fbpx

Saatolog.com.tr

Saatolog.com.tr Logo

H. Moser & Cie. CEO’su Edouard Meylan ile Bağımsız Bir Saat Markası Olmak Üzerine

9 Aralık 2022
H. Moser & Cie. CEO’su Edouard Meylan ile Bağımsız Bir Saat Markası Olmak Üzerine

Global bağımsız saat markalarından H. Moser & Cie’nin CEO’su Edouard Meylan, geçtiğimiz günlerde Sami Saat ile birlikte düzenledikleri Türkiye’deki ilk lansmanları için İstanbul’daydı. Lansman öncesi bir araya geldiğimiz Meylan ile saatçilik dünyasıyla yolunun nasıl kesiştiğini ve Moser & Cie.’yi konuştuk.

H. Moser &Amp; Cie’nin Ceo’su Edouard Meylan
Fotoğraflar: Serkan Eldeleklioğlu
H. Moser & Cie’nin CEO’su Edouard Meylan
Fotoğraflar: Serkan Eldeleklioğlu

Saat dünyasıyla yolunuz nasıl kesişti?

Saatçiliğin içinde büyüdüm, ailem birkaç kuşaktan beri saatçilikle uğraşıyor. Babam yıllarca Audemars Piguet’de çalıştı. İsviçre’de hemen herkesin saatçilik yaptığı küçük vadilerden birinde geçti çocukluğum. Üniversite yılları gelince ise yetiştiğim yerde herkesin yaptığından farklı olarak mühendislik okumaya karar verdim. Okulu bitirdikten sonra bir süre yönetim danışmanlığında çalıştım. Ne var ki, en nihayetinde benim yolum da saat dünyası ile kesişti.

Saat dünyasına ilk adımımı satış-pazarlama kısmına atarak başladım, ilk işim Asya’daydı. Sonrasında işin teknik ve iş kısmını öğrenmek için MB&F’e geçtim. H. Moser & Cie.’yi ise kardeşimle birlikte on sene önce, Ekim 2012’de satın aldık. Tarihi çok eski olan markanın iflasa gittiği bir dönemdi. Bir aile şirketi kurarak bu çöküşü tam tersi yöne çevirdik. Şirketin yönetim kurulu başkanlığını ise şu anda babam yürütüyor.

Saatlerde sizi heyecanlandıran şey nedir?

Objelere düşkün biriyimdir; detayları, ince işçiliği, geleneksel ve tarihi dokuları görmeyi severim. Ve tüm Moser saatlerinde de saydığım bu özellikleri yansıtmaya çalışıyoruz. Mekanizmalarımızın finisajlarına ya da kasalar ve kadranlardaki işçiliğe baktığınızda geleneksel olanı fazlasıyla yansıttığımızı göreceksiniz. Ve tabii, her biri aynı zamanda oldukça modern saatler. Hem geleneksel hem de çağdaş olanı bir araya getirmesi H. Moser & Cie.’yi özel kılıyor. Bu, aynı zamanda Moser’in beni en çok heyecanlandıran yanı.

Edouard Meylan: “Hem geleneksel hem de çağdaş olanı bir araya getirmesi H. Moser & Cie.’yi özel kılıyor.”

Bağımsız bir saat markası olmak hakkında ne düşünüyorsunuz?

Şahsen bağımsız bir saat markasında olmayı çok seviyorum. Sektörde bağımsız bir saat markası olarak var olmak, istediğinizi yapabileceğiniz özgür bir alan yaratıyor, ki Moser & Cie. olarak gerçekten çok yaratıcı saatler tasarlıyoruz. Kasasında İsviçre peyniri kullanarak yaptığımız Swiss Made modelini hatırlıyorsunuzdur. Bir başka örnek ise Apple saatleri tarzında ürettiğimiz model mesela. Sektördeki pek çok marka Apple saatlerine karşıyken böyle bir model üretebilmek cesaret isteyen bir adımdı. İşte bağımsız bir saat markası olmak, böyle riskler alabilmenin özgürlüğünü veriyor.

H. Moser &Amp; Cie’nin Ceo’su Edouard Meylan
Fotoğraflar: Serkan Eldeleklioğlu
H. Moser & Cie’nin CEO’su Edouard Meylan
Fotoğraflar: Serkan Eldeleklioğlu

Sohbetimizin başında da bahsettiğiniz gibi on sene önce, neredeyse iki yüz senelik köklü bir markayı devraldınız. Değişim süreci nasıldı sizin açınızdan?

Moser’ı aldığımızda işlerin nereye varacağına dair çok bir fikrimiz yoktu. Hatta uzun bir süre markanın değerini, onu özel kılan şeyin ne olduğunu, devraldığımız bu köklü markada neleri korumamız ya da artık neleri değiştirmemiz gerektiği üzerine düşündüm. Öyle ki, işin ilk aşaması neler yapmamız gerektiğini keşfetmek oldu. Geleneksel olanı korumayı seven bir aile olarak, Moser’ın köklerinden gelen hangi ana unsurları devam ettirmeli ve yenilik olarak nasıl modern dokunuşlar eklemeliyiz gibi sorular üzerine düşündük. Başlarda bir şeyleri denediğimiz, kimi zaman ıskaladığımız, kimi zaman ise başarılı olduğumuz bir süreç geçirdik. 2015’ten itibaren ise artık ne yapmamız gerektiğini öğrendiğimiz bir döneme girdik diyebilirim.

