Longines saatleri, sessiz lüks felsefesinin en zarif ifadesini sunuyor.
Pek çoğumuzun kişisel hikâyesinde, bir aile büyüğünün yıllar öncesinden hatıra kalan eşyası vardır. Bir ustanın elinden çıkmış bir mücevher ya da yıllara meydan okuyan bir kol saati. Yüksek kalitede ve zamansız şıklıkta tasarlanan bu aksesuarlar, son yılların gözde terimi sessiz lüksün geçmişten uzanan bir örneği âdeta. Zarafetiyle meşhur Galler Prensesi Diana’nın yıllardır unutulmayan ve hâlâ moda dünyasına ilham olan stilini düşünebiliriz. Prensesin kıyafetlerinden mücevherlerine gösterişten ve kendini gösteren marka logolarından uzak stili, bugün hâlâ moda tutkunlarına ilham veriyor. 2023’ün nisan ayında arama hacminde yüzde 373 civarında artış gösteren sessiz lüks, aslına bakılırsa verdiğimiz bu birkaç örnekten pek de uzak bir kavram değil.
Geçtiğimiz yılların çok izlenen dizisi “Succession” ile popüler hale gelen sessiz lüks, zamansız ve klasik olan, çok uzun yıllar kullanılmak üzere yüksek kalitede üretilen eşyaları tüketim alışkanlığını hedefliyor. Sessiz lüks, 1980 ve 90’lı yıllarda hakim olan marka logolarının kendini cesurca gösterdiği, zenginliğin gösterişli biçimde ortaya çıkarıldığı furyanın aksine daha minimal ve yalın olan bir stili temsil ediyor. Kimileri sessiz lüksü bir fısıltı olarak tarif ediyor, içinde saklı bir zarafet taşıdığına ise hiç şüphe yok.
Yazının girişinde de bahsettiğimiz gibi, her ne kadar son zamanlarda daha sık duyar hale gelsek de sessiz lüks tam anlamıyla yeni bir kavram değil.
Öte yandan ekonomik çalkantılar da sessiz lüksü doğuran etkenlerden biri. Forbes’un haberine göre, 2007 ve 2008 yıllarındaki küresel krizle moda sahnesine çıkan (öncü markalarından biri lüks Fransız markası Céline) sessiz lüks, ekonomik iniş çıkışlarla da ilgili. Bu nedenle Covid-19 salgını sonrası küresel çapta yaşanan ekonomik durgunluğun da sessiz lüksün yeniden hayatımıza girmesinde etkisi oldu. Bir yandan ekonomik istikrarsızlık dönemlerinde büyük logoların kendini gösterdiği alışverişler yapmaktan kaçınılırken bir yandan da zevk ve eğitim sahibi insanlar için bir ürünün pahası, büyük ve gösterişli logosunda değil, yüksek kalitesi ve klasik tarzında aranır oluyor.
Sessiz lüksün tüketim alışkanlıkları yalnız modada değil, yüksek saatçilikte de kendini gösteriyor. Söz konusu mekanik hassasiyetin, ince el işçiliğinin ve zanaatkârlığın yüzyıllardır hüküm sürdüğü yüksek saatçilik de haliyle sessiz lükse uzak bir yerde konumlanmıyor. Hem yüksek kaliteyi hem de zamansız şıklığı bir araya getiren saat markalarından biri de hiç şüphesiz Longines.
1832’de İsviçre’deki Saint-Imier kasabasında kurulan marka, neredeyse iki asra dayanan tarihiyle yüksek saatçilik dünyasının önde gelen markalarından biri olarak yüksek kalitede ve zamansız bir zarafetle saatler üretiyor. Zengin bir geleneğe sahip olan İsviçreli markanın ürün yelpazesinde şık kadın saatlerinden pilot saatlerine her döneme hitap edebilecek çeşitlilik kendini gösteriyor. Her birinin ortak özelliği ise gövdelerindeki mekanizmaların yüksek kalitesi ve tasarımlarındaki zamansız şıklık.
Marka 1999’dan bu yana “Elegance is an attitude” – Zarafet bir duruştur” sloganıyla zamansız şıklıkta saatler tasarlıyor. Bu zamansız zarafetin en güzel örneklerini 1997’de lanse edilen Dolce Vita koleksiyonunda görmek mümkün. Yumuşak dokunuşlarla tamamlanan dikdörtgen kasası, şık kadranı süsleyen Roma rakamlarıyla Dolce Vita saatleri hem günlük kullanım hem de özel günler için saat meraklısı kadınların ilk tercihlerinden biri haline geldi.
Sessiz lüksün ikonik görünümlerinin derlendiği moda makalelerinin vazgeçilmez “look”larından birinin başrolünde de markanın zarafet elçisi Jennifer Lawrence’ı ve bileğinde bir Longines Mini Dolce Vita görüyoruz.
Markanın zarafet elçisi Lawrence’ın saatlere ilgisi yaklaşık beş sene önce, eşinin erkek kardeşi ona babalarından hatıra olan bir saati hediye ettiğinde başlamış. Elçisi olduğu Longines saatlerini zamansız ve şık oldukları için çok beğendiğini söyleyen başarılı aktris, saatleri “sessiz lüks” çekiciliğinde bulduğunu da dile getiriyor. Lawrence’a göre en büyük lüks ise zaman.
Bu satırları okuyan saat meraklılarının pek çoğu hızına bir türlü yetişemediğimiz zamanın en büyük lüks olduğu konusunda Lawrence’a hak verecektir. Tıpkı zamanı zarif bir Dolce Vita kadranından takip etmenin de çekici bir sessiz lüks örneği olduğu konusunda başarılı aktrise hak verdiğimiz gibi.
