
Bayram tatilinde bu şehirlere seyahat etmeyi planlıyorsanız, yeni açılan restoranlarda yerinizi ayırtın. Gurme rotalar sizi bekliyor.
The Cullinan, Dubai
Bu yıl Dubai’de mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri Jumeirah Marsa Al Arab… Jumeirah otel ve rezidanslarının bulunduğu devasa gökdelende arka arkaya açılan restoran ve barlar ise şehrin gece hayatına yön vermeye çoktan başladı. İşte bunlardan biri The Cullinan.

Binanın birinci katında yer alan steakhouse’un oldukça şık salonunda ve Burj El Arab’a bakan geniş terasında yer bulmak neredeyse imkansız. Misafirlerini karadan denize yolculuğa çıkararak et, deniz ürünleri ve mevsimlik sebzelerden oluşan yemekler sunan restoran, şu anda Dubai’de en iyi biftekleri yiyebileceğiniz adreslerin başında geliyor.

Myrtos, Londra
Şu anda Londra’da en moda mutfak Yunan mutfağı. Ancak bu alanda gerçekten kaliteli hizmet veren yerlerin sayısı kısıtlı. Bunlardan biri de çalıştığı Pied à Terre’nin Michelin yıldızını yedi yıl boyunca korumayı başaran şef Asimakis Chaniotis’in açtığı Myrtos.

Şık restoran, Chaniotis’in memleketi Atina’nın zarafetini Kefalonya’nın rustik cazibesiyle birleştirdiği ilk solo projesi. Bir zeytin ağacının etrafına yerleştirilen beyaz örtülü masalarda Girit salyangoz yahnisi gibi otantik tatları denerken kendinizi Yunanistan’da hissedebilirsiniz.

La Baronne, Paris
İşte yolu Paris’e düşeceklerin dikkatini çekecek yeni bir restoran. Geçtiğimiz kış kapılarını açan La Baronne şu sıralar Işıklar Şehri’nin en görkemli adreslerinden. Baroness Adèle von Rothschild’in eski evi olan, ünlü Hôtel Salomon de Rothschild’in içinde konumlanan restoranda sıradışı bir mutfak sizi bekliyor.

Kadifelerle dekore edilen La Baronne, Fransız mutfağının klasiklerini göz kamaştırıcı bir modernlikle yeniden yorumluyor. Somon carpaccio, tavada kızartılmış kaz ciğeri veya morchella ve sarı şarapla kızartılmış tavuk gibi sembolik yemekleri tadarken, Paris jet sosyetesiyle kaynaşma fırsatı da sizi bekliyor.

Passerine, New York
New York’ta gün geçmiyor ki yeni bir restoran açılmasın… İşte bunlardan biri de Passerine. Bu muhteşem Hint restoranı, Manhattan’ın Flatiron bölgesinde yer alıyor. Daha önce Washington, DC’deki Michelin yıldızlı Rania’yı yöneten şef Chetan Shetty’nin son projesi, paylaşımlık Hint yemekleriyle şimdiden New York’un en iyileri arasına girmeyi başardı.

Restoranda her şeyin glutensiz üretilmesi, sağlıklı beslenmeye önem veren genç neslin de ilgisini çekiyor. Özellikle glutensiz naan’ların rağbet gördüğünü belirtelim. Michelin yıldızlı bir şeften Hint yemekleri tatmak isteyenlerin kaçırmaması gereken bir restoran.

88 Club, Beverly Hills
Beverly Hills’in şu sıralar en gözde mekanı, sıradışı bir Çin restoranı. Başarılı şef Mei Lin’in açtığı 88 Club, Çin kültüründe 8 rakamıyla sembolize edilen refah, başarı ve iyi talihe övgüde bulunuyor. Santa Monica Bulvarı’nın sakin bir köşesinde kapılarını açan mekan klasik bir restorandan ziyade bir kulüp ortamı sunuyor; böylece gecenin ilerleyen saatlerinde trendy bir bar atmosferi misafirleri ağırlıyor.

88 Club’ın menüsü, şef Lin için çok özel ve kişisel çünkü küçükken ailesiyle birlikte pişirdiği Çin lezzetlerine dayanıyor ve köklü Çin mutfağının modern bir yorumuna odaklanıyor.

Imperial Treasure, Tokyo
İlk olarak 2004 yılında Singapur’da açılan, şu anda Hong Kong, Londra ve Paris gibi büyük şehirlerde 20’den fazla şubesi bulunan Imperial Treasure, geçtiğimiz nisanda Tokyo’nun lüks semti Ginza’da açıldı.

Michelin yıldızlı mekan, Şanghay ve Kanton lezzetleriyle tanınıyor ve dim sum gibi klasik tatlarda rakip tanımıyor. Tokyo’daki mekanda gösterinin yıldızı ise yaklaşık 40 gün boyunca yavaşça olgunlaştırılan Pekin ördeği. Ancak bu yemeği bir gün önceden sipariş edin çünkü karmaşık tatları geliştirmek, tatlı karamel ve koyu soya ile meyan kökü tonlarını uyumlu hale getirmek zaman alıyor.