Tüm bu süreci oldukça genç bir CEO olarak götürdünüz. Genç ve dinamik bir yönetici olmanın katkıları neler oldu?

Buna şu açıdan bakabiliriz; Moser’ın yeni teknolojilere çok açık biri tarafından yönetilmesi büyük bir şans oldu. Bugün 20’li yaşların başında olan müşterilerimiz de var. Bu yüzden dijitalleşmeye uyum sağlamak, sosyal medyayı doğru şekilde kullanıp genç müşterilerimize de ulaşabilmek ve tüm bunlarla birlikte dinamik bir marka olmak çok önemli. Tabii bu yalnızca genç bir yöneticiyle de ilgili değil, şirketimizde pek çok genç insan çalışıyor ve enerjileri de yaptığımız işe yansıyor. Ne var ki, günün sonunda dengeyi sağlamak da bir o kadar önemli; tecrübelerini genç arkadaşlarımızla paylaşacak ve onlara yol gösterecek pek çok deneyimli isim de yer alıyor bünyemizde.

H. Moser & Cie’nin DNA’sını nasıl tarif edersiniz?

Toplamda dört ana koleksiyonumuz var: Pioneer, Endeavour, Streamliner ve Heritage. Şöyle söyleyebilirim, dördü de birbirinden çok farklı olan fakat yine de bir noktada benzeşen koleksiyonlar. Benzeştikleri noktayı sohbetimizin en başında dile getirmiştim: Geleneksel, köklerine bağlı fakat bir o kadar da modern saatler, ki bunu ürettiğimiz her saatte yapmayı planlıyoruz. Heritage koleksiyonundaki saatleri, Schaffhausen’daki Moser Müzesi’ndeki parçalardan aldığımız ilhamla tasarlıyoruz. Heritage saatlerinde seramik ve fosforu bir arada kullanarak antik görünen modeller tasarlıyoruz.

H. Moser &Amp; Cie’nin Ceo’su Edouard Meylan
Fotoğraflar: Serkan Eldeleklioğlu
H. Moser & Cie’nin CEO’su Edouard Meylan
Fotoğraflar: Serkan Eldeleklioğlu

Koleksiyonlarınızdan konuşmuşken favori Moser saatiniz hangisidir?

Zor bir soru. Şu sıralar Streamliner koleksiyonundaki saatleri takmayı seviyorum. Öte yandan orijinal daimi takvimli Endeavour Funky Blue modeli favorilerimden biri, çünkü 2015’te ürettiğimiz ve artık bundan sonrasında ne yapmamız gerektiğini biliyoruz dediğimiz mekanizmalardan biri.

Bu sene GPHG’de Tourbillon ödülünü kazanan Pioneer Cylindrical Tourbillon Skeleton var, bu saatten bahsedebilir misiniz bize?

Ortaya çıkması uzun süren bir saat oldu. Moser aslında minimal ve yalın tasarımlarıyla tanınıyor, fakat bu saatte üç boyutlu bir yapıda çalıştık. Saatin içindeki her şey bizzat Moser tarafından yapıldı. Mekanizmanın içinde, saatte duyduğumuz “tik-tak” seslerini oluşturan element de buna dahil, ki bunu dünyada yaklaşık on marka üretebiliyor. Yine oldukça nadir olarak kullanılan üç boyutlu kalibreyi görüyoruz. Bu mekanizmada, yaklaşık iki yüz sene önce üretilen deniz kronometrelerinden ilham aldık. Bize Tourbillon ödülünü getiren Pioneer Cylindrical Tourbillon Skeleton, oldukça hassas ve Moser’in her zaman yaptıklarından farklı, olağanüstü bir saat.

Sami Saat ile birlikte, H. Moser & Cie. olarak Türkiye’deki saatseverlerle buluştunuz. Türkiye pazarının yüksek saatçilik dünyasındaki yeri hakkında ne düşünüyorsunuz?

Aslına bakılırsa Türkiye’ye daha önce gelmeliydik bence, fakat koşullar bizi şimdi buluşturdu. Türkiye oldum olası büyük ve gerçekten bilgili koleksiyonerlerin olduğu bir pazar olmuştur. Türkiye’deki saatseverlerin bu bilgisi ve tutkusu da, beni burada olmakla ilgili en çok heyecanlandıran şeylerden biri.

H. Moser &Amp; Cie’nin Ceo’su Edouard Meylan
Fotoğraflar: Serkan Eldeleklioğlu
H. Moser & Cie’nin CEO’su Edouard Meylan
Fotoğraflar: Serkan Eldeleklioğlu

Önümüzdeki yıllarda Moser & Cie.’de bizi neler bekliyor?

Büyüyüp gelişmeye devam etmekte oldukça azimliyiz. Önümüzdeki haftalarda Hong Kong ve Şanghay’daki ilk butiklerimizi açacağız. Dubai, San Francisco ve Japonya’daki butikler onları takip edecek. Bağımsız bir saat markası olarak bize has olan anlayışla saat üretmeye ve daha çok saat meraklısına ulaşmaya devam edeceğiz. Bağımsız saat markalarının en büyüğü olmayı hedefliyoruz.

Sohbeti, aslında her şeyin temeli olan zaman kavramıyla bitirmek istiyorum. Üç kelimeyle zaman sizin için ne demek?

Nadir, kısıtlı ve lüks.