2023 Wimbledon sona erdi. Zaferleri, sürprizleri, hayal kırıklıkları ve biraz daha fazlasıyla…
Eşitler arasında birinci… Wimbledon hakkında bu tanımı kullanmak herhalde hiç abes olmaz. Grand Slam turnuvalarının en eskisi, en prestijlisi ve geleneklerine en bağlısı, 2023 edisyonuyla yine tarihe dokundu. İki yeni tekler şampiyonu çıkaran, unutulmayacak maçlara ev sahipliği yapan, her sene olduğu gibi ünlü akınına uğrayan ve ekran başından izlerken dahi kalite hissini içimizi işleyen Wimbledon’dan kalanlara göz atacağız.
1 Numara Veda
Iga Swiatek, şu an kadın tenisini sürükleyen isim. Ancak 22 yaşında olmasına rağmen dört Grand Slam şampiyonluğuna sahip genç yıldız için Wimbledon henüz keşfedilmemiş bir dünya konumunda. Geçen sene Roland Garros şampiyonluğunun hemen ardından buraya gelen Iga, üçüncü turda Alize Cornet engeline takılmıştı. 2023’te işlerin farklı gidebileceğine dair bir inanç vardı. Zaten Swiatek de turnuvanın başında ortaya koyduğu performanslarla bunu doğruladı. Zhu Lin, Sara Sorribes Tormo ve Petra Martic maçlarında set bırakmayan Polonyalı yıldız için problemler bu defa dördüncü turda başladı. Belinda Bencic’e karşı mağlubiyetin eşiğinden dönen Iga, 2023 Wimbledon’ın hikâyelerinden birine imza atan Elina Svitolina’ya mağlup oldu. Doğum yaptıktan sonra geri dönen Ukraynalı, yarı finale dek sürecek macerasının en özel galibiyetini dünya 1 numarası önünde aldı. Bu, Iga için hüzünle ve yarım kalmış beklentilerle biten bir Wimbledon daha demekti. Kısacası, dünyanın en iyi kadın tenisçisi çim korta hâlâ tam anlamıyla adapte olmuş değil. Ve önümüzdeki yıllarda bu engeli aşmak için mücadele verecek.
Novak’ın Krallığı
23 kez Grand Slam şampiyonu Novak Djokovic, son dört Wimbledon’ın şampiyonuydu ve turnuvaya rekorlar için gelmişti. Şöyle bir bakarsak; arka arkaya beşinci Wimbledon zaferi ile Roger Federer ve Björn Borg’u yakalayabilir, toplam sekizinci şampiyonlukla Federer’i egale edebilir ve hepsinden mühimi de 24. slam kupasını kaldırarak Margaret Court’un tüm zamanlar rekoruna ortak olabilirdi. 2013 finalinden beri Merkez Kort’ta yenilmeyen, 2017’den beri Wimbledon maçı kaybetmeyen ve çim kortta 28 maçlık bir galibiyet serisine sahip Djokovic’i yenmek zor zanaatti. Nitekim turlar ilerledikçe bunun ne zor bir görev olduğu yeniden anlaşıldı. Dördüncü turda Hubert Hurkacz’ın devasa servisleriyle boğuşmak durumunda kalan Nole, o maç hariç finale dek büyük bir kriz yaşamadan geldi. Carlos Alcaraz’a karşı oynadığı kupa maçında son top atıldıktan sonra ortaya çıkan sonuç sürpriz olsa da Wimbledon hâlâ Novak’ın krallığı. Ve o raketi asana dek All England Club’ın çimlerine bambaşka bir aurayla çıkacak.
