşuyor ve altı ekstra büyük tulumbanın sağladığı bir yıllık güç rezervi sunuyor. UFO, zamanı üç ayrı kadran üzerinde gösteriyor, dolayısıyla üç farklı zaman dilimi görülebiliyor. UFO 75 adetle limitli üretilecek.
Daha önce hiç sunulmamış bir güç rezervini (365 gün) korumak amacıyla XXL (49 mm çapında) pirinç denge çarkı saatte 3.600 titreşimle (0,5 Hz) çalışıyor. Saniyede bir vuruş yapan saniye ibresi de (yarı salınım) saate bir sakinlik kazandırıyor. Böylece UFO meditasyon yapan bir saat duygusu uyandırıyor.
