Denizciliğin altın çağının en iyi örneklerinden biri olan Eilean ile özel bir geziye katılmaktan veya bir klasik yat yarışında diğer efsane teknelere karşı mücadele etmekten daha “crème de la crème” bir etkinlik geliyor mu aklınıza? Benim gelmiyor doğrusu. Neyse ki ben, şanslı kullardan biri olmalıyım ki Eilean’in güvertesine, 2013’te Napoli’de yapılan Panerai Classic Yacht Challenge sırasında adım atma şerefine eriştim. Sadece Eilean mı? O etkinlikte dünün, bugünün ve yarının en muhteşem yatları, Vezüv Yanardağı’nın gölgesinde yarıştılar. Güzelliklerinden emin, herkesin bakışlarını toplamaya alışkın bu vintage yatlar, 100 yıl öncesinin ihtişamını yaşattı konuklara. Günlerce peşinde koştuktan sonra güzeller güzeli Eilean, kısa bir süreliğine de olsa bizi ağırlamayı kabul etti nihayet. Güvertesinde, ahşabın iyot karışımı kokusuyla canlanan duyularımla bu muhteşem sanat eserinin her santimetrekaresini inceledim. Orijinal dümenine, bronzlarına ve olabilecek en üst kalite ahşap işçiliğine hayran olup 60 yıl öncesinde bu teknede olmayı hayal ederken Panerai’nin navigasyon cihazları ilişti gözüme. Panerai’nin sadece Eilean için tasarlayıp ürettiği, teknenin kimliğini, ruhunu en iyi şekilde yansıtan bu özel aletler bir aşk hikâyesine sürükledi beni. Panerai ve Eilean’in ortak öyküsüne…
Günümüzde ismini yelken sporuna veren nice marka var ancak Panerai gibi böyle meşakkatli bir işe, büyük bir restorasyon projesine girmeye cesaret eden marka azdır. Panerai’nin Eilean’i ele alış biçimi, onun için yaptığı her şey bir tanıtım materyali oluşturmanın çok ötesinde, markanın hem klasik hem de denizci kimliğine yaraşır bir varlık olarak görüp sahiplendiklerini hissettiriyor. Panerai ve Eilean aynı ruhu taşıyan romantikler aslında. Her ikisi de üst düzey zanaatkârlığın ve muhteşem bir estetik anlayışının temsilcileri…
Çinko kaplama metal iskeletinin üzeri Burma tikiyle döşeli olan Eilean, çift direkli ve Bermuda armaya sahip. Modern teknelerdeki gibi alt yakası bumbaya, ön yakası direğe sabitlenen üçgen ana yelkene, markoni arma da denir.
Eilean‘in Küllerinden Doğuşu
“Saatler geçmişti, oturduğum yerde ondan gözlerimi alamıyordum. Boynu bükük, üzgün, âdeta yardım istercesine yanındaki dost tekneye dayanmış, ondan güç alıyordu. O gece arkadaşlarım bol bol konuştu, güldü, eğlendi… Ben sanki orada yoktum. Karanlık çökmesine rağmen sadece onu izledim. Ertesi sabah yanına gittim.” diye anlatıyor Angelo Bonati Eilean’i bulma hikâyesini…
Bonati’nin ertesi sabah tekrar Eilean’i ziyaretinden sonra neler yaşandığına döneceğiz ancak önce Eilean’ın, okyanus dalgaları kadar inişli çıkışlı yaşam öyküsüne bir bakalım. Eilean’e büyüleyici güzelliğini veren kişi, onu 1936’da İskoçya’nın Fairlie kentindeki Fife Tersanesi’nde tasarlayan ve inşa eden William Fife. Gelmiş geçmiş en önemli tekne tasarımcılarından, İskoç bir ailenin üçüncü nesil temsilcisi olan Fife’ın şöhreti, 1888 yılında Dragon isimli tasarımının başarısından sonra tüm dünyaya yayılmış. Fife, yelkencilik tarihinin en önemli yarışlarından biri sayılan America’s Cup için tasarladığı iki yelkenliyle ününü pekiştirmiş. Bu teknelerin, America’s Cup yarışlarına beş defa katılan yelkenci, çaylarıyla tanıdığımız Sir Thomas Lipton için üretilmiş olması işin bilinirliğini daha da artırmış. 1944 yılında vefat edene kadar Fife, 12 metreden 36 metreye kadar birçok yelkenli yapmış. 100’ün üzerinde hızlı ve zarif tekneye can veren Fife’ın, restorasyon görüp hâlâ denizleri şereflendiren yaklaşık 50 yelkenlisi olduğu tahmin ediliyor. Eilean de Fife’ın inşa ettiği son ve en özel örneklerden biri.
