Saatolog.com.tr

Saatolog.com.tr Logo

İstanbul’un En Yeni Mekanları

19 Haziran 2024
İstanbul’un En Yeni Mekanları
İstanbul’da yaz bitmeyecek. Hayır, bu bir meteoroloji öngörüsü değil. Arka arkaya açılan yeni mekânlarla bu yıl şehirde enerji hiç düşmeyecek gibi. Ajandanızı hazırlayın, İstanbul’un en yeni mekânları radarımızda.
Pera 77
İstanbul'Un En Yeni Mekânları
Pera 77, İstanbul’Un En Yeni Mekanları Arasında.

İstanbul’un en yeni mekânlarından biri olan Pera 77, lokasyonuyla şehrin dinamik enerjisini yakalarken zengin içerik programıyla da müzikseverlerin favorilerinden biri olmaya hazırlanıyor. Tepebaşı’nda yer alan The Marmara Pera’nın giriş katında yer alan Pera 77, İstanbul’un tarihi ve kültürel açıdan en zengin noktasında. Mekânın işletmeciliği ise emin ellerde. The Marmara Group kalitesiyle hayata geçirilen proje, Türk caz sahnesinin yakından tanıdığı başarılı müzisyen Sıtkı Sırtanadolu’nun işletmeciliğinde.

Geçen yıl açılışını yapan Pera 77, haftanın her günü açık ancak Çarşamba-Pazar günleri arasındaki dört gün boyunca yerli ve yabancı müzisyenlerin sahne aldığı performanslarla öne çıkıyor. Dekorasyonu ise tam bir caz kulübü havasında. New Orleans ruhunu yansıtan renk seçimleri, kadife perdeleri ve caz müziğinin usta isimlerinin fotoğraflarıyla ambiyansı tek kelimeyle mükemmel. Gün boyunca hizmet veren mekânda geniş bir kahvaltı büfesi haricinde a-la carte menü de bulunuyor. Bar menüsü de bir hayli zengin. Özgün kokteyl reçeteleri haricinde geniş bir şarap seçkisiyle de dikkat çekiyor.

Hakkasan Istanbul

Boğaz manzarasının tadını çıkarmak için belki de en ideal yerlerden biri; Hakkasan Istanbul. Mandarin Oriental Istanbul’da açılan yeni şubesiyle sadece gastronomi tutkunlarını ağırlamakla kalmıyor, aynı zamanda şehrin tarihi dokusunu Boğaz’ın en güzel noktasından deneyimleme fırsatı sunuyor. İlki 2001 yılında Londra’nın gece hayatı merkezi Soho’da açılan ve ardından Mayfair’de devam eden Hakkasan’ın yolculuğu ardından Dubai’de devam etti. Bugün dünya çapında 11 restoranı bulunan Hakkasan’ın dört şubesinin Michelin yıldızlı olduğunu hatırlatalım. Türkiye’deki ilk mekânı olan Bodrum’daki başarısından sonra İstanbul’da da açılan Hakkasan’ın iç mekân tasarımını yapan Campbell House, Osmanlı İmparatorluğu’nun estetik mirasına saygı duruşu niteliğinde bir çizgi sergilemiş. Mekânda seçilen kumaşlar, yerli ve yabancı konuklara İstanbul’da olduklarını hatırlatacak cinsten.  

Mutfağına gelince… Kanton mutfağının tüm dünya literatüründe ayrı bir yeri var. Zira modadaki “haute couture” tanımının gastronomideki karşılığı olan “haute cuisine” Kanton mutfağı için kullanılıyor. En önemli özelliği, malzemelerin en taze şekilde kullanılarak doğal lezzetlerini sunabiliyor olmak. Hakkasan da Kanton mutfağının az baharatlı seçkin lezzetlerini sunuyor. Liçi ıstakoz, ballı ızgara Şili levreği, trüf soslu ızgara siyah morina balığı gibi öne çıkan balık tabakları haricinde muhteşem deniz ürünleri, et ve tavuk seçenekleri bulmak mümkün. Vejetaryenler için de oldukça zengin bir menü olduğu kesin.

Ancak buranın bir diğer iddiası kuşkusuz kokteylleri. Yedi yıllık romlar, Japon viskileri, birinci sınıf votkalarla hazırlanan kokteyller doğal lezzetlerle buluşturularak özgün bir sanat eseri olarak karşınıza çıkıyor. Her bir kadeh, farklı aromaları ve özgün reçeteleriyle üzerine uzun uzun düşünülmüş.  

Okra Istanbul

“İstanbul’un merkezi neresi?” diye sorsalar kuşkusuz çoğu insan Taksim olduğunu söyler. Taksim’in ikonik binalarından The Marmara Hotel’in 20. katında açılan Okra da panoramik manzarasıyla şehri ayaklarınızın altına sererek sizi bu kadim kentin merkezine alıyor. Burası bir seyir terasını mükemmel Akdeniz mutfağıyla buluşturmuş bir mekân. 150 kişilik kapasitesinin haricinde 40 kişilik bir özel alanı var. Dolayısıyla samimi gruplar için ideal ortam yaratılmış. Üstelik teras bar Upperist’le dilerseniz geceye devam edebiliyorsunuz. Mekana girince dikkatinizi çekecek en önemli şeyse tasarımının bilinçli olarak sade tutulmuş olması. Başrolü İstanbul’dan çalmaya çalışmaması takdir-e şayan. Her penceresinden İstanbul’un farklı bir noktasını izleyebileceğiniz mekânın mutfağı Hüseyin Ceylan ve Mert Yalçıner önderliğindeki ekibe emanet.

Yüzde yüz yerli ürünlerle hazırlanan menüde ahtapot tandır, yedi baharatlı kuzu kol, kum midyesi öne çıksa da tatlılar bölümünün tartışmasız yıldızı bitter çikolatalı mus. Görüntüsü bile iştah kabartmaya yetiyor. Lokal ürünler ve açık ateşte pişirme tekniğini odağına alan menünün çağdaş çizgisi haricinde sunumları da oldukça başarılı. Her tabak aynı özenle hazırlanıyor.

Zihni Nişantaşı

İstanbul gece hayatına derin bir iz bırakmış mekanlardan birisi olan Zihni Bar, bir kez daha Nişantaşı’ndaki yerinde yeni müdavimler yaratmaya hazırlanıyor. Valikonağı Caddesi’ndeki yeri kuşkusuz yıllar içerisinde yerli ve yabancı binlerce konuk ağırladı. Şimdilerde nostaljik dekorasyonunu korurken modern dokunuşlarla adeta nefes tazeliyor. “İyi yemek, iyi müzik” mottosuyla konuklarını bekleyen Zihni Nişantaşı, kapısından içeri girdiğiniz anda sizi evinizde hissettirecek bir rahatlık hedeflenerek hazırlanmış. Hafızalara kazınan mistik atmosferi ise hala aynı. 1980’lerde başlayan yolculuğunda George Benson gibi ünlülerin sessiz sedasız barında içki içtiği, Ajda Pekkan’ın aniden sahnede göründüğü, Sezen Aksu’dan Meltem Cumbul’a birçok ismin uğrak noktası olan mekân bir kez daha en trend mekânlar arasına girecek gibi.

Üstelik menü çağdaş lezzetler ve leziz kokteyllerle karşınızda. Heykeltıraş Zihni Şardağ’ın yaratıcı vizyonunun her köşesinde hissedildiği Zihni Nişantaşı, bir dönem iş çıkışı uğranılan tek adresken artık uzun soluklu yemekler ve keyifli müzik dinletileri için de ideal adreslerden biri olacak gibi görünüyor.