Saatolog.com.tr

Saatolog.com.tr Logo

Genç Chet, Her Daim Genç Kalan Chet…

19 Ağustos 2022
Genç Chet, Her Daim Genç Kalan Chet…

Caz deyince herkesin aklına ilk gelecek isimlerden Chet Baker’ın daha önce yayınlanmamış kayıtlarının ortaya çıkışı vesilesiyle bu efsaneyi anıyoruz.

Caz müziğine uzaktan da olsa şöyle ya da ilgi duyan hemen herkesin adını zikredeceği birkaç isimden biri, Chet Baker. Çünkü gerek hayat hikâye, gerekse de müziğiyle gerçek bir efsane. Şimdi onu konu edineceğimiz sayısız nedenden en yenisi, daha önce yayınlanmamış, gizli kalmış kayıtlarının ortaya çıkışı. Bunlar vefatından beş yıl önce, 1983-84 yılları arasında Radio France’da canlı çalınmış kayıtlar. “Chet Baker Live in Paris: The Radio France Recordings” adıyla piyasaya sürülen albümde, Chet üç farklı trio ile çalmış. Bu ekiplerin ortak özelliği davulun bulunmaması. Sadece piyano, bas ve trompet…

Genç Chet, Her Daim Genç Kalan Chet...

İki CD halinde (ayrıca dijital platformlarda) yayınlanan albümde 40 sayfalık bir kitapçık; içinde yazılar, yanında Chet’in eşlikçi müzisyenleriyle yapılmış söyleşiler yer alıyor.

Caz fotoğrafçısı William Claxton, arşivindeki Chet Baker fotoğraflarını derlediği, 1993 yılında yayımlanan kitabına Young Chet adını vermişti. Bu isim Chet’in erken dönemine işaret ettiğine istinaden verilmemişti. Claxton her fotoğrafın yanına birtakım kısa notlar düşmüş, bu notlarda Chet’in imajının ve ruhunun her daim genç göründüğüne dikkat çekmişti.

Asi gençlerin kendine örnek aldıkları efsane figürler arasında sinemadaki James Dean’in müzikteki muadiliydi Chet. Bunlar genelde Amerikan yaşam tarzına başkaldıran bir kuşağın trajik ikonları olarak; lanetli, toplumla barışık olmayan serseriler ya da değeri bilinmemiş kişilerdi. Bazı kuşaklar gençlik yıllarında kişiliklerini onlarla özdeş sayardı.

Genç Chet, Her Daim Genç Kalan Chet...

1987’nin eylül ayında Uluslararası Bilsak Caz Festivali kapsamında, AKM’de çalmıştı Chet. Akıllardan çıkmayacak bir akşam olmuştu; kafası bi dünyaydı, çalarken sarhoş piyaniste bağırıp sahneyi terk etmiş, sonra dönerek sadece gitar eşliğinde çalmıştı. Bizim sanatçılarımızda ciddi yansımaları vardı bu adamın: Örneğin Kargo’nun “Bad’lik Amiri” şarkısında adı geçmiş, Yıldırım Türker’in bir şiirine konu olmuştu.

1966 yılında uyuşturucu tacirleri tarafından çenesi kırılmıştı. Bu olaydan sonra trompet çalışı değişmiş, böylece o kendine özgü bir tarz ortaya çıkmıştı. Artık şarkı söyler gibi trompet çalıyor, trompet çalar gibi şarkı söylüyordu. Birileri bunu yanlış çalım tekniği olarak yorumlasa da, zamanla kabul gördü. Müzikal üretimi istikrarlıydı. Nota okumayı her zaman reddetti. Beyazların caz yapma konusunda rüşt ispatlarından biriydi. Çalarken öylesine yumuşak cümleler kuruyordu ki, bazıları ifadelerini kadınsı buluyordu. Kompliman değildi bu, zamanın sert cazcı abilerinin sözlüğünde. Hiçbir trompetçi yalnızlık ve hüzün duygusunu bu kadar derinden hissettirememişti. Çaldığı her nota duygusal bir filmin veda sahnesi gibiydi. Trompetle âdeta şarkı söylüyordu, melankolik bir salınım içinde. Müziğinin yancıları loş ışıkların altında, kadife perdelerin önünde içilen viski ve sigara oldu.

Chet doğrudan Miles’tan etkilenmiş, ilk kez “My Funny Valentine” parçasındaki solosuyla sansasyonel bir çıkış yakalamıştı. Tüm caz anketlerinde bir süper-yıldız olarak başı çekiyordu.

Genç Chet, Her Daim Genç Kalan Chet...

23 Aralık 1929’ta Oklahoma’da doğan Chet ilk kez Gery Mulligan Dörtlüsü’nde tanındı. Vokal yapmaya başlayınca ünü arttı ancak uyuşturucu yüzünden başarı hikâyesi yarıda kesildi. Bu döneminde para için her türlü kalitesiz kaydı yapıyordu. Neyse ki yetmişlerin sonuna doğru kendine geldi. Fiziksel görünümü kötüydü ama bu haliyle daha çok ilgi çekiyordu. Bruce Weber, Chet’i 1987’de garip belgesel “Let’s Get Lost’ta filme aldı, Chet bu filmi göremeden öldü. 58 yaşındaydı, ikinci kattaki bir pencereden düşerek ölmüştü, tuhaf bir hayat için garip bir sondu.

Chet artık tarihin sayfalarından, oralarda yer alan fotoğraflardan bakıyor olsa da, her dinleyişimizde bilinmez bir geleceğe taşıyor bizi. Claxton haklı; Chet her daim genç…