Jaeger-LeCoultre

Jaeger-LeCoultre saatlerinde teknolojinin en yeni formunu kullanırken incelikli sanat zevkini de ihmal etmez. Jaeger-LeCoultre Nadir Sanatlar Atölyesi’nde unutulmaya yüz tutmuş saatçilik sanatları ustalarınca işlenmeye devam edilmektedir.

Daha 1890’larda komplike saat üretmeye başlayan Jaeger-LeCoultre, estetik ve
teknik arasındaki dengeyi her zaman gözetmiş, 1833 yılında ilk saat fabrikası
olarak Le Sentier’de kurulduğundan bu yana “saat üreticilerinin üreticisi” olarak
saygıyla anılan büyük bir markadır. Henüz 1900’de 128’i kronograf işlevlerine
sahip 350’den fazla kalibre üretmiştir. Markanın ismi, kurucunun torunu
Jacques-David LeCoultre ve Parisli fabrika sahibi Edmond Jaeger’in soyadlarının
birleşiminden oluşur. Edmond Jaeger, üretilen mekanizmalardan öyle memnun
kalmıştı ki birkaç yıl sonra iki markayı birleştirmeye karar verdi. 70’li yıllarda
Quartz Krizi etkisiyle zor duruma düşen marka, Alman VDO Group (Mannesmann)
tarafından satın alındı ve Günter Blümlein yönetiminde eski görkemli dönemine
yeniden kavuştu. 2000 yılında Mannesmann’ın saat bölümünün Richemont Group’a
satılmasıyla o da Richemont Group markalarından biri haline geldi.

Jaeger-LeCoultre’ün 180’den fazla yeteneği bir üretimevinde buluşturan saat
ustaları ve nadir saat sanatlarını uygulayan sanatçıları, şirketin kurucusu
Antoine LeCoultre’un izinden giderek, yüksek saatçilik sanatının zirvesinde olan;
1931’de Art Déco tasarım anlayışıyla polo oyuncuları için üretilmiş çift kadranlı
ikonik Reverso, klasik Master, Polaris, Rendez-Vous ve Atmos gibi koleksiyonlar
sunuyor. Bu büyük üretimevi (Grand Maison) çalışanları bitmek bilmeyen bir
hazineden ilham alarak ustalığın sınırlarını günden güne yeniden çiziyorlar.
Jaeger-LeCoultre için saatçilik sanatının özü, teknolojinin kesinliğiyle zanaatın
hüneri arasındaki mükemmel dengede yatar. Üretimevinin bu hedefini daima
akıllarında tutan saat ustaları teknik inceliklerle estetik zevki bir araya getirmiştir.

Jaeger-LeCoultre Nadir Sanatlar Atölyesi’nde artık yok olmaya yüz tutmuş
saatçilik sanatları elle saatlere işlenir ve bu sanatlar, markanın saatçilikteki büyük
ustalığını kanıtlar. Markanın zengin mirası, geliştirdiği eşsiz çeşitlilik bakımından
da şaşırtıcıdır ve geçmişinde örneğin milimetrenin binde biri mikronu ölçebilen
ilk cihaz Millionomètre (1844), ilk anahtarsız kurma sistemi veya yakın geçmişte
duyurulan Gyrotourbillon gibi tarihe geçen icatlar barındırır. Jaeger-LeCoultre’un
yenilikçi gücünü dünyanın en küçük mekanizması, en komplike kol saatlerinden biri
(Grande Complication), ısı değişimlerinden güç alarak çalışan Atmos, dünyanın en
komplike saatlerini oluşturan üst düzey koleksiyonları dışında, kendi geliştirdiği
1.242’den fazla mekanik kalibre ve 400’ün üstünde patent de göstermektedir.

2021, Jaeger-LeCoultre için Reverso yılıydı. Reverso’nun gerek komplikasyon
gerekse nadir sanatların uygulandığı birçok üst düzey versiyonunu tanıtan,
konuyla ilgili enstalasyon (Michael Murphy, “Spacetime”), sergi, kitap ve kafe
çalışmalarını devam ettiren marka, yılın en komplike saatini de üretti:
Jaeger-LeCoultre Reverso Hybris Mechanica Calibre 185. Altı yılda geliştirilen
bu saat; ilk 4 kadranlı saat olmanın yanında tam 11 komplikasyonlu ve 12 patente
sahip. Saatin Ay fazı, 1.111 sene hiçbir ayarlama yapmak gerekmeden çalışma
gücüne sahip, dört kadranda birçok nadir saat sanatını da görüyoruz. 10 adetle
limitli olan Reverso modeli, 1,6 milyon euro’dan satışa sunuldu.