Modern çağın dijital yıldızı Klaus, genç yaşına sınırları aşan bir başarı hikâyesi sığdırıyor.
Tudor Laurini ya da dünyanın onu tanıdığı adıyla Klaus. Henüz çocukluk yaşlarından itibaren yıldız gibi parlayan Klaus bir DJ, video sanatçısı ve yapımcı. Farklı disiplinleri harmanlayan genç sanatçı sadece içerik üretmekle kalmıyor, imza attığı işlerle sınırların ötesine geçmeye dair bir manifesto ortaya koyuyor. “Wanderlust Vision” adını verdiği ajansında bu vizyonu başkalarıyla buluşturuyor.
Klaus’un hikâyesi çocukluk yıllarında başladı. Elektronik seslerin dünyasına duyduğu tutkuyla kendi parçalarını bestelemeye başlayan genç Klaus, sadece kulağa değil göze de hitap etmek istiyordu. 2013’te başladığı YouTube serüveniyle video kurgusu, grafik tasarımı ve 3D modelleme gibi alanlarda da kendini göstermeye başladı. Genç sanatçının videoları sadece müziğini değil, dünyayı nasıl algıladığını, diğer kültürlerle nasıl etkileşime geçtiğini ve gençliğinin verdiği enerjiyi nasıl yaratıcılığa dönüştürdüğünü gösteriyordu. Bu özgün yaklaşımıyla çok geçmeden büyük bir kitleye ulaşmayı başardı ve İtalya’nın genç jenerasyonunda bilinen bir isim haline geldi.
Genç yaşta DJ’lik yapmak isteyen birine kapılar her zaman açık değildi, Klaus için de başarıya ulaşmak kolay olmadı. Bir yandan eğitimine devam ederken bir yandan da kendi çabasıyla müzik prodüksiyonunun temellerini öğrendi. Bu süreçte yaşadığı her aşamayı takipçileriyle paylaşan Klaus, kendi gelişimini göstererek bir ilham kaynağı oldu. Klaus için yıldızlara ulaşmak sadece bir metafor değil, hayat boyunca sürecek entelektüel ve ruhsal bir yolculuğun parçasıydı.
Yıldızların insanlığa her zaman rehber olduğunu söyleyen İtalyan sanatçı, kendisi için gece yarısında görünen bir nirengi noktası olduğunu da dile getiriyor. Kurucusu olduğu “Wanderlust Vision”ın logosu da bir yıldız, bu tasarım tercihini şöyle anlatıyor: “Logonun bir yıldız olması tesadüf değil; zihinsel ve fiziksel olarak sürekli seyahat etmek, bilgiyi emmek ve dünyadan ilham almak benim misyonum.”
Sanatçı kurucusu olduğu “Wanderlust Vision”da kültürlerarası bir köprü kuruyor: Müzik, sanat, gastronomi, spor, moda ve seyahati aynı potada eriterek seyircisine çok katmanlı bir deneyim sunuyor. Platformunda insanları konfor alanlarının dışına çıkararak farklı bakış açıları kazandırmayı amaçlayan sanatçı, bunu yaparken gelenekle yeniliği, bireysel olanla kolektifi harmanlıyor.
Klaus’un bir diğer tutkusu da saatler. Haliyle Zenith’le yollarının kesişmesi de bir tesadüf değil. Genç müzisyenin saatlere olan tutkusu henüz çocukluk yaşlarında babası sayesinde başlamış. Saatleri yalnızca bir aksesuar olarak değil, zamanın ve insanlığın teknolojiyle kurduğu ilişkideki zarafeti temsil eden bir sanat formu olarak görüyor. Zenith’in yenilikçi fakat zanaatkârlığı koruyan, çok disiplinli bir yaklaşım benimseyen vizyonunun kendi bakış açısıyla aynı yönde olduğunu söylüyor Klaus. Kendi yıldızına ulaşırken bileğinde yolunu tayin etmesine yardım eden yıldızlı bir Zenith saati taşıması da bundan geliyor.
