Tony Scott imzalı 1986 yapımı “Top Gun”, 36 yıl aradan sonra “Top Gun: Maverick” devam filmi ile sinemalara dönüyor.
Eski bir garajdan çıkan klasik bir motosiklet, Amerikan ordusunun madalyalarıyla dolu bir ceket, güneş gözlükleri ve her nasılsa hiç yaşlanmayan Tom Cruise… Buram buram Amerikan övgüsü kokan aksiyon filmlerinin hayranı olmasanız bile Tom Cruise’un bir star olarak hayatımıza girmeye başladığı ve her yanıyla 80’li yılları kadrajına taşıyan “Top Gun”ın devam filmi “Top Gun: Maverick”, nostaljik seyir keyfi sunan bir Hollywood yapımı. 36 yıl aradan sonra çekilen devam filminin yönetmenliğini, daha önce 1982 yapımı “Tron”un da devam filmini çeken Joseph Kosinski üstleniyor.
“Top Gun: Maverick”, artık usta bir pilot olan Pete “Maverick” Mitchell’ın tehlikeli bir göreve çıkmaya hazırlanan bir grup genç pilotun eğitmenliğini üstlenmek üzere hava kuvvetlerine geri dönüşünü anlatıyor. Aradan otuz seneden daha fazla zaman geçmiş olmasına rağmen asi tavırları ve itaat etmeyen yapısıyla hava kuvvetleri içerisinde yükselememiş olsa da Maverick hâlâ donanmanın en iyi pilotlarından biri, hatta en cesuru belki de. Maverick’in eğitmenlik yapmak üzere hava kuvvetleri üssüne ya da bir başka deyişle “ait olduğu yere” geri dönmesi devam filminin nostaljik taşlarını döşüyor. Bu bir grup genç pilot arasında, ölümünden kendini sorumlu hissettiği pilot arkadaşı Goose’un oğlu Bradley’nin olması ise nostaljinin dozunu artıran dinamiklerden biri (kulağa aşırı yorum gibi gelse de babasının kaybından sonra Bradley’e bir şekilde babalık yapmaya çalışan Maverick ve Bradley arasındaki gerilim, bir yanıyla “baba-oğul” çatışmasını akla getiriyor. Bradley’nin Maverick ile çatışmasını ve babasının yolundan giden yolculuğunu daha fazla anlatmadan bu parantezi, Birhan Keskin’in “…Baba dediğin tamamlanmamış bir kelimedir zaten” dizesini anımsayarak kapatıyorum).
İki saati aşan aksiyon dolu filmin en çok övülen yanlarından biri ise kullanılan gerçek F-18’ler ve son teknoloji uçaklara rağmen insanı odak noktasına koyuyor olması. Maverick’in genç pilotları eğitirken “Marifet uçakta değil, pilotta.” repliğiyle hissettiğimiz insan merkezli anlatı, birlikte mücadele edecek bir takım yaratmanın hemen her safhasında hissediliyor.
“Top Gun: Maverick” hem aksiyon hem de nostalji dolu keyifli iki saat vaat ediyor. Hele ki, “Top Gun” ya da Tom Cruise hayranı iseniz filmi mutlaka görmelisiniz. Minik bir spoiler ile bitirecek olursak eğer, Maverick hâlâ o meşhur bakışını atıyor.