Yine Yıkım
“Mutluluk Bakanı” lakaplı Ons Jabeur, tenis dünyasının en sevilen figürlerinden bir tanesi. Öyle ki kaybeden rakipleri bile onu parlayan gözlerle tebrik ediyor ve boynuna sarılıyor, hakkında her zaman övgüyle bahsediyor. Bir Grand Slam finali gören ilk Arap kadını Jabeur’ün misyonu da son derece büyük. Tunuslu raket, hem Afrika kıtasını hem de Arap dünyasını tenisin zirvesinde temsil ediyor. 2022’de Wimbledon finalinde Elena Rybakina’ya, Amerika Açık finalinde Iga Swiatek’e kaybeden Jabeur, hep hayalini kurduğu Wimbledon şampiyonluğuna yine çok yaklaştı. Şampiyonluk kupası Venus Rosewater Dish’i telefon arka planı yapacak kadar bu zaferi isteyen; arka arkaya maçlarda Bianca Andreescu, Petra Kvitova, Elena Rybakina ve Aryna Sabalenka gibi Grand Slam şampiyonlarını geçen Ons, bir finalde daha eli boş kalan taraf oldu. Marketa Vondrousova’ya karşı büyük favorisi olduğu maçı kaybeden Ons, hayallerini süsleyen zafer için en az bir yıl daha beklemek durumunda. Ve belki de günü gelip kazanırsa bu zafer hepsinden daha tatlı olacak.
Ekolün Son Halkası
Çek tenisçilerin Wimbledon’daki mazisi herkesin malumu. Her ne kadar kariyerinin büyük çoğunda ABD’yi temsil etse de Martina Navratilova, Jana Novotna, Petra Kvitova gibi eski şampiyonlar, Merkez Kort’a izlerini bıraktılar. Kısa süre önce Roland Garros finali gören Karolina Muchova, turnuvaya Berlin’de 500’lük bir WTA kupası kaldırarak gelen Petra Kvitova ve eski finalist Karolina Pliskova’nın belli miktarda iddiaları vardı. Fakat Wimbledon öncesi çim zeminde sadece yedi maç kazanan ve ikinci turu hiç geçemeyen Marketa Vondrousova’nın adını zikreden pek kimse yoktu. 2019’da daha çok genç bir tenisçiyken Roland Garros finali oynayan ama Ash Barty’ye boyun eğen Vondrousova; solak forehand’i, slice ve kısa vuruşlarıyla çimde de etkili olabileceğini gösterdi. Yarı finalde Elina Svitolina’nın macerasını bitiren, finalde Ons Jabeur’ün hayallerine sekte vuran Çek raket artık Wimbledon kazanan yurttaşlarıyla aynı cümleye ait. Ve kalitesiyle bundan çok daha fazlasını yapmaması için hiçbir sebep yok.
En İyiyi Yenmek
“Acaba çim kortta oynayabilecek mi?” Carlos Alcaraz, tıpkı Iga Swiatek gibi diğer zeminlerdeki tüm başarısına rağmen bu sorunun odağındaydı. Hem erkek hem tenisinin 1 numaraları, Wimbledon 2023’e etraflarında bir merak çemberiyle geldi. Tabii Carlitos’un farkı hazırlık turnuvalarından Queens’te mutlu sona ulaşmış olmasıydı. Bu spesifik zemindeki en zorlu şeylerden birini, yani hareket etme mevzusunu yavaş yavaş çözen İspanyol yıldızın büyük silahlarıyla belli miktarda tesir yaratması bekleniyordu. Ancak ötesini sürpriz şeklinde değerlendirmek mümkün. Üçüncü turda Nicolas Jarry önünde zorlanan, ardından Matteo Berrettini’ye set veren Alcaraz; Holger Rune ve Daniil Medvedev eşleşmeleriyle iyice havaya girdi. Fransa Açık yarı finalinde kramplarla biten maçtan beri heyecanla beklenen Djokovic rövanşı böylelikle Wimbledon finalinde gerçekleşmişti. Tüm sayılar Sırp efsaneden yana olsa da yaşından büyük bir olgunluk sergileyen Alcaraz, ilk setini 6-1 kaybettiği maçı beş sette kazandı. Artık Manuel Santana ve Rafael Nadal sonrası Wimbledon kazanan ilk İspanyol erkek tenisçiydi. Ve sık sık belirttiği gibi en iyi olmak için en iyiyi yenmişti.
