Bulgari’nin Kreatif Direktörü Fabrizio Buonamassa ile saat tasarımı üzerine konuşmak için bir araya geldik.
Saatlere duyduğunuz tutku ne zaman başladı?
Dört beş yaşlarımda büyükbabam ve babamın bileğinde gördüğüm saatleri beğenir, onları denerdim; saatlerle hikâyem böyle başladı. O zamanlardan beri kullanmayı en çok sevdiğim eşyalar arasında.
Sizi Octo Finissimo, Serpenti Tubogas ve tasarladığınız diğer Bulgari saatleri ile tanıyoruz. Söz konusu Bulgari olunca İtalyan mirasından da bahsetmek gerekiyor. Bulgari saatlerinde Roma kökleri kendisini nasıl gösteriyor?
Bulgari saatlerinin Roma mirasıyla olan ilişkisini anlatmak, Roma tarihine uzanmak kadar uzun bir konu. İtalyan ve Roma esintileri saatlerin boyutlarında, materyallerin nasıl kullanıldığında ve şekillerinde kendisini gösteriyor. Bulgari olarak saf şekiller üzerinde oynamayı, geometrik elementler kullanarak yeni estetik biçimler üretmeyi seviyoruz. Tüm bu aşamalarda, Roma her zaman ilham verici bir yerde duruyor. Öyle ki, bugün Roma’daki çağdaş bir mimari yapı bile bizim için bir ilham kaynağı olabilir.
Tasarımda size neler ilham verir?
Belirli bir ilham kaynağım yok. Çizimlere döktüğüm fikirler, duygulardan doğuyor. Kimi zaman yansıyan bir görüntü, kimi zamansa bir çiçek ya da yaprak ilham kaynağım olabiliyor. Sonrasında da henüz var olmayan bir saati hayal etmeye başlıyorum. Belki de genlerimde ya da beynimde olan bir yetenektir bu; aklıma bir fikir geldiğinde çizmeye başlıyorum.
Nasıl ilerliyor tasarlama süreci? Bir Octo Finissimo nasıl ortaya çıkıyor?
Eskizler ve taslaklarla çevrili bir sürece giriyorum tasarlarken. Bir fikir ortaya çıktığında eskizler yapmaya başlıyorum, sonrasında da saat ustalarıyla konuşup prototipler yapıyoruz. Octo Finissimo da böyle doğdu. Aşağı yukarı 15 sene oldu Octo Finissimo üzerinde çalışmaya başlayalı. Alışılmışın dışında ve modern bir saat yaratmak fikriyle yola çıktık. Hep aynı şekilde gördüğümüz kadran, bezel, kasa ya da bileziklerinden daha farklı bir saat tasarlamak ve kuralları yıkmak istedik, tıpkı 1930’ların sonunda Serpenti Tubogas ile yaptığımız gibi.
Bulgari saatlerinde teknoloji ve tasarım nasıl bir araya geliyor?
Sektördeki markalardan daha farklı bir şekilde çalışıyoruz. Bir fikir doğduğunda saat ustalarıyla birlikte düşünüyoruz. Saat ustaları bize farklı öneriler getiriyor ve saatte nasıl komplikasyonlar olmasını istediğimizi öğreniyorlar. Birimizin mekanizmayı geliştirdiği, birimizin ise bu mekanizma etrafına kılıf tasarladığı bir süreç olmuyor; sürecin en başından itibaren bir arada hareket ediyoruz. İtalyan estetiğinin saat teknolojisiyle bir araya geldiği bir süreçten geçiyor saatler. Aslına bakarsanız tam da bu yüzden, Octo Finissimo şık bir komplikasyonlu saat olarak büyük bir başarı elde etti. Elinizdeki teknolojiyi özel bir tasarımla birleştirdiğiniz zaman başarı yakalayabileceğinizi düşünüyorum. Daha önce rastlanmayan düz ve kasaya entegre titanyum bileziği, aynı renkteki kasa, kadran ve bilezik uyumuyla Octo Finissimo büyük bir başarıya imza attı. Şimdi baktığınızda Ultra Thin’de kullanılan mekanizmalar artık çok yeni değil fakat hâlâ saatçilik endüstrisinde yapılması en zor işlerden biri.
Saat tasarlamanın en zor yanı ne oluyor sizin için?
Kadın saatleri tasarlamak her zaman çok daha zor. Erkek saati tasarlamak bir otomobil tasarlamak gibi, mekanizmayla daha ilişkili. Kadın saatlerine gelince duygular daha çok işin içine giriyor. Hem uzun yıllardır markanın müşterisi olan kadınlara hem de daha genç kadın saat severlerin hoşuna gidecek ve bir yandan da markanın kimliğine uygun saatler tasarlamalısınız. Her biri birbirinden farklı olduğu içinde duyguları yöneterek tasarlamak oldukça zor.
Saatçiliğin yakın geleceğinde tasarım anlayışı nasıl olacak sizce?
Saatçilik çok geleneksel bir endüstri. Ne tür bir teknoloji oyuna dahil olursa olsun içerisinde mutlaka geleneksel saatçiliğin taşları olacaktır. Bugün hâlâ piyasanın en önemli kısmı geleneksel saatlerle domine ediliyor.
Octo Roma ile Octo koleksiyonu, bir kronografla tanıştı. Bu yıl Octo Roma’da göreceğimiz yenilikler nelerdir?
Octo koleksiyonuna kronograf eklediğimiz ve iki yıldan daha fazla bir zamanda geliştirdiğimiz Octo Roma, bugüne kadar geliştirdiğimiz en komplike saat. Üç farklı kadran ve değiştirilebilir kayış seçenekleriyle bizim için yepyeni bir saat oldu.
Bugüne kadar tasarladığınız en ikonik saat hangisi?
Finissimo ve Serpenti Tubogas’nın babasıyım, iki çocuğum var diyebilirim. Tabii tasarladığım pek çok saat daha var bu yüzden seçmek çok zor. Tasarladığım tüm saatleri çok seviyorum fakat aklım daha çok gelecekte tasarlayacağım saatlerde.
Zamanı nasıl tarif edersiniz?
Sahip olduğumuz en değerli şey zaman. Öyle değerli ki, zamanımızı en kıymetli arkadaşlarımıza, ailemize ve sevdiklerimize ayırırız. Benim açımdan ise zamanı gösteren bir alet tasarlıyorum, bir yanıyla çok felsefi.