William Fife’ın İskoç çelik tüccarı Fulton Kardeşler için, 1930’larda America’s Cup’ta yarışan J-Class yatlardan ilham alarak tasarladığı Eilean’in kaderi o dönemin pek çok klasik teknesi gibi İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra tersine dönmüş. Çokça el değiştiren ve 36 defa Atlantik geçişi yaptığı tahmin edilen Eilean, 1970 ve 80’lerde Karayipler’in en popüler charter teknelerinden biri olmuş. Öyle ki İngiliz pop grubu Duran Duran, 1982’de popüler şarkısı Rio’nun video çekimi için onu kiralamış. Ancak Eilean, Atlantik geçişlerinden birinde, bir gemiyle çarpışıp ağır hasar aldıktan sonra zar zor vardığı Antigua’daki İngiliz Limanı’nda terk edilmiş.
2006 yılında, neredeyse çürümek üzereyken Angelo Bonati tarafından bulunan Eilean’i yıpratan şey, zamandan çok insanların duyarsızlığı olmuş aslında. Bonati’nin İtalya’ya getirttiği Eilean, Viareggio’daki Francesco Del Carlo Tersanesi’nde usta zanaatkârlar tarafından, 40.000 adam/saat süren bir işçilikle eski güzelliğine kavuşturulmuş. Yatın orijinal malzemelerinin çoğunu kurtaran ekip, Eilean’ın kimliğinden hiçbir şey kaybetmemesi için 1930’ların teknikleriyle çalışmalara başlamış. Restorasyon sırasında orijinal yerleşim planına uygun bir şekilde tik kokpit tekrar inşa edilmiş ve ahşap dümen, pirinç pusula, bronz lumboz gibi ekipman korunmuş. Yeniden kullanılamayacak durumda olan parçalarsa orijinal tekniklerle yeniden yapılmış; Tek bir Alaska ladin ağacından yapılan iki yeni direk, baş taraftaki güçlü filika vinci mesela. Son olarak, teknenin kökenine ithafen Fife Tersanesi’nin ejderha motifi Eilean‘ın gövdesine yeniden oyulmuş. 2009 yılında Panerai tarafından yeniden lanse edilen Eilean, Antigua’da bir klasik yat yarışına dahil olduğunda, Duran Duran grubunun bazı üyelerince de ziyaret edilmiş.
Günümüzde Eilean
Eilean yeniden doğduktan sonra kâh klasik yat yarışlarında kendini gösterdi, kâh tahtta 60’ıncı yılını kutlayan Kraliçe II. Elizabeth’in davetlisi olarak Londra’ya gitti. Bugün Eilean, Panerai’nin marka elçisi olarak Akdeniz sularında geziniyor ve klasik yat tutkunlarını ağırlıyor. Ancak siz o şansa erişene dek, 22 metrelik bu özel tekneyi fotoğrafları ve bizim satırlarımızla hatırınızda tutabilirsiniz…
Eilean’in denizdeki duruşu kadar içinin de görkemli olduğunu ekleyelim. Orijinal dümeni, bronz aksesuarları ve eskisini aratmayacak güzellikte üretilen yelken sisteminden gözünüzü alabildiğinizde, sizi içeride enfes Afrika maunu mobilya ve kaplamalar karşılayacak. Her biri özel banyolu, kıçta iki ve pruvada (teknenin baş tarafında) bir kamara yer alıyor. Eilean’de geniş bir oturma alanı ile kaptan ve mürettebat için iki kamara daha var. Yelkenlinin orijinal karakterini yansıtan mobilyalar, banket koltuklar, işli özel nevresimler, aksesuarlar da ayrıca dikkat çekici.
Eğer siz de 85 yıl öncesinden günümüze, bize âdeta zamanın ruhunu anlatmak için bahşedilen Eilean’i görmek isterseniz, [email protected] adresinden kaptanıyla irtibata geçebilir, Eilean’in rotasına göre özel bir randevu ayarlayabilirsiniz.
Ustalığı Ölümsüzleştiren Kitap: Eilean: A Classic Yacht
Francois Chevalie’nin yazdığı, Flammarion tarafından basılan Eilean: A Classic Yacht,Panerai’nin geleneksel yelken kültürüne olan bağlılığı sayesinde yeniden doğuşunu, teknenin 1936’ya uzanan tüm öyküsünü, ilk yolculuğunu, zorlu restorasyon mücadelesini anlatıyor; eşsiz fotoğraflar ve çizimlerle okurunu kendine bağlıyor.