Novak Djokovic, ondan epeydir bekleneni yaptı, erkek tenisinin Grand Slam rekorunu ele geçirdi. 23. zafer ona peşinden koştuğu unvanı da getirdi.
Grand Slam şampiyonluğu sayıları teniste en iyi belirleme bağlamında birincil tercih sebebi olmayı sürdürüyor. Bilhassa da Amerikan medyasının 2000’ler başında Pete Sampras’ın kırdığı rekor ile sayılara odaklanmaya başlaması, bir domino etkisiyle slam şampiyonluğu adedinin ehemmiyetini artırdı. Tam o günlerde büyüklük yolculuğuna başlayan Roger Federer, 2009’da idolü Sampras’ın 14 şampiyonluğunu geride bıraktı. Kırılmaz hissettiren rekorun sadece yedi senede tarihe gömülmesi olacakların sinyali gibiydi. Önce Rafael Nadal, sonra Novak Djokovic’in bir zamanların rekorunu geçişine tanıklık ettik. Federer yarışı önde götürüyor ama kendinden daha genç iki rakibi ivmeleriyle onu her an tehdit ediyordu. Nitekim Federer, 2022 Avustralya Açık’ta 13 sene boyunca oturduğu zirveyi Rafa’ya bıraktı. “Tarihin en iyisi” arayışının en önemli sağlama unsuru artık İspanyol raketi işaret ediyordu. İspanyol efsane, aynı sene 22. kupayı da kazanıp rakipleriyle arasına nispeten güvenli bir mesafe koydu. 20 şampiyonluğu olan eski kral Federer artık kariyerine nokta koymaya yakındı. Djokovic ise pandemi döneminde hem yanlış aksiyonlar hem de tartışmalı kararlarla turnuva oynamakta zorlanır bir hale gelmişti. Sonra işler yeniden ilginçleşti.
Ocak ayında Avustralya Açık sona erdiğinde, Novak Djokovic aradaki farkı kapatmış ve 22. kez Grand Slam şampiyonu olmuştu. Üstelik son yıllarda kaçırdığı birçok slam turnuvası varken. Örneğin Covid aşısı olmamak için feragat ettiği 2022 Avustralya Açık ve Amerika Açık turnuvaları, çizgi hakemine yanlışlıkla topla vurduğu için diskalifiye edildiği 2020 Amerika Açık, oynanmayan 2020 Wimbledon… Her birinin en büyük favorisi olacakken oynamadığı müsabakalar onun elini zayıflatıyordu. Güçlü göründüğü taraf ise fiziksel durumuydu. 36 yaşına gelmesine rağmen dönemdaşlarından ve en büyük rakibi Rafael Nadal’dan çok daha fit durumdaydı. Nadal’ın sakatlıklarla olan imtihanı onu kortlardan uzun süre uzak tutarken, Djokovic’in 2023’ü Avustralya’daki zaferle açıldı. Sırp yıldız, Nadal’ın oynamayacağını duyurduğu Roland Garros’un da en büyük favorisi haline gelmişti.
Tesadüfler güzeldir ve iyi hikâyeler bazen tesadüfler sonucu oluşur. Nadal, 21. slam zaferini kazanıp Federer-Djokovic ikilisini geçerken bunu Djokovic’in evi Melbourne’da, Avustralya Açık’ta yapmıştı. Novak da kendisini rekora taşıyan 23. kupayı Nadal’ın arka bahçesi Paris’te kaldırdı. Belki Rafa turnuvada yoktu ama dünya 1 numarası Carlos Alcaraz ile yılın en heyecan verici eşleşmesine imza attılar. Alcaraz genç ve güçlü taraftı. Nole’nin zihinsel gücü ve tenis kortunda olan biten her şeyi kontrol etme becerisi fark yarattı. İki set boyunca Alcaraz’ın saf kuvvetini ona geri yansıtan; Andy Roddick’in deyişiyle rakibinin önce bacaklarını ve sonra ruhunu alan Djokovic, genç tenisçinin üçüncü set başında yaşadığı kramplarla beraber maçın hakimiyetini tamamen ele aldı. Finalde Casper Ruud’u yenmek ise tek set hariç formaliteden ibaretti.
Geldiğimiz noktada erkek tenisinin tüm majör rekorlarını eline geçirmiş bir Novak Djokovic görüyoruz. En uzun süre 1 numarada kalan, en çok Masters turnuvası kazanan, en çok slam kupasına sahip ve büyük rakiplerine karşı aralarındaki maçların çoğunluğunda galip gelmiş Djokovic’in iddiası diğer herkesten büyük. Özellikle de en baştan beri tahtlarını almak için çabaladığı Federer ve Nadal’dan… Artık sırada hem erkek hem kadın tenisinin tekler slam rekoru olan Margaret Court’un 24’ü var. Wimbledon’a en büyük favori konumunda gidecek Novak’ın şansı, Serena Williams’ın hiç tamamlayamadığı 24. slam arayışından daha gerçekçi duruyor. Ancak şu an dahi onun gelmiş geçmiş en iyi olmadığını söylemek zor.