Zenith’in Bamford Watch Department ve Black Badger işbirliğiyle tasarladığı BWD X BB Zenith El Primero Superconductor’ı, süper iletken materyallerle tasarlanan kasasından yola çıkarak anımsıyoruz.
8 Nisan 1911’de dondurucu soğuklarda katı civanın direnci üzerinde çalışan Nobel ödüllü fizikçi Heike Kamerlingh Onnes, süper iletkenliği bulmuştu. Bu, tarihte bir madde üzerinde süper iletkenliğin ilk keşfiydi; çeşitli maddelerde de devamı geldi. Tarihte bir başka “süper” oluş daha vardı ki, o da bir pazarcının sattığı “süper enginarlar”dı. Şiirde öyle diyordu Didem Madak, pazarcının “süper enginarları” vardı ve bu “süper” oluşta önemli bir şeyler vardı Madak için. Buraya kadar okurun aklında iki soru canlandığını görür gibiyim: Birincisi, Didem Madak şiiriyle süper iletkenliğin birbiriyle ilgisi nedir? İkincisi de, bunların bir saat yazısında ne işi var? Şöyle ki, Zenith’in Bamford Watch Department ile birlikte tasarladığı El Primero modellerinin birinde süper iletken maddeler kullanılıyordu. Saatin bu “süper” oluşunda hoşumuza giden bir şeyler var ve bize şiiri anımsatıyor. Biz de bu iki noktadan yola çıkıp söz konusu saat, BWD X BB Zenith El Primero Superconductor’a gelmeye karar verdik.
Yaklaşık iki sene önce Zenith’in Bamford Watch Department ile işbirliği içinde tasarladığı BWD X BB Zenith El Primero Superconductor, bu iki hünerli ismin birlikte ürettiği en şaşaalı saatlerden biri. El Primero Superconductor’ın şaşaası ise kasasında kullanılan sıra dışı materyal alaşımı ve tasarımından geliyor. Saatin kasası süper iletken maddelerden yapılmış. Saate ismini de adını veren bu süper iletken maddeler (superconductor), elektriği geleneksel maddelerden çok daha hızlı ve etkili bir şekilde iletebiliyorlar. Bu derece güçlü olan bu süper iletkenler, genellikle MR makineleri ve nükleer reaktörlerde kullanılmakta. Peki, bir saatin kasasında ne işi var bu iletkenliklerin? Söz konusu süper iletkenler, bir miktar asit ile karıştırıldığı vakit kasanın tasarımında dikkatleri çeken bir estetik zenginlik doğuyor.
43 mm kalınlığındaki bu kasada bakır ve niyobyum alaşımı kullanılmış. Bakırın içinde bulunan niyobyum filamentleri belli bir açıyla kesildiklerinde yüksek teknolojili ve damarlı bir petek deseni ortaya çıkar. Tıpkı saatin kasasında gördüğümüz gibi. Bu kasanın bitiş yüzeyi ise mat gri ve gümüş tonlarında tasarlanmış, oldukça büyük olan kurma kolu kontrast renkteki bakırla işlenmiş. Kurma kolunun iki yanına konumlandırılan düğmeler ise saat 2 ve 4 konumundalar. Petek desenli bu kasa 100 metreye kadar su direncine sahip. Safir kasa arkası ise saatin içindeki otomatik mekanizmayı gözler önüne seren bir pencereye açılıyor.
Saatin kadranı ise Chronomaster modellerinin alışılmış açık gümüş renginin aksine siyah tonlarında geliyor. Saat 3, 6 ve 9 konumundaki alt kadranları ise hem kadran hem de kasayla kontrast oluşturan altın renginde tasarlanmışlar. Kasa arkasından da görebildiğimiz, saate hayat veren mekanizma ise 1969’da piyasaya sürülen ilk otomatik kronografın bir çeşidi olan El Primero 400B Automatic. 36.000 vph yüksek salınımlı mekanizma 50 saatlik güç rezervine sahip. Dışarıdan görülebilen rotor, ikonik Zenith yıldızı ve Côtes de Genève motifleriyle süslenmiş.
Ve son olarak kayış: 21 mm kalınlığındaki kayış saatin genel görünümüyle uyumlu olarak tasarlanmış, siyah süet deri gövdenin kenarları altın dikişlerle tamamlanmış. BWD X BB Zenith El Primero Superconductor, Bamford Watch Departmant’ın yanı sıra James Thompson, nam-ı diğer Black Badger’ın da olduğu bir işbirliğinde tasarlanmıştı. Saat yalnız parlak ve mükemmel tasarımıyla değil, kullandığı materyallerin fütüristik bir kasa olarak da karşımıza çıkmıştı. Yani, bu “süper” oluşta oldukça fütüristik bir yan da vardı.
