Geçtiğimiz aylarda Zenith’in yeni CEO’su olarak göreve başlayan Benoit de Clerck ile Zenith’in Watches and Wonders 2024 yeniliklerini ve köklü mirasını konuştuk.
Watches and Wonders 2024 tüm heyecanıyla başlıyor. Bize bu senenin yeniliklerden bahsedebilir misiniz?
Ocak ayında Chronomaster koleksiyonuna birkaç yeni ekleme yaptığımız güçlü bir LVMH Saat Haftası’nın ardından, şimdi Watches and Wonders için Cenevre’ye Defy ile güçlü bir şekilde dönüyoruz. Özellikle siyah, mavi ve gümüş kadranlı Defy Skyline Chronograph ile Defy Skyline’ın çok beklenen bir yorumunu sunuyoruz. Günlük kullanım için harika bir saat olacak. Ayrıca Defy Extreme Diver’ın yeni bir yorumu ve Zenith dalış saatlerinin mirasına kattığımız modern yorumu gösteren bir Defy Revival A3648 de var.
Yeniliklerden hangisi favoriniz oldu?
Kesinlikle mavi kadranlı Defy Skyline Chronograph. 42 mm kasa çapıyla boyutu ideal, her gün kolayca takılabilecek bir model; tek bir tıkla değişebilecek kayış sistemi de saatin görünümünü kolaylıkla değiştirebiliyor. Bu saatte kadrandaki yıldızlı gökyüzü desenini de çok seviyorum, çok yalın fakat saate derinlik ve karakter kazandırıyor. Ve tabii El Primero otomatik yüksek frekanslı kronograf ile donatılması da teknik açıdan saati taktığımda beni mutlu eden yanlarından biri.
Bugüne kadar lüks sektörde farklı şirketlerde çalıştınız. İsviçre saat endüstrisinin bugününü nasıl görüyorsunuz?
İsviçre saat endüstrisi her zaman yenilikçi ve büyüyen bir sektör. Aynı zamanda, gerçek kalite ve ihtişamın sembolü. Zenith olarak biz de saatlerimizin tamamının kendi üretimimiz olmasından çok gururluyuz, bugün için çok kıymetli bir şey bu.
Zenith’in yeni CEO’su olarak markanın dinamiklerinden bahsedebilir misiniz?
Zenith, çok köklü bir tarihe sahip, dinamik ve özgünlük açısından da çok güçlü bir marka. Önümüzdeki sene 160. yılını kutlayacağız ve 160 yıldan beri bugün herkesin bildiği Le Locle’da saat üretmeye devam ediyor. Burası Zenith için çok özel bir yer. Bir gün yolu düşen herkesi Le Locle’a, halka açık olan fabrikamızı ziyarete bekleriz.
Marka olarak 2024’ten beklentileriniz neler?
Zenith’te sevdiğim şeylerden biri çok yalın bir koleksiyonumuzun olması. Gerçekten iyi odaklanılmış, çalışılmış bir koleksiyon devraldım. Ekipler ve benim için açık, daha da önemlisi müşteriler için de açık bir koleksiyon. İşlerini 120 referansla yürütebilen çok az marka vardır. Bu yüzden, bizim için koleksiyonun yalınlığı çok önemli, nasıl ilerleyeceğini görebiliyoruz. Çok az marka kendi mekanizmalarıyla saat üretir; Zenith olarak bunu sağlayıp mükemmel kalite ve hassasiyet sunuyoruz. 2024 için benim hedefim, sektörden ve dünyanın dört bir yanındaki meslektaşlarımdan olabildiğince çok sayıda kimseyle bir araya gelebilmek, piyasalara yakın olmak benim için çok önemli. Hedefim, markanın küresel ölçekteki olumlu gelişimini sürdürmek.
Zenith’e atandığınızda markanın sizi şaşırtan bir yanı oldu mu?
Zenith’in zengin mirası ve köklü tarihi beni çok etkiledi. Belki dışarıdan çok açık bir şekilde görülmeyebilir fakat üretimi ziyaret edip saat ustaları ve miras ekibiyle tanıştıkça tarihini çok daha iyi görmüş oldum. Elimizde daha fazla anlatılması, açıklanması ve kullanılması gereken çok fazla malzeme var. Zenith’te gerçek ve otantik pazarlamayı yapabilecek pek çok gerçek hikâye var.
Peki, Zenith’in mirasıyla olan ilişkisini nasıl buluyorsunuz?
Marka birkaç yıl önce bir miras ekibi kurdu, bence verebileceği en iyi kararlardan biriydi; çünkü güvenli bir şekilde saklanması ve kullanılması gereken çok fazla değerli bilgi var. Bugün Defy Extreme Diver gibi yenilikleri piyasaya sürdüğümüzde bunu görebiliyoruz, markanın geçmişte neler yaptığını keşfetmek çok ilginç. İşte bu yüzden, markanın geçmişiyle köprü kurabilmek için Revival modelleri var. Güçlü bir miras departmanımız olduğu için şanslıyız.
Sizin hikayenize geri dönelim. Saatlerle yolunuz nasıl kesişti?
Saatlerle yolum kariyerimin ilk aylarında kesişti. Aldığım ikinci maaşımla bir saat almaya karar verdim. İlk maaşım da bir fotoğraf makinesine gitmişti.
Daha öncesinde de saatlere merakınız var mıydı?
Saatleri çok büyüleyici bulurum. Bu kadar küçük kasalarda bu kadar hassas mekanizmaların olması hep ilgimi çekmiştir. Yanlış hatırlamıyorsam, çok genç yaşlarımda bile bütün saatlerim otomatikti.
Koleksiyonunuzda özel bir saat var mı?
Bir saat seçmenin her zaman çok önemli bir an olduğunu düşünüyorum. Düğünümde taktığım saat benim için çok özel. O saati bir gün oğlumun da takması için saklıyorum. Sevdiğim bir gelenektir bu.